AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında tek parti döneminin 1950'de sona erdiğini kaydederek "Tek parti CHP'si iktidardan düşmüş, milletin teveccühüyle Demokrat Parti ülke yönetimini devralmıştır" ifadesini kullandı.

Gündeme yönelik açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Bölücü örgütün 'kendini fesih ve silahları teslim' kararı aldığını açıklamasıyla, 'Terörsüz Türkiye' çabalarımızda yeni bir safhaya geçmiş bulunmaktayız. Bu safha, birliğimiz, beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlendirme safhasıdır" diye konuştu.

Erdoğan,  "40 yıl boyunca ödenen ağır bedeller ortadayken, 'Örgütün silah bırakmasından bana ne' diyen tuzu kurulara ise sadece acıyarak bakıyoruz, onlara basiret ve feraset diliyoruz. Asıl olan uygulamadır. Sözlerin tutulup tutulmadığının takibini MİT titizlikle yapacak" dedi.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Davutoğlu’ndan Erdoğan’a ‘milletvekili transferi’ tepkisi Davutoğlu’ndan Erdoğan’a ‘milletvekili transferi’ tepkisi

"1950 ülkemizin demokrasiye geçtiği gündür"

"Aziz milletim, değerli milletvekili arkadaşlarım, kıymetli misafirler sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Grup toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sizlerin vasıtasıyla çeşitli platformları üzerinden bizleri takip eden vatandaşların her birine sevgilerimi yolluyorum.

14 Mayıs 1950 ülkemizin demokrasiye geçtiği gündür. Tek parti CHP'si iktidardan düşmüş, milletin teveccühüyle Demokrat Parti ülke yönetimini devralmıştır. Halkımız tek parti faşizminin ardından Menderes ve arkadaşlarını tek başına iktidara taşımıştır. Rahmetli Menderes, döneminin CHP'sinin provokasyon siyasetine rağmen 10 yıl boyunca Türkiye'ye çok önemli hizmetler yapmıştır. İmam Hatipler onun gayreti ile açılmıştır. Yıllarca gariplikten fakirlikten yakasını kurtaramayan Anadolu köylüsü ayağındaki çarığı ilk kez onun zamanında çıkarmıştır.

Başta Şehit Başbakanımızın Adnan Menderes olmak üzere demokrasimizin tüm kahramanlarını rahmetle yad ediyoruz.

"Terörsüz Türkiye çabalarımızda yeni bir safhaya geçtik"

Bölücü örgütün 'kendini fesih ve silahları teslim' kararı aldığını açıklamasıyla, 'Terörsüz Türkiye' çabalarımızda yeni bir safhaya geçmiş bulunmaktayız. Bu safha, birliğimiz, beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlendirme safhasıdır.

Türkiye Cumhuriyeti kendi meselesini, kendi vatandaşlarının iradesi ile çözebilme kapasitesine sahip olduğunu dosta ve düşmana göstermiştir. İttifak ortağı MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli'nin geçtiğimiz ekim ayında ortaya koyduğu kapsayıcı duruş, bugüne uzanan hayırlı sürece vesile olmuştur.

"Terörün, silahın, şiddetin devri artık kapandı"

Terörün, silahın, şiddetin, illegalitenin devri artık kapanmıştır.

On binlerce vatan evladının terör iklimini bitirmek için biz de başbakanlık ve cumhurbaşkanlığımız dönemlerinde bir arayış içinde olduk. Maalesef bu arayışlarımızda saldırılarla sabote edildik. 40 yılı aşkın sürede Türkü, Kürdü ve milletimizin diğer kesimleri acı çekmiştir. Terör ekonomimize de ağır darbe vurmuştur.

Biz devlet ve millet olarak terörle sınandık. En ağır şekilde sınandık Bedelini ödedik, derslerini çıkardık ve nihayet bu musibetten tamamen kurtulma aşamasına geldik. Terörün, silahın, şiddetin, illegalitenin devri artık kapanmıştır. Şimdi bir kere şunu açık açık ortaya koymak gerekiyor. Güven, huzur ve refah içinde yaşamak ancak ve ancak milletçe birlik ve beraberliğimizi güçlendirmekle, kendi altyapımızı kurmakla mümkündür. Bunu başaramayan milletlerin ne hale düştüğünü hep birlikte görüyoruz. Ülkemizi nice badirelerden kurtardık.

"Örgütün 'silah bırakmasından bana ne' diyenlere acıyarak bakıyoruz"

(Terörsüz Türkiye) Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin verdiği imkanlar, sürecin bugüne kadar sorunsuz bir şekilde gelmesine hayati katkı sağlamıştır.

Bulunduğumuz makamın omuzlarımıza yüklediği sorumluluğunun gereğini layığıyla yapacağız. 

Örgütün fesih ve silah bırakma kararı sonrasında vatandaşlarımızın sevincini paylaşmak yerine ekranlarda karalar bağlayanları geride bırakıp istikbale hep birlikte yürüyeceğiz.

40 yıl boyunca ödenen ağır bedeller ortadayken, 'Örgütün silah bırakmasından bana ne' diyen tuzu kurulara ise sadece acıyarak bakıyoruz, onlara basiret ve feraset diliyoruz.

Türkiye'de huzurun, kardeşliğin daha da güçlenmesi için büyük bir gayretle çalışırken bölgemizdeki barış çabalarına da gayretle katkı veriyoruz.

"Sözlerin tutulup tutulmadığının takibini MİT titizlikle yapacak"

Asıl olan uygulamadır. Sözlerin tutulup tutulmadığının takibini MİT titizlikle yapacak. Örgüt kendi üzerine düşenleri yerine getirdiğinde kalan hususları konuşmak, ilerletmek siyasetin işi haline gelecek. Herkesi uçup kaçmadan, sağduyuyu elden bırakmadan gelişmeleri takibe davet ediyorum. Askerlerimiz, sınır ötesi sorumluluklarının gerektirdiği vazifeleri artık daha rahat ve güven içinde yürütebilecektir. Emniyet teşkilatımız, kaynaklarını ve mesafelerini organize suç şebekeleri başta olmak üzere milletimizi tehdit eden yapılarla mücadeleye daha fazla ayırabilecektir.

Trump ve  Şara görüşmesi

Bu sabah Sayın Trump ile, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Sayın Şara ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Bu görüşmemizin altında yatan bölge barışını nasıl daha güçlü hale getirebilirizdi.

Geçen hafta yaptığımız telefon görüşmesine müteakip, dün Suudi Arabistan’da Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldıracağını açıklayan Sayın Trump’a buradan tekrar teşekkür ediyorum.

Erdoğan'dan İBB soruşturması açıklaması 

İstanbul’da yürüyen soruşturma, Cumhuriyet tarihinin eşi benzeri görülmemiş bir suç organizasyonu örneğidir. Yapılan işlerin yolsuzluk ve haraç boyutuyla ilişkili organize suç vasfını aşarak ülke güvenliğini tehdit edecek boyutlara ulaştığı anlaşılıyor.

Bu karanlık organizasyon, İstanbul ile sınırlı kalmamış ülkedeki pek çok kurumu, kişiyi içine alan, kolları çok farklı yerlere uzanan hatta uluslararası ayağı da olan bir ahtapota dönüşmüştür.

Önceleri sadece kimi siyasi partileri ve siyasetçileri kapsadığı düşünülen, çarpık ilişkiler ağının bürokrasiden iş dünyasına ve medyaya, kimi cemaatlerden istihbarat kuruluşlarına kadar uzandığı ortaya çıkıyor.

Tüm bunlara yol veren sebep ise mahalli idareler daha doğrusu belediye yönetimlerinde baş gösteren yozlaşmadır.

"Kayyum uygulamasının yeniden istisna haline geleceğini düşünüyoruz"

Bu yozlaşmayı az veya çok hemen hemen tüm belediyelerde görmek mümkündür. Bu konudaki yaklaşımımız kesinlikle parti odaklı değil, tamamen sistem merkezlidir.

Terör örgütünün kendinin feshinin ardından siyasetin daha güçlü şekilde devreye girmesiyle belediyelerdeki kayyum uygulamasının yeniden istisna haline geleceğini düşünüyoruz."

Kaynak: Haber Merkezi