TBMM’de düzenlenen grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu gündeme yönelik değerlendirmelerde bulundu.

 Ömer Çelik’in ‘Terörsüz Türkiye ile demokrasimiz üzerindeki siyasi tansiyon kalkacak’ sözlerine tepki gösteren Dervişoğlu, “Bizi, yine, Yeni Anayasa zokasıyla getirdiler. Sonra ne mi yaptılar? Kayyım siyasetine başladılar. Bizlere Demokrasi dersleri verirken, o gün canları hangi belediyeyi istiyorsa, gözlerine hangi ili, ilçeyi kestirdilerse oraya kayyım atadılar. Bunu yaparken terörü bahane ettiler, sonunda terörist başına el uzattılar. Demokrasi dediler, hatta iki gün önce de “Terörsüz Türkiye ile demokrasimiz üzerindeki siyasi tansiyon kalkacak” diye buyurdular. Ben size işin doğrusunu söyleyeyim: Demokrasimiz üzerinde bir tansiyon problemi yoktur. Çünkü demokrasimizin nabzı yoktur. Hasta kaybedilmiştir. Neden biliyor musunuz?  Ben söyleyeyim, çünkü, Cumhuriyete kastedilen yerde, önce demokrasi ölmüştür. Çünkü, Cübbelere düğme dikilen yerde, önce adalet ölmüştür" dedi. 

Erdoğan’dan muhalefete 'gözlerine bant çekmişler' eleştirisi Erdoğan’dan muhalefete 'gözlerine bant çekmişler' eleştirisi

Dervişoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle;

Enflasyon açıklaması

Aylık enflasyon yüzde 3; yıllık ise yüzde 37 diyorlar. Ev fiyatları ise bir yılda yüzde, 70 artmış. Sen neden bahsediyorsun? Bir ayda 57 milyar dolar yaktılar. “Tutuklamanın etkisi de birkaç günde geçti” diye masal anlatıyorlar. Sen kime ne anlatıyorsun? Sanayici üretemiyorum diyor Erdoğan!!! Esnaf, sattığımı yerine koyamıyorum diyor, hatta Cumhurbaşkanı yardımcısı bile çıkıp, ben bu ortamda param olsa faize yatırırım diyor. Çiftçi, ekemiyorum, eksem de satamıyorum diyor, İşçi, emeğimin karşılığını almıyorum, işsiz, iş bulamıyorum, emekli, yaşayamıyorum diyor. Bunlar çıkmış, her köşeye vergi memuru dikeceğim diyor.

“Mehmet Şimşek’e vergi tepkisi”

Hazine ve Maliye Bakanı tahsildar Mehmet bey! Habire vergi topluyorsun. Fakirden fukaradan topladığın vergileri götürüp Finans baronlarına, dolar faizi diye ödüyorsun, sonra da ekonomi iyileşiyor diyorsun. Sen milleti ahmak mı sanıyorsun? Sen 10 yaşındaki çocuğun oyunundan, 20 yaşındaki gencin bilgisayarından, 30’undaki gencin, araba sevdasından dahi haraç alıyorsun. katmer katmer vergi toplayıp, “Kur Koruma” diye yarattığın zenginlerin ceplerini dolduruyorsun. Yetmiyor, deprem diye yıllardır vergi topluyorsun, ilk felakette, vatandaşa yardım değil, IBAN veriyorsun. Kentsel dönüşüm diyorsun, vatandaşın zeytin bahçesine, buğday tarlasına çöküyorsun. Her seçimde aynı köprüyü üçer kere açıp, maliyetini emeklinin üç kuruş maaşına yüklüyorsun.

“Bu aziz vatanı biz yükselteceğiz”

Arkadaşlar, Türkiye’yi 23 yıldır yönetenler, sadece demokrasimizi yıkmadılar, hudutlarımızı yıkmadılar. Anayasamızı yıkmadılar. Vicdan duvarlarını da yıktılar. Sadece ormanları kesmediler, fikir ve irfan damarlarımızı da kestiler, Sadece dereleri, tarlaları kurutmadılar, ahlakı da kuruttular. Yerleştikleri bataklığı böyle yarattılar. Evet, bu kuruyan yerde ise bugün bataklık vardır: Bugün bir şehit cenazesi alt yazıyla geçiştiriliyorsa. Ve aynı anda başka bir cenazede Terörist başının çağrısı okunuyorsa. O çürümüşlüğü tedavi edecek şey bellidir: Bir tercihte bulunmak!  Bizimkisi bellidir. Toplu iğne babama batar diye, babasının resmine bile kıyamayan 4 yaşındaki Alya’nın, acının içinden çıkardığı saf ve temiz sevgi de var halen bu topraklarda. Bizlerin onu yeşertecek vicdanı da var. Bu vicdanın zerresine halel getirmeyeceğiz. And olsun ki Alya’nın acısından taşan o sevgiyle bu aziz vatanı biz yükselteceğiz.

“Özel’e yapılan saldırı basit bir adli vaka değildir”

Bir evlat, babasının mezarını ziyaret edemeyecek öyle mi? Ankara’nın ortasında, merkezinde, herkesin gözü önünde, bir Türk milliyetçisi, rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş’in kabrini ziyaret edemeyecek öyle mi? Yahut Ana muhalefet partisi genel başkanı, fiziki bir saldırının hedefi olacak; üstelik yüzlerce kişinin, onlarca gazetecinin önünde bu gerçekleşebilecek öyle mi? Biz bu aşamaya mı geldik? Sizin maksadınız nedir? Bir cani, hem de bir evlat katili, infaz yasasından faydalanmış aramızda dolaşıyor. Canlı yayında, kameraların önünde, ne hikmetse, bir parti genel başkanına denk geliyor ve saldırıyor. Anayasa’nın her yurttaşa tanıdığı siyaset yapma hakkına yönelen hiçbir saldırı basit bir adli vaka değildir.  Bu sıradan bir cebri fiil değildir. Bu, doğrudan doğruya anayasal düzene, demokratik hayatımıza ve Cumhuriyet’in temel ilkelerine yönelik bir tehdittir.

Bir milletvekiline, bir il başkanına, bir siyasi parti liderine yönelen saldırı; sadece bir kişiye değil, bir hakka, bir kuruma, bir rejime yönelmiş demektir! “Sana siyaset yaptırmayacağım” demektir!Ya da ben siyaset yapma hakkını bile ortadan kaldırırım tehdididir! Bu nedenle bu eylemler sıradan bir asayiş suçu olarak ele alınamaz, ele alınmamalıdır.

Muhabir: Kadir Gürhan