TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, gazetecilik mesleğinin ekonomik ve hukuki zorluklarına vurgu yaptı. Güneş, gazetecilerin hak ihlallerini gündeme getirme çabalarına rağmen kişisel güvencelerinin zayıf olduğunu belirtti.
Güneş, yaptığı açıklamada, "Gazeteci yaptığı hak ihlalleri haberiyle dünyayı kurtarır ama kendini kurtarabilir durumda değil. Çünkü sigortasız, sendikasız, asgari ücretle görev yapan gazetecinin ekmekle imtihanı hiç bitmiyor," ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet gazetesinden İklim Öngel'in haberine göre konuşan Sibel Güneş, Türkiye'de basının karşılaştığı temel sorunlara da değindi. Güneş, "İşsizlik, tutuklama, kayyum atamaları, toplumun hafızasını siliyor. Bu nasıl bir acımasızlık?" sözleriyle sektördeki zorlukları dile getirdi.
- TELE 1’e kayyum atandı. Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ “casusluk” suçlamasıyla tutuklandı. Bu son olay size neyi gösteriyor?
Bir ülke düşünün ki Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) aracılığıyla ülkenin en önemli ulusal kanallarından birine el konuluyor. Flash Haber TV, Ekotürk TV, Habertürk, Show TV, HT Spor, Bloomberg HT’den sonra Tele1 televizyon kanalına Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından el konulup kayyum atandı. Bu kanalla birlikte TMSF’nin şu an elinde bulunan kanal sayısı yediye çıkmış durumda. TMSF, Türkiye’nin en büyük medya kuruluşu oldu.
Müdahaleler, yurttaşın haber almadaki çeşitlilik hakkını ortadan kaldırıyor. Amaç, eleştirel yayın yapan medya kuruluşlarını susturmak. Bu durum; anayasaya aykırı, basın özgürlüğünü tehdit ediyor. Aynı zamanda masumiyet karinesi de ortadan kaldırılıyor. TGC üyemiz Merdan Yanardağ hala gözaltında, bir mahkeme kararı yok. Yanardağ’ın gözaltına alınması, bu baskı sürecinin bir parçası. Acı olan bir yanı da şu: El konulan medya kanallarının içi tamamen boşaltılıyor, bağımsız yayın çizgisi değiştiriliyor
- Bu yayın organlarındaki meslektaşlarımıza ne oluyor?
Yine kayyum atanmış kuruluşlardan Flash Haber TV’deki örnekte olduğu gibi yüzlerce gazeteci işsiz bırakılıyor. TELE 1’de hafta sonu ekibi dışındaki meslektaşlarımıza pazartesine kadar “Gelmeyin” dendi. Her kayyum atanmasının ardından gazeteciler işsiz kalıyor. Kalanlar da yapmak istemediği bir haberciliğe zorlanıyor. Bir yandan da TELE 1’in Youtube’daki yayın arşivi siliniyor. Bu nasıl bir acımasızlık?
- Gazetecilerin, işsiz kalma, tutuklanma durumuna ilişkin rakamlar nedir?
2010 yılından bugüne 12 bin gazeteci işsiz kaldı. 1000’i aşkın gazeteci tutuklandı. Yüzlerce yayın organı kapatıldı. Hâlâ 12 gazeteci cezaevinde. Basın emekçilerinin işsizliği diğer alanlardaki işsizlik gibi görülmemeli. Gazetecilerin işsiz kalmasıyla ülkenin hafızası siliniyor. Beş yıl ile 60 yıl arasında kıdemi olan, basın ve ifade özgürlüğü için, halkın haber alma hakkı için mücadele eden gazeteciler işsiz bırakılıyor. Bu gazetecilerin, işsiz kalması, ülkenin hafızasının da silinmesi anlamına geliyor. Bunu sıradan, şirketlere kayyum atanıyor gibi düşünmemiz söz konusu değil. Aslında kayyum şirketlere ya da gazetecilere değil, halkın haber alma hakkına atanıyor.
- Gazeteciler yalnızca haberi yayımlarken değil, bilgiye ulaşmaya çalıştıkları aşamada dahi suç riskiyle karşı karşıya mı?
Elbette... Bir; haber kaynağınızla görüşmeniz, iki; haber kaynağınızdan aldığınız bilgiyi ya da belgeyi evinizde saklamanız, üç; ifadeye gittiğinizde bilgileri kimden aldığınızı söylememeniz tutuklanma nedeni. Gazeteciliğin evrensel değerlerine göre kamu yararı varsa, haber yayınlanır. Ama iktidar ve ortakları, haber yapılmasına “casusluk faaliyeti”, “terör faaliyeti” diyor. Haber kavramını kirletmek, gazeteciyi itibarsızlaştırmak için sistemli bir saldırı söz konusu.
- Gazeteci; vatandaşın, halkın hakkını ararken üzerindeki baskılardan dolayı kendi hakkını arayamaz duruma mı geldi?
Evet. Gerçekten her ülkede çok önemli bir haber iktidar değiştirebilir. Gazeteci yaptığı hak ihlalleri haberiyle dünyayı kurtarır ama kendini kurtarabilir durumda değil. Çünkü sigortasız, sendikasız, asgari ücretle görev yapan gazetecinin ekmekle imtihanı hiç bitmiyor.
- Gazeteci; vatandaşın, halkın hakkını ararken üzerindeki baskılardan dolayı kendi hakkını arayamaz duruma mı geldi?
Evet. Gerçekten her ülkede çok önemli bir haber iktidar değiştirebilir. Gazeteci yaptığı hak ihlalleri haberiyle dünyayı kurtarır ama kendini kurtarabilir durumda değil. Çünkü sigortasız, sendikasız, asgari ücretle görev yapan gazetecinin ekmekle imtihanı hiç bitmiyor.




