Dursun Erkılıç

Başkent Üniversitesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen 2. Uluslararası Başkentler Sempozyumu'nda konuşan Prof. Dr. Mehmet Tunçer, Roma Dönemi Ankara’sının simge yapıları olan Antik Roma Tiyatrosu ve Augustus Tapınağı’nın tarihi ve korunması gereken kültürel miras niteliğini anlattı. Tunçer, Ankara’nın Roma ile kardeş şehir olması yolunda önemli adımların atıldığını vurguladı.

Roma Dönemi’nden günümüze uzanan bir kültürel miras

Başkent Üniversitesi Kültürel Miras ve Dijital Hafıza UNESCO Kürsüsü tarafından düzenlenen 2. Uluslararası Başkentler Sempozyumu’nda (BACA 2025), Çankaya Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Tunçer, “Kardeş Şehir: Roma–Ankara” başlıklı sunumuyla dikkat çekti. Tunçer, kadim bir Roma şehri olan Ankyra’nın (Ancyra–Angora–Ankara) günümüze ulaşan önemli yapılarından Antik Roma Tiyatrosu, Roma Hamamı ve Augustus Tapınağı’nı detaylarıyla anlattı.

Antik Roma Tiyatrosu kazılarla ortaya çıktı

Ankara Kalesi yakınlarında, Hisarparkı Caddesi ile Bentderesi arasında yer alan Antik Roma Tiyatrosu, 1980'li yıllarda tesadüfen keşfedildi. Ayakkabıcılar Çarşısı inşaatı için yapılan kazılar sırasında ortaya çıkan kalıntılar, geçmişin tiyatro kültürüne ışık tutan değerli bir miras olarak kayıtlara geçti. 1982-1986 yılları arasında Ankara Üniversitesi ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi uzmanları tarafından yürütülen kazılarla yapı kısmen ortaya çıkarıldı.

M.S. 2. yüzyıla tarihlenen tiyatro, tipik bir Roma tiyatrosu planına sahip. Ancak zamanla Bizans etkisiyle değişikliğe uğradığı, orkestranın havuza dönüştürüldüğü ve sahne binasının farklı amaçlarla kullanıldığı saptandı. Yaklaşık 59 metre cavea çapına sahip yapı, Anadolu’daki küçük tiyatrolar sınıfına giriyor.

Kültürel miraslar, sürdürülebilir koruma ile yaşatılmalı

Tunçer’e göre Ankara’nın tarihi mirası yalnızca bir geçmiş kalıntısı değil; şehir yaşamını zenginleştiren, toplumsal belleği güçlendiren bir değer. Ancak bu miras, ekonomik baskılar, yanlış kentsel kararlar ve plansız yapılaşmalar nedeniyle ciddi tehdit altında. Son 25 yılda yaşanan tahribat ise neredeyse vandalizm seviyesine ulaşmış durumda.

Barış Akademisyeni Fulya Atacan hayatını kaybetti
Barış Akademisyeni Fulya Atacan hayatını kaybetti
İçeriği Görüntüle

UNESCO’nun 1972 tarihli sözleşmesine atıfta bulunan Tunçer, kültürel mirasların yalnızca bir ulusa değil, tüm insanlığa ait olduğunu vurguladı. Bu bağlamda, Ankara’nın çok katmanlı tarihsel yapısı — Frig, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait kalıntılar — korunarak geleceğe aktarılmalı.

Augustus Tapınağı ve “Yazıtlar Kraliçesi”nin önemi

Ankara’nın tarihi kalbinde, Hacı Bayram Camii’ne bitişik Augustus Tapınağı, yalnızca mimari açıdan değil, içerdiği yazıtlarla da benzersiz bir değer taşıyor. “Res Gestae Divi Augusti” adlı yazıt, Roma İmparatoru Augustus’un hayatını ve başarılarını anlattığı en uzun Latince metin olarak biliniyor ve yalnızca Ankara’daki tapınakta eksiksiz biçimde bulunuyor.

Bu tapınak, Dünya Anıtlar Vakfı tarafından 2002 yılında “Dünyada korunması gereken 100 anıttan biri” olarak ilan edilmişti. Ayrıca Augustus Tapınağı ve Hacı Bayram Camii birlikteliği, 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınarak uluslararası platformda tescillendi.

Kardeş şehir ilişkisiyle tarihsel bağlar canlanıyor

Prof. Dr. Tunçer, Roma ile Ankara arasında kurulması hedeflenen “kardeş şehir” ilişkisini, şehir planlaması, çevre yönetimi ve kültürel mirasın korunmasında ortak stratejiler geliştirme fırsatı olarak değerlendiriyor. Roma Büyükelçiliği’nin de desteklediği bu ilişki sayesinde, iki şehrin tarihi ve kültürel bağları daha görünür kılınacak.

Augustus Tapınağı'nın yazıtı gibi Roma İmparatorluğu'na dair eşsiz belgeler barındıran Ankara, Tunçer’e göre bu ilişki için en uygun şehirlerden biri. Kardeş şehir anlaşmasının, Antik Roma Tiyatrosu'nun açılışı ile birlikte gerçekleştirilmesi planlanıyor.

Kültürel mirasın korunması için somut adımlar atıldı

2009 yılında başlatılan ve kültürel mirasa zarar verdiği iddia edilen fıskiyeli havuz projesi, birçok uzmanın ve sivil toplumun eleştirisine neden oldu. 2020 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Kent Konseyi'nin girişimiyle uzmanlardan oluşan bir danışma kurulu kuruldu. Bu kurulun hazırladığı rapor doğrultusunda, havuz kaldırılarak yerine kuru havuz yapıldı. Böylece Augustus Tapınağı’na ve “Yazıtlar Kraliçesi”ne verilen zararlar önlenmiş oldu.

Tunçer, bu tür hassas yapıların korunması için Roma’daki “Ara Pacis Augustae” örneğinden esinlenilerek, Augustus Tapınağı’nın şeffaf cam bir müze yapısı içinde korunmasını öneriyor. Bu yöntemle tarihi yapı hem doğal etkenlerden korunacak hem de ziyaretçilere açık bir kültürel merkez olarak işlev görecek.

Ankara, sadece modern Cumhuriyetin başkenti değil; aynı zamanda çok katmanlı bir tarihsel geçmişe ev sahipliği yapıyor. Prof. Dr. Tunçer’in de vurguladığı gibi, Roma Dönemi’nden kalan yapıların korunması ve tanıtılması, şehrin kültürel kimliğini güçlendirecek ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girme potansiyelini artıracaktır.

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin son yıllarda yürüttüğü projeler, kültürel mirasların korunması yönünde atılan somut adımlar arasında öne çıkıyor. Antik tiyatro restorasyonu, Kaleiçi bölgesindeki yapıların iyileştirilmesi ve tarihi alanların arkeolojik parklara dönüştürülmesi, Ankara’nın geçmişiyle barışarak geleceğe yürümesinde önemli rol oynuyor.

Muhabir: Dursun Erkılıç