Partisinin grup toplantısında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Hem Kürt halkında hem Türkiye halklarında yürüyen sürece ilişkin bir tereddüt, bir güven sorunu var. Bu güveni yeniden tesis etmek için hepimize büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. En başta AK Parti’ye, iktidar ve ortağına düşüyor" dedi.
Bakırhan'ın grup toplantısında yaptığı konuşmadan satır başları şöyle:
"Hem Kürt halkında hem Türkiye halklarında yürüyen sürece ilişkin bir tereddüt, bir güven sorunu var. Bir sürecin layıkıyla devam edebilmesi için güven ortamının tesis edilmesi gerekiyor, bu güveni yeniden tesis etmek için hepimize büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. En başta AK Parti’ye, iktidar ve ortağına düşüyor.
Özellikle bu süreçte güveni tesis etmek, toplumu yürüyen sürecin yanında konumlanmaya sevk edecek bir söylem ve pratik içerisinde olmamız gerekiyor. Bu konuda başta Ak Parti olmak üzere, birçok siyasi partide deneyimi olan, geçmişte bu süreçlerde yer almış insanların da artık söz kurması, öne çıkması gerekiyor. Bu süreçte sadece DEM Parti değil herkes daha cesur olmalı, daha büyük bir sorumlulukla hareket etmeli ve sürece katkı sunacak söz, pratik ve eylem içerisinde olması gerekir."
Bugün bir yandan barışı konuşuyoruz, bir yandan cezaevlerine bakarken büyük bir acı yaşıyoruz. Hasta maphuslar meselesi vicdanları sızlatan acı bir gerçek. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, günde 2 hasta tutuklu hayatını kaybediyor cezaevlerinde. Bu dehşet tabloyu sona erdirmek barışın ilk ve en acil adımıdır. Bir diğer adımı da infaz düzenlemesine ilişkin olmalıdır. Yıllardır keyfi nedenlerle cezaevlerinde kalan binlerce insan adaletin aşınmasına neden oluyor. Bu sürecin odağında olan adalet duygusunu zedeleyen infaz kanunu artık demokratik standartlara göre yeniden düzenlenmeli. Cezaevleri boşalmalıdır ve cezaevinde bulunanların aileleri çifte bayram yapmalıdır diyoruz. Bu çerçevede çıkacak bir infaz paketini de destekleyeceğimizi, aksi halde kendi düşüncelerimizi dile getireceğimiz belirtmek istiyoruz.
“Kayyımlar demokrasiye aykırı”
Halkın iradesine müdahale eden kayyum uygulaması demokrasiye aykırıdır. Türkiye’nin barışını konuştuğu, barışını aradığı bu süreçte bu kayyum belasından Türkiye kurtulmadır.
Bu ülkenin başkenti, dili ve bayrağıyla hiçbir zaman bir sorunumuz olmadı, hiçbir zaman da bizim konumuz değil. Sesini duyuyorum endişeleri olanların, bunlar değilse siz ne istiyorsunuz diyorlar? Derdimiz Türkiye’nin değerleriyle değil, rejimin demokratik olmayan karakteriyledir. Rejimin Kürt’ü kabul etmeyen karakteriyledir. Rejimin Alevileri eşit yurttaş saymayan karakteriyledir. Biz devlet+demokrasi formülünü savunuyoruz.
“Çıkar oyunlarını reddediyoruz”
(MHP ve AK Parti ile işbirliği) Net olarak söyleyelim, barış ve demokrasi bizden de, Cumhur İttifakı’ndan da daha büyüktür. Barış ve demokrasi yolunda ucuz siyasi hesaplar ve çıkar oyunlarını reddediyoruz. Toplumun ve siyasetin ortak ve acil barış ihtiyacını tüm farklılıklarımıza rağmen demokratik uzlaşıyla çözmekte kararlıyız.”