Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK), Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Diyarbakır Tabip Odasının Diyarbakır’da düzenlediği “Barış inşasında kadınlar” panelinin ardından Evrensel gazetesinden Elif Ekin Saltık’a konuşan Siyaset Bilimci Dr. Elçin Aktoprak, “Henüz ‘Çözüm süreci diyecek miyiz, barış diyecek miyiz?’ bunun bile tartışıldığı bir dönemdeyiz “dedi.
Aktoprak, çözüm ve barış süreci için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini vurgulayarak, barışın yalnızca övülerek gelmeyeceğini söylerken konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Bir tarafta siyasi rakipleri ortadan kaldırma operasyonu, otoriter baskı rejimi devam ediyor, bir tarafta da barış sürecinden bahsediliyor. Barış sürecini yüksek siyasetin eline bırakmadan aşağıdan bir barışı kurma hareketini canlandırmalıyız, çünkü toplumsal kutuplaşmayı ancak böyle aşabiliriz. İktidarın senelerdir sürdürdüğü politikalarla derinleşen bir kutuplaşma var. Bu kutuplaşmayı insanları bir araya getirerek, birbirini tanımalarını sağlayarak, diyalog mekanizmalarını açarak giderebiliriz. Barış inşası sadece kardeşlik söylemiyle yapılamaz, İslam kardeşliği üzerinden biz zaten bin yıldır kardeşiz. Barış, eşitlik üzerinden, yeni bir yurttaşlık tanımıyla yapılabilir. Yeni bir demokrasiden bahsedeceğiz. Her birimizin eşitlik mücadelesi üzerinden bir mücadele yürütmesi gerektiğini, toplumsal barışın da ancak adaletle geleceğini unutmamalıyız.”
“Kadınlar barış sürecine birlikte müdahil olmalı”
Barış mücadelesinde kadınların birlikte hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Aktoprak, kadınların tüm çatışmalarda olduğu gibi Türkiye’deki çatışmaların da en ağır bedelini ödeyenler olduğunu ifade ederek “Türk, Kürt, Arap, Çerkez demeden kadınlar birlikte hareket ederek barış sürecine müdahil olmalı” dedi.
Kadınların birlikte hareket ederek barış ve çözüm sürecine dahil olmaması halinde erkeklerin söz sahibi olduğu ve süreç içerisinde kadınların sembolik bir pozisyona indirgenebileceği uyarısında bulunan Aktoprak, “Türk, Kürt, Arap, Çerkez demeden kadınlar birlikte hareket ederek barış sürecine müdahil olmalı” ifadelerinde bulundu. Kadınların sürece müdahil olması gerekliliği üzerine konuşmasını sürdüren Aktoprak, “Dünya örneklerine veya hafıza çalışmalarına baktığımızda bunun farklı şekillerde karşımıza çıktığını görebiliriz. Kadınlar kendi deneyimlerini paylaşarak da bu sürece dahil olabilirler. Sonra birlikte paylaşarak, birbirlerini anlamaya çalışarak, nerede durduklarını, hangi duygudan geçtiklerini, hangi deneyimden daha çok etkilendiklerini konuşarak ancak, bir araya gelerek barışı inşa edebilirler. Bunun için de sivil topluma da çok iş düştüğünü düşünüyorum, bunu sadece siyasi partilere de bırakmamak lazım. Kadın hareketinin, öğrenci hareketlerinin, herkesin nerede nasıl ufak olanaklarla bir araya gelebiliyorlarsa o şekilde bir araya gelmesi gerekiyor. Bu mutlaka büyük siyasi kavramlarla olmak zorunda da değil. Bir kitap okuma kulübü de olabilir. Bu kadar kutuplaşmış bir toplumda mesele insanların yeniden tanışık hale gelmeleri” dedi.