MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İslam dünyasının NATO yapısına benzer bir güvenlik ve savunma örgütüne ihtiyacı olduğunu belirterek “Kudüs Paktı”nın derhal hayata geçirilmesi gerektiğini savundu.
TRT Haber’e açıklamalarda bulunan Bahçeli, Gazze başta olmak üzere Filistin’de İsrail’in devam eden saldırılarına dikkat çekti. “Gazze başta olmak üzere Filistin’de İsrail’in hunharca işlediği soykırım devam etmektedir. Türkiye en başından beri, İsrail’i bu zulümden vazgeçirmek, mazlum Filistin halkına destekte bulunmak ve 1967 sınırları dâhilinde, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin’in tanınması suretiyle iki devletli çözümle kalıcı barış, huzur ve güven ortamını sağlamak üzere hassas ve akılcı bir politika izlemiştir” dedi.
Bahçeli, Türkiye’nin her platformda savunduğu politikaların takdire şayan olduğunu da ifade ederek, İslam dünyasının ortak bir güvenlik anlayışı ile hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
Bahçeli'nin açıklamaları şöyle:
"Gazze’deki insanlığa karşı suçların, işlenen soykırımın ve haksızlığın sona erdirilebilmesi için, her şeyden önce, ABD başta olmak üzere İsrail’i açıktan ya da örtülü olarak destekleyen ülkelerin ikili oynamaktan, her açıklamasında İsrail’e karşı bir manevra alanı bırakma arzusundan vazgeçmelidir.
21. yüzyılın ayıbı, insanlığın utancı bebek, kadın, yaşlı her türlü insani ve ahlaki hasletleri yok eden yaklaşımlar derhal son bulmalıdır. Türkiye’nin İsrail’e karşı ortak savunma gücü önerisini başta İslam ülkeleri olmak üzere ciddiyetle herkes değerlendirmeli, desteklemelidir.
Batı’nın Rusya karşısında ayakta tutmaya çalıştığı NATO yapısına benzer bir güvenlik ve savunma örgütüne İslam dünyasının ihtiyaç duyduğu, İsrail’in saldırılarıyla açıkça görülmüştür. Bu ihtiyaca cevaben, Partimizin önerdiği “Kudüs Paktı” derhal hayata geçirilmeli, İslam ülkelerinin güvenliği hiçbir ülkenin insafına ve inisiyatifine bırakılmamalı, bu gibi durumlarda İslam ülkelerinin ortak güvenlik mekanizması işleterek işbirliği ve eşgüdüm halinde İslam’a ve mukaddesatımıza uzanan elleri bertaraf edebilmesi acilen temin edilmelidir.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 12 Eylül 2025 tarihinde Filistin sorununun iki devletli çözümü maksadıyla yapılan oylamada 148 devlet Filistin lehine oy kullanırken ABD’nin de içinde olduğu 10 devlet red, 12 devlet ise çekimser oy kullanmıştır. Ancak geçmiş BM kararlarını tanımadığı gibi İsrail, kendisine yönelik açık bir ihtar anlamına gelen bu kararı da tanımamaktadır.
Uluslararası sistem ise buna müdahale edememekte, aciz kalmaktadır. 1945 şartlarında oluşan ve güncel uluslararası dengeleri yansıtmaktan uzak olan BM sistemi adeta çökmüş durumdadır. Uluslararası barış ve güvenlik, İsrail gibi “haydut devletler” tarafından her geçen gün daha büyük bir risk altına atılmaktadır."
"Filistin’in güvenliği Türkiye’nin güvenliğidir"
"Filistinliler zorla yerlerinden, yurtlarından ve yuvalarından çıkarılmak istenmektedir. Filistinli kardeşlerimizin nerede yaşayacağı hiç kimsenin, hiçbir ülkenin tayin edebileceği bir konu değildir. Mazlumları toprağından koparmak, toprağı da üzerinde yaşayan hak sahiplerinden ayırmak bedeli ve vebali çok ağır bir suç ve skandaldır. Filistin halkını bırakınız topraklarından çıkarmayı veya zorla yerinden edilmesini, bunu ifade etmek dahi gayri hukuki, gayri insani ve gayri ahlaki bir tutumun özetidir.
Unutulmamalıdır ki, Filistin’in güvenliği Türkiye’nin güvenliğidir. Filistin devletinin tanınması, küresel barış ve huzurun anahtarıdır. Türk milletinin sabrı artık taşmıştır. İslam ülkeleri veya Birleşmiş Milletler İsrail’in saldırılarını engelleyemiyorsa, o zaman tarihin sesine kulak verilmeli, Filistin’in ve medeniyetler şehri Kudüs’ün ruhunu ve dokusunu bilen Türk milleti yeni bir nöbet için devreye girmelidir."