TBMM Genel Kurulu'nda, Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2026 yılı bütçeleri üzerine DEM Parti milletvekilleri söz aldı.

DEM Parti Muş Milletvekili Sümeyye Boz Çakı, bütçe harcamalarının yüzde 99'unun "cari transferlerden" kaynaklandığını, bu durumun bütçenin "gerçek işlevini" gösterdiğini savundu.

Çakı, ekonominin daraldığı, yoksulluğun arttığı bir dönemde tasarrufun "hep tabandan" başlamasının bütçenin sınıfsal yapısını ortaya koyduğunu ileri sürdü.

Asgari ücretin "açlık sınırının" altında olduğunu savunan Çakı, "Bu ücret yaşam standardı değil, açlıkla terbiye politikasıdır. Çünkü asgari ücreti düşük tutup vergi kalem ve oranlarını artırırsanız, toplumun refah düzeyini aşağı çekersiniz." dedi.

DEM Parti Bitlis Milletvekili Hüseyin Olan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, emekliyi ve emekçiyi "canından bezdirir hale getirdiğini" iddia etti.

Olan, partisinin asgari ücretin en az 46 bin lira olmasını istediğini aktardı.

DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Mithat Sancar, "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin yaptığı değerlendirmede, barışın ve barışseverliğin önemine değindi.

Barışı toplumun kendini yeniden kurmasının en etkili yöntemi ve en önemli sonucu olarak nitelendiren Sancar, "Barışı inşa etmenin yolu, toplumsal müzakere ve demokratik siyasetten geçer." diye konuştu.

Sancar, itirazların, eleştirilerin, kaygıların, hatta kırgınlık ve kızgınlıkların "medeni bir şekilde" konuşulması gerektiğini belirterek, "Toplumda da bu sürecin bir tehdit olarak algılandığını söyleyip, nefret ve kin dilini bunun üzerine inşa etmeye çalışanlar var." ifadesini kullandı.

Dünya geneli ve Orta Doğu'daki değişimlere seyirci kalınmaması gerektiğini ifade eden Sancar, şunları söyledi:

"Bugüne kadar hep Orta Doğu'da yaşanan gelişmelerin Türkiye'ye etkisini konuştuk, şimdi Türkiye'den Orta Doğu'ya yayılacak etkileri konuşma zamanı. Gelin, hep birlikte Orta Doğu'yu barış ve demokrasi yoluyla dönüştürmenin öncüsü olalım ve hep birlikte modelini oluşturalım. Büyük barışı ancak böyle kurabiliriz. Başta Suriye olmak üzere bölgenin tümünü kapsayacak, demokratik, eşitlikçi, özgür bir düzenin yolunu, bizler, hep birlikte kuralım. Şimdi barış hukukunu kurmanın zamanıdır. Aslında geciktik bile. 13-14 ayı bulan bu süreçte barış hukukunun sütunlarını çoktan dikmiş olmamız gerekiyordu. Bu Meclis tarihi bir görevle karşı karşıyadır. Barışın hukukunu kurarak yeni yüzyılı demokrasi, özgürlük, eşitlik üzerine inşa etme imkanına sahiptir."

CHP'li Gürer, gıda ürünlerinin yüzde 40'ının çöpe gittiğini söyledi
CHP'li Gürer, gıda ürünlerinin yüzde 40'ının çöpe gittiğini söyledi
İçeriği Görüntüle

DEM Parti Şırnak Milletvekili Ayşegül Doğan, 2026 yılı bütçesinin işçinin, emekçinin, yoksulun, engellinin, asgari ücretlinin bütçesi olmadığını öne sürdü.

Doğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının "Terörsüz Türkiye" sürecinde "herkese söz hakkı vermesi gerektiğini" söyledi.

DEM Parti Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç, Türkiye'nin "aşırı merkezileşmiş" bir sistemle demokratik olarak yönetilmesinin mümkün olmadığını iddia etti.

Bu sistemin sorunlarının en çok yargıda ve ekonomide yaşandığını öne süren Oluç, Türkiye'nin katılımcı ve müzakereci bir demokrasi anlayışına, evrensel demokratik hak ve özgürlüklere dayanan bir sisteme ihtiyacı olduğunu savundu.

Belediyelere yönelik görevlendirmeleri eleştiren Oluç, "Merkezi idarenin gerek gördüğü yerde kayyum atayarak yerel seçim sonuçlarını geçersiz hale getirmesi hukuken de uygun değildir toplumsal, siyasal ve anayasal meşruiyet açısından da geçersizdir. Bu konuda iktidarıyla, muhalefetiyle, bütün partilerin ortak bir yasa teklifiyle bu meseleyi Türkiye'nin gündeminden kaldırması zaruridir ve acildir." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA