Yeni Şafak gazetesi, son dönemde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile ilgili haberlerinin ardından bu kez Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanı Abdullah Yaman’ı hedef aldı. Gazete, Yaman’ı etik dışı işlem yapmak ve FETÖ bağlantısı taşımakla suçlayan bir habere imza attı.

Haberde, Yaman’ın 330 dosyayı içeren büyük bir davayı kendi heyetine almak için dosya sırasını değiştirdiği iddia edildi. Ayrıca Yaman’ın aile üyeleriyle ilgili geçmiş iddialar da haberde yer aldı. Yeni Şafak, bu bilgileri “Yargıtay’da FETÖ gölgesi hâlâ sürüyor” ve “yüksek yargıda dizayn çabası” ifadeleriyle aktardı.

Yaman ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada gazeteyi “Yeni Şafak çetesi” olarak nitelendirerek iddiaların tamamını reddetti. Yaman, “İftira üzerinden itibar suikastı” yapıldığını belirterek, devlet kurumlarını göreve çağırdı ve HTS kayıtları, banka hareketleri ile kamera görüntülerinin incelenmesini istedi.

Başkan Yaman, açıklamasında, “Eğer haberin zerresi doğruysa istifa etmeye hazırım. Aksi halde bu kampanya devletin itibarına saldırı niteliğindedir” ifadelerini kullandı.

Yaman’ın paylaşımının tamamı şöyle:

“YENİ ŞAFAK ÇETESİ

1987 yılında intisap ettiğim hakimlik mesleğimin son aşamasında hasbelkader Yargıtay 11. Hukuk Dairesi başkanlığına seçildim.

Mesleğimin başından beri herhangi bir gücün odağına yaslanmadan tamamen hak ve adalet odaklı hareket ederek, kimsenin hakkını kimseye yedirmemek için azami gayret sarf ettim.

Kirlenmenin doruk noktasına vardığı zamanda ortamında memleketi kurtaramasam da hiç olmazsa kapımın önünü temiz tutarak bir nebze olsun adalete güvenin tesisine katkı sunmaya çalıştım.

Bunların hiçbiri meziyet değil elbette. Bir hakimin dürüstlükten dolayı paye kazanması kadar anormal bir şey olamaz. Dürüstlük işimiz farz-ı aynı, olmazsa olmazımız olmalı, değil mi? Lakin memleket o kadar kirlendi ki sıradan meziyetler bile övgüyle karşılanır hale geldi.

Dolayısıyla kimseden ‘aferin alma’ beklentisi içinde olmadık. Lakin iftira üzerinden bedel ödetmeye kalkmanın da bir sınırı olmalı.

Her biri ayrı bir iftiraya tekabül eden ailecek infaz edilmenin bir haddi hududu olmalı, değil mi?

Bilmezler ki hayatımız bu neviden alçak, şerefsiz, namussuz müfterilerle mücadele içinde geçti.

Allah’ın sonsuz rahmet ve kudretiyle hepsinin üstesinden geldik, elhamdülillah.

Başkanlığını yaptığım Daire nispeten büyük meblağlı ticari davalara bakmakla görevli. Bunun için kimi zamanlar haksız talep ve beklentilere maruz kalsak dahi elimizin tersiyle geri çevirmesini bildik.

Eğer geçmişinizde sizi bazılarının elinde rehin bırakacak süfli bir hayat bırakmadıysanız, duruş sergilemekte zorlanmıyorsunuz zaten.

Şimdilerde Yeni Şafak çetesinin beni karalamaya kalkışmasının yegâne nedeni haram yoldan birilerinin malına çökmelerine imkân ve fırsat vermediğimiz için iki gündür yalan dolan iftiralarla itibar cellatlığına soyunuyorlar.

Yıllardır dindar geçinip üç kuruşluk menfaat için yapmadıkları alçaklık bırakmayan bu çeteye karşı meşru çerçevede elimden geleni ardıma bırakmayacağım elbette.

Bu arada böylesi münafıkları halen Müslüman zannederek sosyal medyada beni FETÖ üzerinden linçlemeye kalkan zavallı muhafazakâr trollere ne demeli bilemiyorum.

Allah’ın laneti cümlesinin üzerine olsun.

Bu memlekette FETÖ’den daha alçak birileri varsa şayet, dünyevi çıkarları için bu yaftayı sağa sola pervasızca sallayan namussuzlardır.

Eyy haramzade, münafık, esfeli safilin Yeni Şafak çetesi, bahsi geçen haber içeriği sadece birini doğrulayın istifa etmezsem şerefsizim.

Peki siz hayat süren leşler, yarın öbür tarafta ne hesap vereceğinizi bir an olsun düşündünüz mü acaba?

Bu soruyu yıllardır haram lokmayla şaftı kaymış yaratıklara sormanın bir anlamı olmadığını biliyorum.

Yarın hesap gününde görüşmek üzere şimdilik şeytanınıza emanet olun.

Konu bir boyutuyla devlet aygıtını ilgilendirdiğinden ilgili tüm kurumlarını göreve davet ediyorum. Soruşturma açıp geçmişe yönelik tüm telefon HTS kayıt ve hesap hareketlerimle yoldan geçerken tesadüfen yakalandığım işyeri kayıtları da dâhil olmak üzere tüm kamera kayıt ve görüntüleri izlesinler.

Bu alçakların haber adı altında paylaştıkları şeylerden zerresi dahi doğruysa kamuoyu önünde hesap vermeye hazırım.

Peki aksi çıkarsa ne olacak? Bu din tüccarları, patronajın çıkarlarını temin için kaldıkları yerden tehdit, şantaj ve itibar cellatlığına aynen devam edeceklerse şayet, mesele Abdullah Yaman’ın şahsi meselesi olmaktan çıkıp devletin itibar alanına tecavüze girer.

Devlet itibarının bittiği yerde böylesi çetelerin hâkimiyeti başlar ki, herkesten Abdullah Yaman mukavemeti bekleyemezsiniz.”

Gözaltındaki Merdan Yanardağ'dan açıklama
Gözaltındaki Merdan Yanardağ'dan açıklama
İçeriği Görüntüle

Kaynak: Haber Merkezi