CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM’de düzenlediği grup toplantısında yaptığı konuşmada gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Özel, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından katılım oranını eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye sert tepki gösterdi.

Özel, “Bir takım manipülasyonlara, laf oyunlarına kimse bakmasın. Oy kullanma oranı yüzde 65 oldu. Bu oran, bundan önceki katılım oranlarının altında değil, üstündedir. Katılım oranları üzerinden bir tartışma yaratmaya çalışanlar seçim sonuçlarına bakarlarsa, bugün destekledikleri ya da kaybettiğine üzüldükleri adayın daha düşük katılım oranlarıyla seçildiğini görürler” dedi.

“CHP’nin yurt dışı temaslarından birileri rahatsız oluyor bundan büyük keyif alıyorum”

Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

CHP’nin yurt dışı temaslarından birileri rahatsız oluyor bundan büyük keyif alıyorum, birileri tedirgin oluyor bunu ben de görüyorum. Çünkü hem Avrupa, hem dünya Türkiye’nin Recep Tayyip Erdoğan’dan, AK Parti’den ibaret olmadığını, Türkiye’nin çağdaş medeniyetleri yakalama, geçme vasiyetini aldığı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği yolda Türkiye’yi yürütecek, dünyanın ayrılmaz bir parçası yapacak, Avrupa’nın bir parçası yapacak, gençleri için ‘yasaksız Türkiye’yi, vizesiz Avrupa’yı’ inşa edecek iktidarın yaklaşmakta olduğunu bütün dünya görüyor ve CHP bu yolda ilerliyor. Bu konuda kimsenin şüphesi olmasın.

“Dünyaya ‘KKTC’yi tanıyın’ diyorsanız önce kendiniz tanıyacaksınız”

Hafta sonu KKTC’de cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. Kardeş partimiz CTP Lideri, dostumuz, kardeşimiz Tufan Erhürman cumhurbaşkanı olarak seçildi. CHP olarak Tufan Erhürman’ı bir kez daha yürekten kutluyoruz. Hayırlı, uğurlu olsun. Kıbrıs’ta kazanan Kıbrıs’ın halkı oldu, demokrasisi oldu.

Bir takım manipülasyonlara, laf oyunlarına kimse bakmasın. Oy kullanma oranı yüzde 65 oldu. Bu oran, bundan önceki katılım oranlarının altında değil, üstündedir. Katılım oranları üzerinden bir tartışma yaratmaya çalışanlar seçim sonuçlarına bakarlarsa bugün destekledikleri ya da kaybettiğine üzüldüğü adayın daha düşük katılım oranlarıyla seçildiğini görürler.

Devlet Bahçeli bugün, Kıbrıs’a plaka numarası vermeye, ‘82’nci vilayetimiz Kıbrıs olsun’ demeye, Kıbrıs seçimlerini tanımamaya gayret gösteriyor. Bu fevkalade yanlıştır. Dünyaya ‘KKTC’yi tanıyın’ diyorsanız önce kendiniz tanıyacaksınız. Oranın iradesine saygı duyacaksınız. Kendisini ‘vatansever’ herkesi ‘vatan hain’, kendisini ‘ülkenin birliğine, bütünlüğüne bağlı’ herkesi ‘bölücü’ gören zihniyetin geçmişte kime ne dediğinin, bugün ne noktada durduğunu herkes görüyor.

DEM Parti'den TBMM önünde 'bütçe' protestosu
DEM Parti'den TBMM önünde 'bütçe' protestosu
İçeriği Görüntüle

“KKTC bir devlettir, bağımsız bir devlettir”

Kimse Kıbrıs’ı Türkiye’nin arka bahçesi olarak görmesin. Kıbrıs’a plaka verirseniz, Kıbrıs’ı vilayet görürsünüz. O zaman seçilmiş cumhurbaşkanına vali muamelesi yaparsınız. O zaman da işte o Kıbrıs’ın AK Parti’sinin genel sekreteri gibi ‘yavru vatanımız’ dersiniz. Kıbrıs’ın sokaklarına bir gidin bakalım; ‘yavru vatan’ deyince ne hissediyorlar, ‘kardeş vatan’ deyince ne hissediyorlar.

Kimseye babalık, analık taslayacak halimiz yok. KKTC bir devlettir, bağımsız bir devlettir, iradesiyle güçlü bir devlettir, CHP’nin ‘kardeşi’ gibi sevdiği bağımsız bir Türk devletidir.

Kıbrıs seçiminden alınması gereken ders şudur; vakti gelmiş bir değişimin önünde kimse duramaz, Türkiye’de de kimse duramayacaktır. İşte koltuklarını demokrasiyle devretmek istemeyenler her yolu deniyorlar.

“Arkadaşlarımızı bir gün daha tutuklu bırakmak Musollini’nin ön infaz yöntemidir”

Suç örgütü lideri Aziz İhsan Aktaş, kamudan 388 ihale almış. 300’ünü AK Partili belediye, bakanlık ya da yönettikleri kurumlardan, 88’ini CHP’li belediyelerden almış. İddianamede 300 ihaleden hiçbiri yok ama öbür tarafta CHP’nin buna iş verdiği için suçlanan belediye başkanları hakkında da tek bir kanıt yok.

Belediyede ne kadar şoför, genç varsa tutuklamış ve ailesiyle tehdit etmiş. “Duydum”, “düşünüyorum” ile iddianame yazmışlar. Yargılanmak için değil yargılamak için bekliyoruz o iddianameleri demiştim. Şimdi savunma avukatları konulacak. Çapraz sorgulama yapılacak. Bu işi dikkatle takip edeceğiz. Tensiple birlikte arkadaşlarımızın tahliye edilmesini bekliyoruz. Arkadaşlarımızı bir gün daha tutuklu bırakmak Musollini’nin ön infaz yöntemidir.

“Seni, bütçeni savunmaya Meclis’e davet ediyorum”

Erdoğan’a her meydandan söyledim, bu kürsüden, yüce Meclis çatısı altından bir kez daha söylüyorum; Hani 30 gün sonra birbirimizin yüzüne bakamıyorduk, hani ailelerimizin gözünün içine bakamayacaktık? Hani ahtapot ortaya çıktığında insan içine çıkmayacaktık? Meydanlardayız, sokaklardayız, arkadaşlarımız masumdur. İftiracısınız, yazıklar olsun sana. Yazıklar olsun iftiralarına! Düş milletin yakasından! Ya kanıtla, ya özür dile çek git! Al o beceriksizi oradan, zulmetme artık! Gelecekte de yargılanmayacağız, sizi yargılayacağız! Yazıklar olsun iftiralarınıza, yazıklar olsun!

Buradan bir çağrıda bulunmak isterim; biz bir gün bu grup Meclis’e girmeyince panikleyen Erdoğan’a söylüyorum. Ben de orada olacağım, grubum da orada olacak. Bütçeler yürütmenindir ve geleneğimize göre, bu son rejime kasteden anayasa değişikliğinden sonra mümkün ama yardımcısı da sunar demiş gelmiyor. Hani biz Meclis’e gelmeyince buna ‘Meclis’e saygısızlık’ dedin ya… Seni, bütçeni savunmaya Meclis’e davet ediyorum.

Geleceksin, bütçeni savunacaksın, muhalefeti dinleyeceksin. Demirellerin, Ecevitlerin, Erbakanların, İnönülerin gösterdiği cesareti gösterip bu bütçe için milletin vekilinin gözünün içine bakacaksın. Hadi bakalım Erdoğan, hodri meydan!

Muhabir: Şevval Dalgıç