Sanat ve siyaset camiası başta olmak üzere toplumun her kesiminden binlerce kişi Sırrı Sürreya Önder için düzenlenecek anma töremi için AKM önünde toplandı.

Zafer Partisi’nin Sırrı Süreyya Önder paylaşımına tepki yağdı Zafer Partisi’nin Sırrı Süreyya Önder paylaşımına tepki yağdı

Önder’in cenazesi sabah saatlerinde hastaneden alındı, Zincirlikuyu Camii Gasilhanesi’ne götürüldü.

Gezi Parkı civarı ve AKM ile Taksim Meydanı arasına bariyerler konuldu.

Törenin ardından Levent’teki Barbaros Camii’nde kılınacak cenaze namazı sonrası Önder’in naaşı Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. 

Tören saygı duruşu ve sinevizyon gösterisi ile başlayacak. Törende Sırrı Süreyya Önder’in kızı Ceren Önder Kandemir, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları, Barış Annesi Revşen Kandemir, oyuncu senarist – Levent Kazak, yönetmen – Berkun Oya ve İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan konuşma yapacak.

Foto-24

Kalabalık AKM'ye sığmadı

Önder için düzenlenen törene siyaset ve sanat camiasının yanı sıra yurttaşlar da büyük bir katılım sağlıyor. AKM'ye sığmayan kalabalık kapıda toplandı. Gezi Parkı civarı ve AKM ile Taksim Meydani arasına bariyerler konuldu.

1-300

Siyasi isimler törene katıldı

AKM'de yapılan törene; Barış anneleri, eski HDP Milletvekili Hüda Kaya, DEM Parti Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı ve İmralı heyeti üyesi Ahmet Türk, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, TİP Milletvekili Ahmet Şık, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, İstanbul Valisi Davut Gül, MHP Milletvekili Celal Adan ve İBB Başkanvekili Nuri Aslan da katılanların arasında.

Sırrı Süreyya Önder’in kızı Ceren Önder Kandemir babasına yazdığı mektubu okudu

Sırrı Süreyya Önder’in kızı Ceren Önder Kandemir, babasının cenazesinde duygusal bir veda mektubu okudu. Kandemir, mektubunda babasına olan sevgisini, ondan öğrendiği yaşam değerlerini ve geride bıraktığı mirasa duyduğu saygıyı dile getirdi. Konuşması sık sık alkışlarla kesilirken, törende birçok kişi duygusal anlar yaşadı.

89

"Kedim öldü diye arardım”

Ceren Önder Kandemir’in yazdığı mektup şöyle;

Ben ben ne zaman şey yazsam, babamı arayıp telefonda sesli okurdum. Onunla biz tek bir kişi gibiydik, çünkü sanki kendime okur gibi okurdum, onu okurken hatalarını görürdüm. Ona geçen hafta bir mektup yazdım. Onu size okumak istiyorum.

Şimdi ona sesli okuyorum. Beni duyduğunu biliyorum baba. Baba hayatın bütün rengi gitti. Benim bildiğim hayat bitti. Yeni bir hayat başlıyor şimdi. Ürkütücü bilinmezliklerle dolu. Daha önce hiç duymadığım bir şeyi senden duyma ihtimalimin kaybolduğu mavrasız.

Kendimi bildim bileli seni kaybetmekten korktum. Bu benim tek kabusum, zaafım, burnumdaki sızı, yutağımdaki yumru, karın ağrımdı. Öyle iyi, öyle benzersizdin ki bu adam bana sadece ölerek acı çektirebilir derdim.

Gece gece çaldığın kemanın, cümbüşün, udun sesi, bir çırpıda ezberden okuduğun şiirler, günde beş kere ve her birinde sanki yeni buluşmuşuz gibi bir heyecanla çıktığımız kahveler, evlere sığamayışın, kimseye kıyamaman, iyiliğe üşenmemen, kimseye gücenmemen.

Kalp kırmaktan bile daha çok korkman birinin onurunu kırmaktan. Baba kalbim kırık diye arardım. Baba grip oldum. Baba öksürüğüm geçmiyor. Baba kedim öldü. Baba aşık oldum. Baba uyku tutmadı.

Ben babalığına çok doydum. Şimdine kadar verdiğin tek bana değil oğluma ve onun çocuğuna bile yeter. Bir babaya ihtiyacım kalmayıncaya kadar doyurdun beni.

Ben ben ne zaman bir şey yazsam, babamı arayıp telefonda sesli okurdum. Onunla biz tek bir kişi gibiydik, çünkü sanki kendime okur gibi okurdum onu okurken hatalarını görürdüm. Ona geçen hafta bir mektup yazdım. Onu size okumak istiyorum. Şimdi ona sesli okuyorum. Beni duyduğunu biliyorum baba.

Ben ben ne zaman bir şey yazsam, babamı arayıp telefonda sesli okurdum. Onunla biz tek bir kişi gibiydik, çünkü sanki kendime okur gibi okurdum onu okurken hatalarını görürdüm. Ona geçen hafta bir mektup yazdım. Onu size okumak istiyorum. Şimdi ona sesli okuyorum. Beni duyduğunu biliyorum baba. Baba hayatın bütün rengi gitti. Benim bildiğim hayat bitti. Yeni bir hayat başlıyor şimdi.

Ürkütücü bilinmezliklerle dolu. Daha önce hiç duymadığım bir şeyi senden duyma ihtimalimin kaybolduğu mavrasız. Kendimi bildim bileli seni kaybetmekten korktum. Bu benim tek kabusum, zaafım, burnumdaki sızı yutağımdaki yumru karın ağrımdı. Öyle iyi, öyle benzersizdin ki bu adam bana sadece ölerek acı çektirebilir derdim. Gece gece çaldığın kemanın, cümbüşün, udun sesi, bir çırpıda ezberden okuduğun şiirler, günde beş kere ve her birinde sanki yeni buluşmuşuz gibi bir heyecanla çıktığımız kahveler, evlere sığamayışın, kimseye kıyamaman, iyiliğe üşenmemen, kimseye gücenmemen, kalp kırmaktan bile daha çok korkman birinin onurunu kırmaktan.

Baba kalbim kırık diye arardım. Baba grip oldum. Baba öksürüğüm geçmiyor. Baba kedim öldü. Baba aşık oldum. Baba uyku tutmadı. Ben babalığına çok doydum. Şimdiye kadar verdiğin tek bana değil, oğluma ve onun çocuğuna bile yeter. Bir babaya ihtiyacım kalmayıncaya kadar doyurdun beni.

Ama dostluğuna doyamadım. O dostluğa doyulur mu? Şimdi öfkelenmek istiyorum. İki hafta sonra Barış Protokolü imzalanacak. Sonra rahatız. Ameliyat da olacağım. İki haftada ne olacak demene kızmak istiyorum. Açlık grevlerine, cezaevlerine, işkencelere. Bir tek kendinle ilgilenmeyişine kızmak istiyorum. Yapamıyorum. Bana Kandıra Cezaevinden gönderdiğin bir mektup yüzünden kızamıyorum.

Gidecek yolu olmayan, bir amacı olmayan ama hep yanında olan bir babayı sen istemezdin demişsin. Şimdi gitmek zorunda olmamanı istemez miydim? Sana öfke duyanlar için yoksulluğun ve yoksunluğun öfkesi bu sakın içinde nefret biriktirmiyordun? Doğduğundan beri yoksulluk, yoksunluk ve yetimlikle geçen ömründe sen öfkeni nereye sakladın? Ben hiç görmedim.

Herhalde kalbine. Bir tek bir tek mülk edinmeden ikinci bir kaza almadan, kimseden bir şey istemeden borçsuz ve hürçsüz boğazını değil, onurunu besleyerek yaşadığın bu dünyadan gidiyorsun baba. Giderken neşemin birazını Can ve Yasin'e bırakarak ama rengin tamamını alarak sana doyuncana sevgi verebildim.

Her gün söyledim sevdiğimi, doyuncana öptüm, kokladım. Şimdi tüm renklerim de senin olsun. Gerçi sen orada da dostlarını bulursun. Gülten abla nerede? Pervin abla nerede? Artık dinlen turna kuşum. Biz iyi olacağız. Çocuklara hep seni anlatacağım."

56-2

Önderin abisi konuştu: Sevene de sövene de selam olsun

Önder'in kızı Ceren'in konuşmasının ardından kürsüye Sırrı Süreyya Önder'in ağabeyi Ali Önder konuşma yapmak üzere kürsüye geldi. Ağabeyi, kardeşi Önder için 'Bir muradı vardı, o da barış' 'Kendisi şu an burada olsa şöyle derdi: Sevene de sövene de selam olsun' sözlerini ifade etti.

Tlay Hatipoğulları

Hatimoğulları: Senin hayat hikayen bu coğrafyada yaşayan işçilerin, emekçilerin, kadınların hikayesiydi

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, konuşmasında "Her düşünceden, fikirden, dilden insanın barış elçisi olan sevgili Sırrı Süreyya Önder'i sonsuzluğa uğurlayacağız. Türkiye'de bütün halklar bir şifa nöbetindeydi. Kimi hastanede, kimi evinde ama herkesin duası Önder'in bu hastalığı atlatması ve aramızda olmasıydı, ne yazık ki olmadı. Senin hayat hikayen bu coğrafyada yaşayan işçilerin, emekçilerin, kadınların hikayesiydi. İşte ondan bu kadar derindir yürek acısı" dedi.

Bakırhan: Sana söz Fırat suyu Marmara'ya karışacak

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise Önder için yaptığı veda konuşmasında; "Barışa ulaşmak için adaları, dağları kentleri aştın. Sana söz Fırat suyu Marmara'ya karışacak. Sana söz Sırrı, barış kazanacak. Barış için çarpan o güzel yüreğini hep birlikte çok özleyeceğiz. Uğurlar olsun yoldaşım. Sana söz biz bu ülkeyi yarım bırakmayacağız" ifadelerini kullandı. 

Kaynak: Haber Merkezi