“Tarihten Günümüze Ankara Medeniyetleri ve Mutfakları” temasıyla gerçekleşecek festival hakkında konuşan Rasim Uzun, Ankara mutfağının yalnızca yemek kültürüyle değil, taşıdığı tarihsel hafızayla da öne çıktığını söyledi. Doğu Roma, Frig, Hitit, Ahi Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerine ait yemeklerin ilk gün katılımcılara sunulacağını belirten Uzun, “Bu yemeklerin bugüne taşınması, hem tarihî belgeler hem de sözlü kültür aracılığıyla mümkün oluyor” dedi.
Festivalin bu yönüyle, Ankara’nın kültürel derinliğini sofralara yansıttığını ifade eden Uzun, bu tür etkinliklerin genç kuşaklara geçmişi tanıtmak açısından önemli bir işlev gördüğünü kaydetti.
Üç gün sürecek çok katmanlı bir etkinlik yapısı oluşturuldu
Festivalin sadece bir yemek şöleni olmadığını vurgulayan Uzun, üç günlük programın her güne özel bir tema ile yapılandırıldığını belirtti. İl gün tarihî yemekler ve kültürel gösterilerle zenginleşirken; ikinci gün, gastronomi öğrencileri ile genç şeflerin sahneye çıkacağı ödüllü yarışmalara ayrıldı. Üçüncü gün ise kadın girişimciler ve ilçelere özgü coğrafi işaretli lezzetlerin öne çıkacağı bir programla sona erecek.
Festival boyunca, Atatürk’ün sevdiği şarkılarla harmanlanan müzik dinletileri, Ankara Kulübü Derneği'nin Seğmenler ve Bacıerenler gösterileri, akademik paneller ve kültürel sunumlar da yer alacak.
Ankara kırsalı için bütüncül kalkınma hedefleniyor
Festivalin önemli ayaklarından biri de kırsal kalkınma. “Ankara Kırsalında Tarım, Turizm, Kültür ve Sağlık Turizmi Entegrasyonu” başlıklı panelin özellikle dikkat çekeceğini belirten Uzun, “Kırsal alanların turizmle, gastronomiyle ve eğitimle entegrasyonu, bölgesel kalkınmada çok önemli bir yer tutuyor” dedi.
Kadın kooperatiflerinin festivalde ön planda yer alacağını vurgulayan Uzun, yerel üreticilerin ekonomik olarak desteklenmesinin yanı sıra, kültürel değerlerin de görünür hâle geleceğini söyledi.
Gençler için mesleki gelişim fırsatı, kadınlar için sahne
Festivalin genç şefler için büyük bir öğrenme ve gösteri fırsatı sunduğunu söyleyen Rasim Uzun, “Bu yarışmalar sadece bir vitrin değil, aynı zamanda öğrencilerin özgüvenlerini geliştirdiği ve iş dünyasıyla tanıştığı bir platform” dedi. Kadın girişimcilerin ise festivalin son gününde kendi tariflerini jüriye sunma fırsatı bulacaklarını belirten Uzun, “Kadın kooperatifleri yalnızca ekonomik değil, kültürel üretimin de ana taşıyıcısıdır” diye konuştu.
Dijital arşiv ve politika belgesiyle kalıcı miras oluşturulacak
Festival kapsamında 25 ilçeden gelen 300’den fazla geleneksel yemek tarifinin dijital ve basılı formatta kayıt altına alınacağını açıklayan Uzun, bu verilerin yalnızca bir yemek arşivi değil, aynı zamanda kültürel bir miras belgesi olduğunu söyledi.
Festival sonunda hazırlanacak Ankara Mutfağı Politika Belgesi ile bu çalışmaların kurumsallaşacağını aktaran Uzun, “Bu belge; kamu kurumları, yerel yönetimler ve eğitim kurumları için yol gösterici olacak” dedi.
Uluslararası şeflerle Ankara mutfağı dünyaya açılacak
Festivalin mutfak sahnesinde Executive Chef Ayvaz Akbacak, Master Chef Ceyda Özdemirli, Şef Hamza Kalkan gibi uluslararası tanınmış isimlerin yer alacağını açıklayan Uzun, bu katılımın Ankara mutfağına uluslararası platformlarda da değer kazandıracağını ifade etti. “Ankara'nın gastronomi kimliğini hem içeride hem dışarıda güçlendirmek istiyoruz” diyen Uzun, festivalin bu anlamda bir sıçrama noktası olacağını söyledi.
Festival her yıl farklı bir ilçede farklı temayla sürecek
Festivalin yalnızca bir defalık bir organizasyon olmayacağını belirten Uzun, “Her yıl farklı bir ilçede, farklı bir tema etrafında festivalimizi sürdüreceğiz. Böylece Ankara’nın gastronomik çeşitliliğini bütüncül bir şekilde haritalamış olacağız” dedi.
Dijitalleşme ve çevresel sürdürülebilirlik ön planda
Festivalde elde edilen içeriklerin dijital platformlara taşınacağını ve sosyal medya kampanyalarıyla geniş kitlelere ulaşacağını belirten Uzun, çevresel sürdürülebilirlik ilkelerinin de titizlikle uygulanacağını söyledi. Plastik kullanımının sınırlandırılması, yerel ürünlerin tercih edilmesi ve geri dönüşüm uygulamaları festivalin temel ilkeleri arasında yer alacak.
Sürdürülebilir finansman modeli ile geleceğe hazırlanıyor
Festivalin yalnızca kamu kaynaklarına değil, özel sektör, bankalar ve yerel işletmelerin desteğine de açık olduğunu ifade eden Uzun, “Kurumsal sponsorluklarla ve dijital yemek kitabı satışlarıyla festivalin kendi finansmanını üretmesi için adımlar atıyoruz” dedi.
Sonuç olarak, Rasim Uzun’un da belirttiği gibi Ankara Gastronomi Festivali; gastronomi, eğitim, kırsal kalkınma ve kültürel miras arasında örnek bir köprü kurarak, yalnızca bir etkinlik değil, kalıcı bir dönüşüm modeline dönüşmeyi hedefliyor.
