İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki askeri faaliyetleri, ateşkese rağmen sürüyor. İnsan hakları örgütü B’Tselem’in yayımladığı rapora göre, 10 Ekim’den 22 Aralık’a kadar 405 Filistinli yaşamını yitirdi, bin 114 kişi yaralandı. Raporda ayrıca Gazze’ye yapılan yardım girişlerinin engellendiği ve temel hizmetlerin kısıtlandığı vurgulandı.

İran’da milletvekilleri Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ı sorgulamak için imza topluyor
İran’da milletvekilleri Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ı sorgulamak için imza topluyor
İçeriği Görüntüle

İsrail merkezli insan hakları örgütü B’Tselem, ateşkese rağmen Gazze’deki durumu içeren yeni raporunu açıkladı. Raporda, Gazze’nin yarısından fazlasında İsrail ordusunun “sarı hat” olarak adlandırılan ancak net biçimde işaretlenmemiş bölgelerde Filistinlilere yönelik saldırılarını sürdürdüğü belirtildi.

Ekim 2023’ten önce sarı hattın doğusunda yaşayan yaklaşık 1 milyon Filistinlinin, Gazze’nin batısına sıkıştırıldığı ve burada yaşanmaz koşullara maruz kaldığı kaydedildi. İsrail ordusunun sarı hattın doğusundaki binaları sistematik olarak yıkmayı sürdürdüğü ve uydu görüntülerinin yüzlerce yapının yıkıldığını ortaya koyduğu ifade edildi.

Raporda, 10 Ekim–22 Aralık döneminde Gazze’de 405 kişinin yaşamını yitirdiği, bin 114 kişinin ise yaralandığı bildirildi. İnsan hakları örgütü, ateşkesin fiilen uygulanmadığını ve İsrail’in Gazze halkının hayatlarını kontrol altına alma, öldürme, yerinden etme ve yıkım kampanyasına devam ettiğini belirtti.

Ayrıca, İsrail’in Gazze’ye yardım girişlerini kısıtlamaya devam ettiği vurgulandı. Ateşkes öncesine göre tır geçişlerinde artış gözlense de Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer yardım kuruluşlarının operasyonlarının büyük ölçüde engellendiği belirtildi. 10 Ekim–16 Aralık arasında planlanan 556 yardım misyonunun yalnızca yüzde 57’si tamamlanabildi. Refah Sınır Kapısı hâlâ kapalı, BM ise 1,6 milyon Gazze sakininin 2026’da “aşırı düzeyde akut gıda güvensizliği” riskiyle karşı karşıya kalacağını öngörüyor.

Raporda, tıbbi ekiplerin ve gazetecilerin Gazze’ye girişinin engellendiği, tedavi için yurtdışına çıkması gereken 18 bin 500 hastadan yalnızca 260’sının izin alabildiği kaydedildi. Bu durum, bölgedeki sağlık ve bilgi erişimi açısından ciddi kısıtlamalara işaret ediyor.

Kaynak: AA