T24’ten Namık Durukan’ın aktardığına göre, Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’ya (Ebu Muhammed el-Colani), kardeşi Mahir Şara’yı Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne atadı. Beyrut merkezli El Ahbar gazetesinde yayımlanan habere göre, Şara’nın kardeşi Mahir’in liderliğindeki Genel Sekreterlik, kısa sürede devletin ekonomik kaynakları ve bakanlıklar üzerinde doğrudan kontrol sağlayacak şekilde güçlendirildi. Cumhurbaşkanı Şara yurt dışına çıktığında yetkilerini de Mahir Şara’ya devrettiği iddia edildi.
Haberde, Şara’nın geçiş yönetimi sürecinde ekonomi üzerindeki kontrolünü sağlamlaştırmak için yakın ve sadık çevresinden kişilere görevler verdiği ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yetki alanını genişlettiği vurgulandı. Bu yapı, anayasal çerçeveyi aşarak devletin kaynaklarını ve bakanlıkların işleyişini denetliyor. Mahir Şara’nın, kardeşi yurt dışındayken bakanlar ve yetkililerle toplantılar yaparak Cumhurbaşkanlığı görevlerini fiilen yerine getirdiği belirtildi.
Suriye ekonomisi ve devlet yönetimindeki bu yeni yapı, anayasa uzmanları tarafından tehlikeli bir boşluk olarak değerlendiriliyor. Ekonomi uzmanı Yunus El-Kerim, Genel Sekreterliğe verilen yetkilerin mevcut anayasal düzenlemelerle çeliştiğini ve kurumun fiilen Başbakanlık makamına dönüşerek devlet içinde ayrı bir yürütme organı oluşturduğunu söyledi. El-Kerim, “Sekreterlik artık görevlerini veya yetki sınırlarını tanımlayan yasal bir çerçeve olmaksızın bakanlıkların performansını kontrol ediyor, izliyor ve değerlendiriyor. Önceki rejimde Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın oynadığı rolü tekrarlıyor” dedi.
Uzman, Genel Sekreterliğin sadece bakanlıkları denetlemekle kalmadığını, Ekonomi ve Sanayi Bakanlıkları gibi kilit kurumların geleneksel rollerinin değiştirildiğini ve Bakanlıkların artık daha çok Genel Sekreterlik direktiflerini uygulamaya odaklandığını vurguladı. Böylece Suriye’de fiilen iki ayrı devlet yapısının ortaya çıktığını belirten El-Kerim, “Biri, Büyük yatırımcılara ve Genel Sekreterliğe bağlı üst düzey çevrelere hizmet eden anayasanın üstündeki devlet; diğeri ise bürokrasi ve vatandaşlara hizmet eden devlet” yorumunu yaptı.
Bu gelişmeler, geçici yönetimin kurumsal yapısı ve ekonomik kontrol mekanizmaları üzerindeki yoğunlaşmanın, Suriye’de merkeziyetçi yönetim anlayışını güçlendirdiğini gösteriyor.




