Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve sorumluların adalet önüne çıkarılması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’nda buluşan Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 1058’incisini gerçekleştirdi. Bu haftaki açıklamada, 5 Temmuz 1991’de Diyarbakır’da gözaltına alındıktan sonra işkenceyle öldürülen Halkın Emek Partisi (HEP) Amed İl Başkanı Vedat Aydın’ın failleri yeniden gündeme taşındı.
Cumartesi Anneleri ve hak savunucuları, kayıpların fotoğrafları ve karanfillerle Galatasaray Meydanı’nda toplanırken, açıklamaya İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin de katıldı.
"Vedat Aydın için adalet istiyoruz"
Açıklamada konuşan kayıp yakını İkbal Eren, Vedat Aydın’ın gözaltına alınmasından cenazesine kadar geçen süreci anlattı. Eren, Aydın’ın 5 Temmuz 1991 gecesi evinden, kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce ‘ifade vermek üzere’ götürüldüğünü söyledi. Gözaltı sonrası emniyet birimlerinden bilgi alınamadığını belirten Eren, “Ertesi gün yapılan tüm resmi başvurulara rağmen, ‘bilgimiz yok’ yanıtı verildi. 7 Temmuz’da bir gazetecinin ulaştığı bilgiyle, Ergani-Maden yolu kenarında bulunan kimliği belirsiz erkek cesedinin Maden Mezarlığı’na gömüldüğü ortaya çıktı” dedi.
Eren, ailenin başvurusu sonrası açılan mezarda, ağır işkence izleri taşıyan bedenin Vedat Aydın’a ait olduğunun tespit edildiğini aktardı. Aydın’ın cenazesi 10 Temmuz’da on binlerce kişinin katıldığı bir törenle toprağa verilirken, törene yönelik saldırıda çok sayıda kişi yaşamını yitirdi, yüzlerce kişi yaralandı.
"Eşi tehdit edildi, evi basıldı"
Eren, Aydın’ın eşi Şükran Aydın’ın faili meçhul cinayetlere ışık tutabilecek bilgiler verdiğini ve olayla ilgili detaylı eşgal tarifinde bulunduğunu dile getirdi. “Eşimi devlet öldürdü” diyen Şükran Aydın’ın yıllarca tehdit edildiğini, evinin basıldığını ve gözaltına alındığını söyleyen Eren, evinin önünde uzun süre beyaz Torosların bekletildiğini belirtti.
"Delillere rağmen dava açılmadı"
İkbal Eren, JİTEM mensubu Abdulkadir Aygan’ın ifadesi ve Murat İpek’in açıklamalarına dikkat çekerek, Aydın’ın JİTEM Komutanı Cem Ersever’in ekibi tarafından, dönemin Diyarbakır Alay Komutanı İsmet Yediyıldız’ın bilgisi dahilinde kaçırılıp infaz edildiğinin ortaya çıktığını söyledi.
Ayrıca dönemin Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Hanifi Avcı’nın da hem kitaplarında hem de mahkemelerde bu bilgileri doğruladığını hatırlatan Eren, Aydın’ın ölümüne dair trafik kontrol noktalarının sahte ihbarlarla devre dışı bırakıldığını ve bu sürecin askeri komuta merkezince organize edildiğini aktardı.
Tüm bu açık ifadelere ve belgeli bilgilere rağmen, 34 yıldır etkin bir soruşturma yürütülmediğini vurgulayan Eren, sözlerini şu çağrıyla sonlandırdı:
“Vedat Aydın dosyasında inkara ve cezasızlığa son verin. Hukuku işletin. Bilinen failleri ve sorumluları yargı önüne çıkarın.”