Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, erken seçim ve yeniden adaylık konularının gündemde olduğu günlerde şair Necip Fazıl Kısakürek'in bir anısını paylaşarak, "Bu mesele han ve yolcu meselesi" ifadelerini kullanması dikkat çekti. Erdoğan, "Birileri hancı bizler de yolcu oldukça biz bu hana daha çok uğrarız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
"İstanbul'la ne kadar iftihar etsek azdır"
"Konuşmamın hemen başında tüm ilçeleriyle tüm semtleriyle göz bebeğimiz İstanbul'u selamlıyorum. Hemşerilerim her birine en derin saygılarımı sunuyorum. İstanbul'un bu müstesna kubbesinin altında ülkemizin ve kültür coğrafyamızın dört bir yanındaki kardeşlerimizle kalbi bizimle atan gönüldaşlarımızın her birine selamlarımı sevgilerimi gönderiyorum.
Kültür Bakanlığımıza, sayın Bakan ve ekibine sergide emeği geçen herkese şükranlarımı iletiyorum. Bu önemli etekliğin düzenlenmesinin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Üstadın dava şuurunu da tüm ihtişamıyla bugünlere taşıyan vakfımızın her bir mensubunu tebrik ediyorum. Vefatının üzerinden 42 sene geçmesine rağmen eserleriyle fikirleriyle mücadelesiyle bugün bile kitlelere yön gösteren üstat Necip Fazıl'ı yad ediyorum.
İstanbul gibi tarihiyle kültürüyle göz bebeğimiz olan nadide bir şehirde yaşamanın bahtiyarlığı içerisindeyiz. İstanbul'la ne kadar iftihar etsek azdır. Böyle kadim bir şehrin hizmetkarı olmaktan şeref duyuyoruz. İstanbul'u anlatan her çalışmayı takdirle karşılıyoruz. Yapay zeka ve ses klonlama gibi pek çok dijital yeniliğin kullandığı sergiyle tarihi İstanbul manzaraları seyredilirken bir yandan da maziye yakinen şahitlik edilecek.
"Asalet yalnızca milletlere has vasıf değildir, fikrin ve şahsiyetin de bir asaleti vardır"
Bu güzel ve anlamlı etkinliğin hepimiz için hayırlar getirmesini diliyor, emeği geçen herkese tekrar şükranlarımı sunuyorum. Şu gerçeği evvela sizleri paylaşmak arzusundayım; milletlerin kıymeti, zenginliği, derinliği, tarih ve medeniyete yaptığı katkılar kadar sinesinden çıkardığı yazar, şair, ilim ve tefekkür insanlarıyla mizana vurulur. Bu eserler aynı zamanda necip olma hasletini; yani asaleti de bünyelerinde taşır. Asalet yalnızca milletlere has vasıf değildir, fikrin ve şahsiyetin de bir asaleti vardır. Necip ismiyle müsemma olan üstat bu asilliğin, bu yüksek fikri mertebenin en mümtaz amillerinden biridir.
Merhum Necip Fazıl, şiir, nesir, tekmil eserleriyle daima ötelerin, ferdaların bir anlamda sıdretil müntehanın peşinde olmuştur. Üstadın sezişi, duyuşu, hissiyatı ve meselelere hakimiyeti onu muasır ve muarızlarından hep farklı kılmıştır. Zekasının keskinliğini, sözünün sarahatini, kalemi, kelamı, dava ve iddiasıyla ortaya koydu. Şiirlerinde zaman ve mekânı eşya ve insanla terkip etti. Mistik bir ürpertiyle birleştirdi. Ferdi ve toplumu hiçbir zaman birbirinden ayırmadı. Üstadın nazarında cemiyetin rüyası olan şiir, duygu, düşüncenin biri ötekini boğmadan, gölgede bırakmadan uyum içinde bir araya getirdiği sanatın adıydı. İnce olduğu kadar rafine, grift olduğu kadar naif dille geçmişi omuzlayıp geleceğe seslendi.
"Bu mesele han ve yolcu meselesi"
Bugün tarihini bilen bir gençlik var. Bugün geçmişten aldığı mirası ve ruhu geleceğe aktarmaya kararlı gururla ve vakur bir gençlik var. Bilimden sanata kültürden diplomasiye bu gençlik müessir ve muteber gençliğin geleceğini inşaa ediyor. Biz de eserlerimiz hizmetlerimizle bu gençliğin önündeki engelleri kaldırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bugüne kadar ki en büyük eserimizi yani Terörsüz Türkiye'yi çok yakın zamanda sağlam bir temel üzerinde yükselteceğiz. Merhum üstadımız gibi bu eseri de bu ülkenin gençlerine teslim edeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Bu düşüncelerle bu serginin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Bir hayat İstanbul Sergisi'nin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Güzel bir hatırası var. Hakimin üstada laf attığı anda, üstadın cevabı çok manidardır; 'Siz burada hancı ben de yolcu oldukça ben bu hana daha çok uğrarım'. Bu mesele han ve yolcu meselesi. Birileri hancı bizler de yolcu oldukça biz bu hana daha çok uğrarız."