Felsefeci, sanat yazarı ve kültür insanı Ümit Yaşar Gözüm, Elips TV’de yayınlanan İşimiz/Gücümüz programında sanatın yalnızca estetik değil, aynı zamanda etik bir sorumluluk taşıdığını vurguladı. Gözüm’ün felsefeyle yoğrulmuş sanat anlayışı ve kültür politikalarına dair tespitleri, İşimiz/Gücümüz programında izleyicilere zihin açıcı bir perspektif sundu.

Felsefenin insan ve toplum için gerekliliğine dikkat çeken Gözüm, kültür ile politikanın bir arada anılmasının sakıncalarını anlattı ve kültürün olsa olsa eğitim ile birlikte anılabileceğini söyledi.

“Sanat, toplumsal vicdanı diri tutar”

Gözüm, “Sanatın olduğu yerde umut, direniş ve insanlık vardır. Sanat, toplumun vicdanıdır. Felsefe ise bu vicdanı sürekli sorgulayan aynadır” dedi.

Sanat eleştirmenliğini felsefi bir yaklaşımla sürdürdüğünü söyleyen Gözüm, estetikle etik arasında bağ kurmaya özen gösterdiğini belirtti: “Bir sanat eseri güzel olabilir ama aynı zamanda doğru bir şey söylemeli. Bu yüzden sanat eleştirmeni, sadece beğeni üzerinden değil, anlam ve bağlam üzerinden de değerlendirme yapmalıdır.”

“Ankara’nın kültürel ruhu özgündür ama destek görmüyor”

Programda Ankara’daki kültür-sanat ortamına dair soruları da yanıtlayan Gözüm, başkentin kendine özgü bir sanat ruhu taşıdığını ancak bu potansiyelin yeterince desteklenmediğini ifade etti. “Ankara’da muazzam bir entelektüel birikim var. Ama yerel yönetimlerin ve merkezi idarenin kültür politikaları bu birikimi beslemiyor” dedi.

Türkiye’nin genel kültür politikalarına da değinen Gözüm, politikaların vizyon eksikliği taşıdığını savundu. “Kültür, uzun vadeli bir planlama gerektirir. Bizde ise çoğunlukla günü kurtaran, popüler etkinliklere odaklanan, sanatçının sorunlarını gözetmeyen bir anlayış var” dedi.

Ümit Yaşar Gözüm Ankara’nın Kültürel Ruhu Özgün, Mazisi Derindir (1)

Sahibinin mezarı başından ayrılmıyor Sahibinin mezarı başından ayrılmıyor

Kültürel mirasın korunması konusunda da sorunlar yaşandığını dile getiren Gözüm, “Tarihi yapıları restore ediyoruz ama içini kültürel anlamda doldurmuyoruz. Estetik kabuğu korurken, ruhunu ihmal ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

“Dijitalleşme kültürü yaygınlaştırmak için fırsat olabilir”

Dijitalleşmenin kültür ve sanat dünyasında hem fırsatlar hem de riskler barındırdığını belirten Gözüm, doğru stratejiyle bu sürecin demokratikleştirici bir rol üstlenebileceğini söyledi. “Dijital platformlar, hem sanatçılar hem de izleyiciler için erişimi kolaylaştırıyor. Ancak bu alanı da ticarileştirmeden, kültürel içerikle zenginleştirmeliyiz” dedi.

Gözüm, gelecekte kültür politikalarının dijital dönüşümle yeniden şekilleneceğini belirterek, “Bu alanı iyi planlarsak, kültür politikaları daha kapsayıcı ve sürdürülebilir hale gelebilir” diye konuştu.

Muhabir: Selim Ercan