Evrensel’den Ramis Sağlam’ın haberine göre Danıştay, Barış Akademisyeni Hafize Öztürk Türkmen'in işe iade kararını iptal eden Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdare Dava Dairesi’nin kararını bozdu. Danıştay Türkmen’in ihraç nedeniyle yoksun kaldığı tüm parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine, özlük haklarının tamamının iade edilmesine karar verdi

1128 akademisyen "Bu Suça ortak olmayacağız" olarak adlandırılan bildiriyi 11 Ocak 2016 yılında imzalayarak kamuoyuyla paylaşmışlardı. Bu tarihten sonra imzacı akademisyenlere yeni akademisyen katılımlarıyla sayı 2212'ye ulaşmıştı.

Bildirgenin imzalanmasının ardından 15 Ocak 2016 tarihinden itibaren imzacı akademisyenler gözaltına alınarak, görevlerinden uzaklaştırılmış haklarında adli ve idari soruşturma başlatılmıştı. Danıştay, 118 akademisyen dosyasının bulunduğunu duyururken, idare mahkemelerinde ve istinaflarda hala karar bekleyen 263 barış akademisyeni dosyası bulunuyor.

Barış akademisyeni Hafize Öztürk Türkmen, mahkeme kararıyla üniversitetedeki görevine iade edilmesine rağmen, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdare Dava Dairesi iade kararını iptal etmişti.

Kamu gücüne karşı ağır eleştirilerde bulunulması ve demokratik çoğulculuk açısından bunlara daha fazla tahammül edilmesi gerektiğini belirten davanın Avukatı Ziynet Özçelik ile dava sürecini konuştuk.

"Düşüncelerin özgürce ifade edilme hakkını savunduk"

Özçelik, akademisyenler yönünden düşüncelerin özgürce ifade edilmesinin daha geniş ele alınması ve daha sıkı bir koruma altında olması gerektiğini belirterek, "Nitekim Anayasa Mahkemesinin Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri kararında da akademisyenlerin görüşlerini rahatsız edici olsa dahi paylaşmasının demokrasinin gelişmesi açısından önemine dikkat çekildiği yönündedir. Müvekkilim Akdeniz Üniversitesi'nden Dr. Öğretim Üyesi Hafize Öztürk Türkmen hakkında bildiriyi imzalama eylemi dışında PKK/KCK terör örgütü ile iltisaklı veya irtibatlı bulunduğunu gösteren somut herhangi bir bilgi veya belgenin bulunmadığı netti." bilgisini aktardı.

‘Terörsüz Türkiye’ komisyonunun ilk toplantı tarihi belli oldu
‘Terörsüz Türkiye’ komisyonunun ilk toplantı tarihi belli oldu
İçeriği Görüntüle

"Masumiyet karinesi yok sayıldı"

Anayasa Mahkemesinin Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri kararındaki gerekçelerinin Bölge İdare Mahkemesi tarafından dikkate alınmamasını değerlendiren Özçelik, "Anayasa'nın 153. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesi tarafından ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı ortaya koyulan bir eylemin Bölge İdare Mahkemesince yaptırım gerektiren bir fiil olarak nitelendirilmesi masumiyet karinesine aykırılık oluşturuyordu. Hak olarak tanımlanan bir eyleme idari ya da cezai herhangi bir yaptırım uygulanması mümkün değildi. Bölge İdare Mahkemesi kararında yer alan sadakat yükümlülüğü değerlendirmesinin hatalı olduğu, bildiriyi imzalayan öğretim üyelerinin akademik özerklik çerçevesinde görüşlerini açıklamasının sadakat yükümlülüğünün ihlali anlamına gelmeyeceğini belirtmiştik." dedi.

“Bildiri imzalamak ‘terör’ ile ilişkilendirilemez”

"Bu Suça ortak olmayacağız" bildirisini imzalayan akademisyenlerin "terör" ile ilişkilendirilmesini Danıştay Beşinci Dairesi tarafından "hürriyeti bağlayıcı" olarak değerlendirildiğine dikkat çeken Özçelik, "Anayasa Mahkemesi, esas yönünden yaptığı incelemede öncelikle başvurucuların bir bildiriyi imzalamaları nedeniyle terör örgütü propagandası yapma suçundan hürriyeti bağlayıcı cezalara çarptırılmalarını ifade özgürlüğüne müdahale olarak değerlendirdi. Anayasa'nın 13. maddesinde öngörülen koşullara, müdahaleyi ihlal olarak değerlendirmek gerekir. Anayasa Mahkemesi, kararında incelemesini demokratik toplumda gereklilik kriterinde yoğunlaştıracağını belirtti. Temel hak ve özgürlüklere yönelik bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi gerekir. Anayasa Mahkemesi, zorunlu toplumsal ihtiyaç kriteri açısından çözümlenmesi gereken temel meseleyi değerlendirirken, Barış Bildirisini desteklenmesine göz atmak gerekir. Kararda, şiddete başvurmayı cesaretlendirici ifadeler barındırmadığı, terör suçlarının işlenmesi tehlikesine yol açmayan düşünce açıklamasının, bir terör örgütünün ideolojisi, hedefleri ya da çeşitli sorunlara dair görüşleri ile benzerlik göstermesinin, terör propagandası olarak nitelendirilmesi için tek başına yeterli olmadığını belirtmesi önemli noktalardan olmuştur." diye konuştu.

Danıştay özlük haklarını iade etti

Danıştay'ın, Hafize Öztürk Türkmen'in üniversitedeki işine iadesine karar verdiğini sözlerine ekleyen Özçelik, "Müvekkilimin ihraç nedeniyle yoksun kaldığı tüm parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine, özlük haklarının tamamının iade edilmesine karar verildi. Ayrıca Danıştay, İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yaptığımız istinaf başvurumuzu kabul ederek, temyize konu Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdare Dava Dairesinin 28/12/2023 tarih ve E:2023/2869, K:2023/7908 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle bozulmasına hükmetti." dedi.

Kaynak: Haber Merkezi