Polonya Cumhurbaşkanı Karol Nawrocki, Avrupa Birliği'nin (AB) yeni Göç Paktı'na destek vermeyeceğini açıkladı. Nawrocki, "Alman AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen'e bir mektup yazdım ve ülkemizin yasa dışı göçmenlerin yeniden yerleştirilmesine yönelik AB projesinden muaf tutulmasını talep ettim" dedi. Cumhurbaşkanı, mesajını sosyal medya platformu X'te “Önce Polonya, önce Polonyalılar!" sözleriyle paylaştı.

Nawrocki'nin bu açıklamaları, Polonya'daki sağ muhafazakâr muhalefetin son dönemde izlediği çizgiyle örtüşüyor. Muhalefet, hafta sonu başkent Varşova'da göçmen karşıtı bir protesto yürüyüşü düzenlemeye hazırlanıyor.

Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) lideri Jaroslaw Kaczynski de hem Başbakan Donald Tusk liderliğindeki hükümete hem de Avrupa Birliği'ne yönelik sert eleştiriler yöneltti. Kaczynski, bu hafta X'te yaptığı paylaşımda "Kötülük her adımda karşımıza çıkıyor" ifadesini kullanarak "AB Göç Paktı gerçek bir tehdit oluşturuyor" dedi ve taraftarlarını düzenlenecek protestoya katılmaya çağırdı.

Muhalefet yeni rüzgârı arkasına aldı

Varşova'daki yürüyüş fikri yaz aylarında ortaya çıkmıştı. Sağ muhafazakâr çevreler, kendi adayları Karol Nawrocki'nin cumhurbaşkanlığı seçimindeki zaferinin ardından ivme kazanmış ve Tusk'un Avrupa yanlısı koalisyon hükümetine karşı siyasi bir saldırı başlatmıştı.

Kaczynski o dönemde "Yasa dışı göç milyonlarca insanın huzurunu bozdu; birçok Batı kentinde yaşam artık normal işlemiyor. Polislerin giremediği bölgeler var," diyerek Polonya'da benzer 'girilmez bölgeler' (No-Go-Areas) oluşabileceği uyarısında bulunmuştu.

Gazze’de evlerine dönmeye çalışan 5 Filistinli İsrail saldırısında öldü
Gazze’de evlerine dönmeye çalışan 5 Filistinli İsrail saldırısında öldü
İçeriği Görüntüle

Gazeta Wyborcza gazetesi, bu açıklamaları "Kaczynski için göçmenler Putin kadar tehlikeli" yorumuyla eleştirmişti.

Hafta sonu yapılacak protestonun hedefinde yalnızca göç politikası değil, aynı zamanda Mercosur Serbest Ticaret Anlaşması da var. Polonyalı çiftçiler, bu anlaşmanın kendilerine zarar vereceğini savunuyor. AB ile Güney Amerika ülkeleri Arjantin, Brezilya, Uruguay ve Paraguay arasında on yılı aşkın süredir yürütülen müzakereler sonucunda varılan anlaşma, henüz üye ülkelerin hükümetleri ve parlamentoları tarafından onaylanmadı.

Yabancı düşmanlığı siyasette prim yapıyor

Polonya'daki sağ muhalefet, göçmen karşıtı söylemini yalnızca sokakta değil siyasetin merkezinde de kullanıyor. 1989'da demokratik dönüşüm sürecine kadar neredeyse tamamen etnik olarak homojen bir ülke olan Polonya'da, "yabancı korkusu" geçmişte de siyasal kazanç sağlamıştı. 2015 seçimlerinde, AB'nin göçmenlerin üye ülkelere dağıtılmasını öngören politikasına yöneltilen sert eleştiriler, PiS'in iktidara gelişinde belirleyici olmuştu.

Sağcı Polonya medyası, o dönemde Suriye ve Irak'tan gelen savaş mültecilerini hedef alarak onları "terörist" ve "tecavüzcü" olarak nitelendirmiş, Kaçinski de göçmenlerin "bakteri ve virüs taşıdığı" iddiasında bulunmuştu. İki yıl önce iktidarı Donald Tusk liderliğindeki merkez-sol koalisyona kaptıran PiS, o zamandan bu yana söylemini daha da sertleştirdi.

Nisan ayında yayımlanan bir sağcı dergi, kapağında "Göçmen seli geldi. Polonyalılar korkuyor. İnsanlar evlerinden çıkmaya çekiniyor" manşetini attı. PiS milletvekilleri, "yasa dışı göçe karşı referandum" için imza topluyor ve göçmenlere danışmanlık hizmeti verecek entegrasyon merkezlerinin açılmasına karşı protestolar düzenliyor.

Bu kampanya, partinin iki yıl sonraki genel seçimlerde iktidarı yeniden ele geçirme stratejisinin merkezinde yer alıyor. Ekim ayı sonunda Katowice'de yapılacak program kongresinde bu hedefin çerçevesi çizilecek. Cumartesi günkü protesto, bu sürecin başlangıcı olarak görülüyor.

Kaynak: Deutsche Welle