Türkiye Gazetesi’nden Gamze Erdoğan’ın haberine göre, Ankara’da da özellikle Kızılay gibi işlek bölgelerde “kafe” adı altında hizmet veren bazı mekânlar, kafe hizmetinin yanı sıra falcılık yapmayı sürdürüyor. Yeni yılın yaklaşmasıyla birlikte bu işletmeler, 2026 beklentisini fırsata çevirerek zamlı tarifeye geçti.
Fenomenle iş birliği
Yeni yılın nasıl geçeceğini merak edenler fal kafelere yönelirken, artan talep fiyatlara da yansıdı. Bazı işletmeler kahve falını 1.000 TL, tarot falını 2 bin TL’ye sunuyor. Günde 50’den fazla kişiye hizmet veren bu mekânların aylık gelirinin 2 milyon lirayı aştığı belirtiliyor. Falcılığın yasak olduğu Türkiye’de bazı işletmeler “Fal Kafe”, “Hoş Sohbet” gibi isimlerle ya da kafe ruhsatıyla açtıkları iş yerlerinde gizli fal odalarında faaliyet gösteriyor. Sosyal medya fenomenlerinin ücretsiz seanslar ve reklam paylaşımlarıyla bu yerlere müşteri çektiği ifade ediliyor.
“Hiçbir şekilde yasal sayılmaz”
Gazetemize değerlendiren hukukçu Caner Yenidünya “Türkiye’de fal bakılması açıkça yasaktır. 677 sayılı Kanun’un 1’inci maddesi, falcılığı batıl inançları besleyen ve kamu düzenini ilgilendiren bir faaliyet olarak görür ve her ne şekilde olursa olsun fal bakılmasını yasaklar. Bu nedenle ücretsiz, eğlence amaçlı ya da sembolik şekilde sunulması da hukuken sorunludur. Uygulamada sıkça yapılan bir hata, vergi ödemenin suç unsurunu ortadan kaldırdığı düşüncesidir. Vergi Usul Kanunu’na göre, vergiyi doğuran olayın kanunlarla yasaklanmış olması mükellefiyeti ortadan kaldırmaz. Vergi levhası, fal bakma fiilini yasal hâle getirmez ve cezai sorumluluğu kaldırmaz. Ödenen vergi, kişiyi hapis cezasından, işletmeyi de kapatılma riskinden korumaz” diye konuştu.
Hukukçu Caner Yenidünya: 'eğlence' vurgusu sonucu değiştirmez
Falcılığın hukuki açıdan yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdiğine dikkat çeken Caner Yenidünya “İşletmenin dekoratif bir konsept sunması ya da “eğlence” vurgusu yapması, bu sonucu değiştirmez. Özetle; falcılık faaliyeti vergi ödenerek, kafe konseptiyle ya da “danışmanlık” adı altında sunulduğunda bile hukuka uygun hâle gelmez” ifadelerini kullandı. “Ancak, bir yandan mevcut yasağın, toplumun istismar edilmesini önlemek için kararlılıkla uygulanması gerektiği savunuluyor” diyen Yenidünya “Diğer yandan bu alanın mutlak yasak yerine sıkı denetim ve ağır vergilendirme yoluyla düzenlenmesinin daha gerçekçi olup olmadığı da tartışılmaktadır” açıklamalarında bulundu.





