Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. İddianamenin kabul edilesine tepki gösteren Salıcı, sosyal medyadan yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

52 yaşımdayım. Faili gizleyen çok iddianame gördüm ama acıyı yok sayan iddianameyi az gördüm! Sinan Ateş cinayeti iddianamesinden bahsediyorum. Bu iddianamenin kabul edilmesi bir hukuk skandalı olduğu kadar bir insanlık krizidir.

Yıllar sonra Sinan Ateş cinayetini araştıranlar bu iddianameye bakınca ne görecek, biliyor musunuz? İddianamede Ayşe Ateş’in ifadelerine sadece üç satır yer veriliyor. Ayşe Ateş şikayetçi olurken sanki “Sinan Ateş benim eşimdir. Olayı bütün yönleriyle araştırın. Tüm şüphelilerden davacı ve şikayetçiyim” demiş, sonra da çekmiş gitmiş.

Yahu, Sinan Ateş cinayeti öncelikle ailesinin acısını hafifletmek için yargılanmıyor mu? Peki neden bu acıya sessiz kalınıyor? Neden tüm bulgular değerlendirilmiyor?

Bir an için kendi eşinizin, kendi oğlunuzun, kendi dostunuzun öldürüldüğünü düşünün. İçiniz yanıyor. Acınızı, feryadınızı anlatıyorsunuz. Fakat sizi duyan yok. Sizi gören yok. Sizi ciddiye alan yok. Elinizi vicdanınıza koyun. Ne hissedersiniz?

Özel, Tokat'taki patlamaya ilişkin Vali ile görüştü: Vekil Durmaz görevlendirildi Özel, Tokat'taki patlamaya ilişkin Vali ile görüştü: Vekil Durmaz görevlendirildi

Biz bu iddianame için 1 buçuk sene bekledik. Ortaya 145 sayfalık bir iddianame çıktı. Peki savcı bu 145 sayfanın kaç sayfasında değerlendirme yapmış? 6! Sadece 6!

Ben savcıya hakikate giden tüm bağlantıları çözüp birleştirseydi 'Helal olsun' derdim. Ama Ankara’nın ortasında işlenmiş siyasi bir suikastı sadece 6 sayfalık bir değerlendirmeyle geçiştirmek, bu cinayeti düpedüz örtbas etmektir. Dahası, Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış genç bir siyasetçinin, bir akademisyenin katledilmesini siyasi bir suikast olarak görmemektir.

Benim yargıdan beklentim, “Sinan Ateş cinayeti hangi masada kurgulandı?” sorusunun doğru yanıtını bulmasıdır.

Çünkü Atatürk’ün Cumhuriyet’inde herkes hukukla sınırlıdır. Hukuk dışı hiçbir faaliyet ulusal menfaatlerimizin lehine değildir."

Kaynak: Haber Merkezi