DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, Medya Haber TV’de katıldığı programda Barış ve Demokratik Toplum sürecini değerlendirdi. Temel, sürecin birinci aşamasının Abdullah Öcalan ve Kürt Hareketi’nin attığı adımlarla şekillendiğini belirterek, “Bu süreç iyi değerlendirilebilseydi, şu an gelinen aşama çok daha ileri bir aşama olabilirdi. Fakat hem iktidar hem devlet hem muhalefet, Öcalan liderliğinin temposuna göre hareket edemedi” dedi.
Sürecin ikinci aşamasının temel dinamiğinin yasal düzenlemeler olduğunu vurgulayan Temel, “Geçiş Yasası, Barış Yasası, özgürlük ve demokratik entegrasyon yasası gibi yasaların çıkarılarak barışın, toplumsal barışın ve kalıcı bir barışın önü açılmalı. Süreç devam ediyor, bundan dönüş yok” ifadelerini kullandı.
Temel, sürecin risklerine dikkat çekerek, “Darbe sistematiği devrededir. Norm dışı güçler hem iktidarın içinden hem dışından, hem devletin içinden hem dışından sürekli süreç karşıtı odaklar oluşturmaya çalışıyor. Bu nedenle ikinci aşama, esas adımların atılmasını gerektiriyor” dedi.
Siyasi partilerin Meclis Komisyonu’na sunduğu raporları da değerlendiren Temel, MHP raporunu “çözüm perspektifi sunmamış” olarak nitelendirirken, CHP raporunu da eleştirdi: “CHP raporunda süreç öncüsü Öcalan’ın ismi geçmiyor, Barış ve Demokratik Toplum sürecinin adı yok. PKK’nin tarihi adımları ve Öcalan ile uyumu göz ardı edilmiş. Bu büyük bir talihsizlik.”
Henüz rapor sunmayan AK Parti’ye de uyarıda bulunan Temel, “AKP’nin Meclis’e sunacağı rapor, iktidarın ciddiyetine, devleti temsilen sürecin bir tarafı olmasının olgunluğuna ve kapsayıcılığına uygun olmalı. Eğer rapor kamuoyuna yansıyanlar gibiyse, kalıcı bir barış çıkması zor, hatta mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Temel, sürecin ikinci aşamasında Meclis’in sorumluluklarına da değinerek, “100 yıllık bir meselenin çözümünden bahsediyoruz. Bunun bir takvimi olmalı. Henüz net bir takvim yok, bu da çözüm karşıtı odaklara cesaret veriyor” dedi.
Yasal düzenlemelerde partiler arasında konsensüs sağlanmasının önemine işaret eden Temel, “Herkesin Kürt sorunu tanımı farklı olabilir ama esas nokta yasal düzenleme. Bir yasa, iki yasa, üç yasa sonuçta tek yasa çıkarılacak. Ortak akıl, ortak dil ve ortak politika ile bu sorunların önümüzdeki dönem aşılacağını düşünüyorum. Sürecin en güvenilir ve sistematik aktörü Önder Öcalan’dır” diye konuştu.
Temel, sürecin ikinci aşamasının temel dinamiğinin yasal düzenlemeler olduğunu vurguladı:
“Geçiş Yasası, Barış Yasası, özgürlük ve demokratik entegrasyon yasası gibi yasaların çıkarılarak barışın, toplumsal barışın ve kalıcı bir barışın önü açılmalı. Süreç devam ediyor, bundan dönüş yok.”
Sürecin risklerine de dikkat çeken Temel, “Darbe sistematiği devrededir. Norm dışı güçler hem iktidarın hem devletin içinden ve dışından sürekli süreç karşıtı odaklar oluşturmaya çalışıyor. Bu nedenle ikinci aşama, esas adımların atılmasını gerektiriyor” ifadelerini kullandı.
Siyasi partilere çağrı
Meclis Komisyonu’na sunulan raporları değerlendiren Temel, MHP ve CHP raporlarını eleştirdi:
“MHP esas olarak devletin resmi kodlarının ötesinde bir çözüm perspektifi sunamadı. CHP raporunda süreç öncüsü Öcalan’ın ismi geçmiyor, Barış ve Demokratik Toplum sürecinin adı yok. PKK’nin tarihi adımları ve Öcalan ile uyumu göz ardı edilmiş. Bu büyük bir talihsizlik.”
Henüz rapor sunmayan AK Parti’ye de çağrıda bulunan Temel, “AKP’nin Meclis’e sunacağı rapor, iktidarın ciddiyetine, devleti temsilen sürecin bir tarafı olmasının olgunluğuna ve kapsayıcılığına uygun olmalı. Eğer rapor kamuoyuna yansıyanlar gibiyse, kalıcı bir barış çıkması zor, hatta mümkün değil” dedi.
Temel, sürecin ilerlemesi için partiler arasında uzlaşmanın önemine dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Herkesin Kürt sorunu tanımı farklı olabilir ama esas nokta yasal düzenleme. Bir yasa, iki yasa, üç yasa sonuçta tek yasa çıkarılacak. Ortak akıl, ortak dil ve ortak politika ile bu sorunların önümüzdeki dönem aşılacağını düşünüyorum. Sürecin en güvenilir ve sistematik aktörü Önder Öcalan’dır.”





