Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran hakkında yürütülen soruşturma kamuoyunda yankı uyandırırken, AK Parti’li Şamil Tayyar da konuya ilişkin açıklamalarda bulundu.
Sadettin Saran, hakkında yürütülen soruşturma kapsamında yapılan uyuşturucu testinde pozitif sonuç alınmasının ardından, “uyuşturucu madde temin etme”, “uyuşturucu kullanımını kolaylaştırmak” ve “uyuşturucu kullanma” iddialarıyla başkanlık makamında gözaltına alındı.
AK Parti eski milletvekili Şamil Tayyar, katıldığı TGRT canlı yayınında gözaltı süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Tayyar, Saran’ın tutuklanma ihtimaline ilişkin görüşlerini paylaştı ve soruşturma sürecine dair açıklamalarda bulundu.
Tayyar'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
"Ben Sadettin Saran ile ilgili ilk olayda, bir paylaşım yapmıştım. Tutumunu doğru bulduğumu ifade etmiştim. Bugün gelinen noktada tavrını çok yanlış buluyorum. Devlete güvenen bir kişi, özel bir labratuardan sonuç alamaz. Yeniden örnek vermek siteyebilirsiniz ama bu mahkemenin takdirinde olur. Bu yaptığı devlete meydan okumadır. Siz koskoca bir kulübün başkanı olarak bunu yapamazsınız.
Yargı önünde herkes eşittir. Kendisine kulüp başkanı olduğu için ayrıcak tanınmasını kimse beklemesin. Bu fiil, Fenerbahçe ile ilgili değil. Dolayısıyla Saran'a yöneltilen suçlamayı kimse Fenerbahçe'ye yönelndirmesin. Saran ile kulüp arasına sağlam bir çizgi çekmek gerekir.
Sadettin Saran'ın tutuklanma ihtimali yüzde yüz. Ela Rümeysa Cebeci'nin görece daha az suçlamaya maruz kaldığı yerde ya da Mehmet Akif'in benzer suçlamalarla tutuklandığı yerde... Sadettin Saran'a yönelik bu suçlama ve gözaltına alınması, perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.
Ben külübü bir kenara bırakıyorum. Saran, özel labratuara giderek ikinci sınavdan çakıldı. Keşke şunu yapabilseydi, Ela Rümeysa gibi o da bir itirafçı olsaydı. Deseydi, 'ben ticaretini yapmadım ama kullandım'. Siz adli tıp kurumuna, devlete meydan okurcasına girdiğiniz bu sahadan farklı bir sonuç elde edemezsiniz. Kendisine yönelik bu suçlamalardan sonra, kulübü öne sürerek kendine bir koruma kalkanı oluşturmaya çalışmasın.
Görevi bırakması kendisi için de faydalı olur. Yarın tutuklandığında bunu kulübe anlatması da zor olur. Bu suçlama Aziz Yıldırım meselesinden farklı. Aziz Yıldırım ve kulüp birlikte yargılanıyordu. Burada öyle bir şey yok."





