Harvard Study of Adult Development (2019) araştırması, çocukluk döneminde baba figürüyle sağlıklı bir duygusal bağ kuramayan erkeklerin, yaşam boyu ilişkilerinde güven sorunları yaşadığını ortaya koydu. Araştırmada, bu kişilerin büyük bölümünün “yakınlıktan kaçınan” ya da “bağımlı ve onay arayan” ilişki kalıplarına sahip olduğu belirtildi.

Mine Ataman’dan KKTC’de ‘Yeşil Okullar’ buluşması
Mine Ataman’dan KKTC’de ‘Yeşil Okullar’ buluşması
İçeriği Görüntüle

Psikologlara göre bu erkekler genellikle iki uçta davranıyor: Bir kısmı duygusal yakınlıktan korkarak içine kapanıyor, duvar örüyor ve kırılmamak için soğuk davranıyor.

Diğer kısmı ise partnerine aşırı tutunuyor, sevgiyi sürekli kanıtlarla görmek istiyor ve kıskançlık eğilimi gösteriyor. Uzmanlar, bu davranışların temelinde “çocuklukta onaylanmamış benlik duygusunun” yattığını vurguluyor.

Araştırmaya göre, babasından “Seninle gurur duyuyorum” cümlesini duymamış erkek, yetişkinlikte bu onayı partnerinde arıyor. Dışarıdan bakıldığında güçlü, zeki ve başarılı görünse de, içinde hâlâ “küçük ve değersiz hisseden bir çocuk” taşıyor. Bu nedenle ilişkilerde, partnerinden sürekli değer görme ve motive edilme beklentisine giriyor.

Bağlanma Kuramı’nın (Attachment Theory, Bowlby, 1988) da altını çizdiği gibi, çocuklukta güvenli bağ kuramayan birey, aynı modeli yetişkinlikte tekrar ediyor. Uzmanlar, “aşkın bu yarayı iyileştiremeyeceğini” belirterek, çözümün kişinin kendi içsel ebeveyn figürünü bulmasında yattığını söylüyor: “Gerçek olgunluk, aşkın değil, kimse tutmadığında bile seni ayakta tutan içsel gücün eseridir.”

Bu bulgular, erkeklik algısının yeniden tanımlanması gerektiğini gösteriyor. Duygularını bastırmaya, kırılganlığı zayıflıkla özdeşleştirmeye zorlanan erkeklerin, hem kendileriyle hem de ilişkileriyle barışmaları için duygusal farkındalığın erken yaşta geliştirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

Kaynak: Haber Merkezi