Dursun Erkılıç
Kentleşme, göç, ekonomik dengesizlikler ve kültürel dinamiklerin şekillendirdiği konut krizinin nedenlerini ve çözüm yollarını kapsamlı bir şekilde anlattı.
Konut krizi kentleşmenin doğal bir sonucudur
Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin, konut sorununu kentleşme sürecinin doğal bir çıktısı olarak değerlendiriyor. Kentlerin büyümesi ve nüfus artışının kaçınılmaz olarak barınma ihtiyacını artırdığını belirten Şahin, özellikle kırsaldan kente göçün bu ihtiyacı daha da derinleştirdiğine dikkat çekiyor.
Geçici çözümlerden kalıcı konut arayışına
Barınma ihtiyacı karşısında bireylerin ilk adımda geçici çözümlere yöneldiğini söyleyen Şahin, bu sürecin kiralık konut, akraba yanında kalma ya da geçici işgallerle başladığını ancak herkesin nihayetinde kalıcı bir konuta sahip olmayı arzuladığını ifade etti.
Konut sahibi olmak statü ve ekonomik güvence sunuyor
Türk toplumunda konut sahibi olmanın sadece fiziksel bir ihtiyaç değil, aynı zamanda toplumsal bir statü göstergesi ve ekonomik bir güvence olduğunu vurgulayan Şahin, sosyal güvenlik mekanizmalarının yeterince gelişmemiş olması nedeniyle bireylerin birikimlerini konuta yatırarak geleceğini güvence altına almaya çalıştığını söyledi.
Kültürel alışkanlıklar konut sahipliğiyle şekilleniyor
Konutun aynı zamanda kültürel pratiklerin sürdürülebilirliği açısından da önemli olduğunu belirten Şahin, “Ev sahibi olan kişi, evinde kendi alışkanlıklarını yaşatabilir; balkonunu kiler yapabilir, misafir ağırlayabilir. Kiracı ise bu anlamda daha sınırlı bir yaşam sürdürür” dedi.
Devlet politikaları ve piyasa dengesi belirleyici rol oynuyor
Barınma sorununa yönelik çözüm arayışlarının sadece bireysel çabalarla değil, aynı zamanda kamu politikalarıyla şekillendiğini söyleyen Şahin, konut üretiminin piyasa mekanizmalarına bırakılması halinde toplumun büyük kesiminin barınma ihtiyacının karşılanamayacağını vurguladı.
Lüks konutlar artarken alt gelirliler açıkta kalıyor
Şahin, konut üretiminin ağırlıklı olarak üst gelir grubuna yönelik lüks projelere odaklandığını, alt ve orta gelir grupları için yeterli konut üretilmemesinin ciddi bir kriz yarattığını dile getirdi. “Zenginlere fazlasıyla konut üretilirken, fakirler için yeterince konut üretilmemesi büyük bir adaletsizlik doğuruyor” dedi.
Gelecek kuşaklar için konut umudu azalıyor
Bugün gelinen noktada artık çocuklarımızın ve torunlarımızın konut sahibi olma ihtimalinin bile belirsiz hale geldiğini belirten Prof. Dr. Şahin, “Konut, geçmişte de edinilemeyen bir şeydi ama bugün edinemeyenler artık çoğunlukta. Bu durum ciddi bir toplumsal kırılmayı işaret ediyor” uyarısında bulundu.
Modern dönemde konuta erişim neden zor?
Şahin, insanlığın binlerce yıldır barınma sorununa çözüm üretebildiğini hatırlatarak, “Bu kadar modern bir çağda yaşıyor olmamıza rağmen neden hâlâ bu kadar temel bir ihtiyaca çözüm bulamıyoruz?” sorusunu gündeme taşıdı. Konut üretiminin ve dağılımının adil, erişilebilir ve sürdürülebilir hale gelmesi gerektiğini vurguladı.