Kurban Bayramı’nın anlamı, kuşaktan kuşağa farklılık gösteriyor. Kimine göre geçmişin değerleri hâlâ canlı, kimine göre ise bayram artık sadece uzun bir tatil.Elips Haber’e konuşan Sosyolog Soner Gül ve üç farklı kuşaktan vatandaşlar, değişen bayram pratiklerine dair görüşlerini paylaştı.

“Bayramlar toplumu bir arada tutan köprülerdir”

Sosyolog Soner Gül, bayramların toplumsal işlevine dikkat çekerek, “Her kuşak kendi çocukluğundaki bayramı özler. Bu özlem bireysel bir nostalji gibi görünse de aslında toplumsal dönüşümün izlerini taşır” dedi.

Gül, sanayileşme ve şehirleşmenin etkisini şöyle özetledi:

“1980 sonrası köyden kente göç hızlandı, çekirdek aile yaygınlaştı. Tatil hakkı kısıtlı olan çalışanlar için dini bayramlar bir dinlenme aralığına dönüştü.”

Ancak bayramların değerinin hâlâ sürdüğünü vurgulayan Gül, “Bayramlar toplumu bir arada tutan köprülerdir. Yüz yüze iletişim, ortak sofralar, kuşaklar arası temas… Tüm bunlar bireysel hayatın içinde kaybolmamalı” ifadelerini kullandı.

“Çocuklar için bayram, bayram içinde bayramdı”

75 yaşındaki Salih Ercan, geçmişin bayramlarını anlatırken, “O zamanlar bayram sabahı daha güneş doğmadan kalkardık. En güzel elbiselerimizi giyer, büyüklerimizin ellerini öper, harçlık toplardık. Çocuklar için bayram, bayram içinde bayramdı” diye konuştu.

S 08713B7F2Fa6Dd0D46D0C725539F4Cb307Ed998D

İBB'ye beşinci dalga operasyonu: Gözaltı sayısı 34'e yükseldi
İBB'ye beşinci dalga operasyonu: Gözaltı sayısı 34'e yükseldi
İçeriği Görüntüle

Günümüzle kıyasladığında ise şunları söyledi:

“Şimdi insanlar daha çok tatile gidiyor. Belki imkânlar arttı ama o samimiyet azaldı. Yine de adı bayram… Bizde yeri ayrı.”

“Mahalle ruhu kalmadı”

38 yaşındaki Fadli Kuş, çocukluğundaki bayramları anlatırken, “O zamanlar bayram, sadece evde değil, sokakta da yaşanırdı. Kapı kapı gezer, şeker toplar, her evden kolonya kokusu alırdık” dedi.

Bugünün bayramlarında bu samimiyetin eksik kaldığını ifade eden Kuş, şöyle konuştu:

“Şimdi o eski mahalle havası yok. Herkes kendi dünyasında. Bayram daha çok dijital ortamda kutlanıyor artık” diye konuştu.

S 11D9Adedc87Bffa5B2A6F3Baadfe7E8674A59Cfe

“Artık bayramın tadı yok”

34 yaşındaki Hakan Altaş, bayramların geçmişte daha anlamlı yaşandığını belirterek, “Kurbanlıklar birkaç gün önceden eve getirilirdi. Bahçeye bağlanır, biz çocuklar başında toplanır, heyecanla beklerdik” dedi.

“Hangi çocuk şeker topluyor artık? Hangi evin kapısı açık?

Bugünkü tabloyu ise şöyle özetledi: “Artık bayramın tadı yok. Herkes geçim derdinde. Sokağa çıktığında bayram gibi değil. Hangi çocuk şeker topluyor artık? Hangi evin kapısı açık?”

“Kutlama biçimi değişti ama anlamı sürüyor” 22 yaşındaki Ömer Taşkaldıran, bayramın gençler için hâlâ bir anlamı olduğunu söylese de biçiminin değiştiğini belirtti: “Benim için bayram, aileyle bir araya gelmek demek. Huzur buluyorum.”

Sosyal medyadan kutlama yapmanın yetersiz kaldığını dile getiren Ömer, “Yüz yüze olmak, el öpmek, ses duymak daha değerli. Sosyal medya yetmiyor” dedi.

Kurban kesimine dair de gözlem aktaran Taşkaldıran, “Bazı arkadaşlar bu dini yönü eskisi kadar önemsemiyor ama yine de geleneksel bağ tamamen kopmadı” diye konuştu.

“Biçim değişse de öz korunabilir”

Sosyolog Soner Gül, tüm bu kuşaklardan gelen gözlemleri değerlendirerek, “Evet, biçim değişiyor ama bayramın özü hâlâ korunabilir. Bu bizim elimizde. Geleneklerimizi bireyselleşmenin içinde yitirmemeliyiz” dedi.

Gül’e göre bayram, “hala toplumsal aidiyetin, kuşaklar arası bağın ve paylaşmanın en önemli sembollerinden biri.”

Muhabir: Tahsin Kemer