Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Halk TV'de Fikret Bila, Kürşad Oğuz ve İsmail Saymaz'ın sorularını yanıtladı.

Özgür Özel'in açıklamasından satır başları şu şekilde:

"Kurultay davasının bir reytingi yok. Parti içinde bir tartışma arayan varsa AK Partiyi tavsiye ederim,Yeni Şafak'ı takip etsinler. Bugün manşetleri gördük. Şöyle bir algı yaratılmaya çalışılıyor, birlik yok beraberlik yok. Biz o delegeyi çağırdık, çıkar telefonu dedik. IMEI numarasıyla ne zaman alındığı belli oluyor. Delegeye dedim ki bana güveniyor musun? O delege de dedi ki Genel Başkanımla bir sorunum yok dedi. Yönetimle ilgili bir anahtar listem var onaylar mısınız dedim. Kapalı kabinlerine girdiler vicdanlarıyla baş başa. İlk defa İsmet Paşa'dan bu yana anahtar liste delinmeden girdi.

Bakan Güler'den ‘dövizle askerlik bedelinin düşürülmesi’ talebine yanıt
Bakan Güler'den ‘dövizle askerlik bedelinin düşürülmesi’ talebine yanıt
İçeriği Görüntüle

Doğrusu şu CHP dimdik ayakta. Derdimiz tasamız, Ekrem Başkanımız, Belediye Başkanlarımız, Meclis üyelerimiz ve sandığın gelmesi.

Önceki Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı, partiden ihraç edildi. Üslupsuz sözleri vardı. Onun için kurduğum her cümle nefes israfı. Onun hakkında konuşsam çok kötü şeyler söylerim. Değmez. Kemal Bey hakkında hiç kötü bir şey söylemem. Ben mevcut genel başkanım, temel görevim önceki genel başkanlarıma en üst düzeyde saygı göstermek görevim. Önceki genel başkanlarımın beni eleştirme hakkı var ama benim yok.

Biz kayyumu partinin karşısından çevirdik. İBB'ye kayyum atamak için beklediler, onu geri püskürttük. Şimdi böyle bir şey yapmak isterlerse bizi değil onları yıpratacağı açık. Bu kadar CHP birlik ve beraberlik içinde ilerlerken, AKP ile farkı açıyorken cevabı en iyi CHP'liler verir zaten. Bana direnişi örgütlemek ve ona liderlik etmem gerekiyordu. Yaptım. Bana karşı bir saldırı olursa da sahip çıkması gerekenler yapması gerekenleri yapar. CHP'yi kimse MHP ile karıştırmasın. Düne kadar en ağır lafları söylediği AKP'nin baş destekçisi olacak, parti için mücadelenin AKP'nin faydalandığı bir durum olmaz. Kurucusu İsmet Paşa'nın dürüstlüğünden gelen, Bülent Ecevit'in cesaretinden gelen bir gelenekten geliyoruz. 47 yıldır toparlayamıyorduk kendimizi, Ecevit'ten sonra kendimize geliyoruz.

"Ben 'Dostlarımızın sessizliği...' çıkışını yurtdışı için söyledim"

Onunla ilgili bizim meselemiz şu; Volkan Konak ölmüş, bütün Türkiye ağlıyor. Gittik Maçka'ya, ablalarıma sarıldım. Biz düşmanımız ölse arkasından konuşmayan bir Anadolu irfanınına sahibiz. Volkan Konak'ın ardından 'gebermiş' demesi tepkimizi çekti. Biz her camide varız dedik, onun zoruna o gitmiştir. Fatih'deyim diyor, camideyim demiyor. İnsan içine çıksa tepki çekeceğini biliyor. Ben onu muhatap almam. Ama Cemal Enginyurt görev bilmiş. Onun söylediği sözler bütün CHP'lilerin içini soğutmuştur.

Pedro Sanchez iile ilk gün yemekte birlikteydik. Zaten bütün gün birlikteydik ama 50 dakika başbaşa görüşmemiz oldu. Zaten İngiltere İşçi Partisi dışında solcuların duruşunda bir sıkıntı yok. İngilter İşçi Partisi de kaynıyor da Starmer Başbakan oldu. Ama orada İngiltere'nin dostu yoktur çıkarları vardır sözünü kendince işletiyor. İsrail, Starmer, Trump Suriye'de bir oyun kurmuşlar. Bizimkilere de bir kendince rol biçmişler. bunun üzerine de suskun kalıyor. Ben de ne Guardian bıraktım her yerde tepki gösterdim.

Ben 'Dostlarımızın sessizliği...' çıkışını yurtdışı için söyledim. Sabahın 8'inde başlıyorum, kime neyi anlatmam gerekiyorsa, yurt içinde yurt dışında herkese anlatıyorum. Yüzde 70 oranında, insanlar bu iddialara inanmıyor. Bugün Sosyalist Enternesyonel Toplantısında da dedim, otoriter liderlerin, çıkıp dışarıda olanları söylersen seni şikayet etti derim gibi bir konfor alanı var. Biz, bize çizilen sınırlara uymayacağız. Ben Erdoğan'ın bana çizdiği çerçeve dahilinde siyaset yapmak zorunda değilim.

"DEM kendi kitlesi olan bir parti"

Sosyalist Enternasyonalde delegelere Free İmamoğlu dosyaları verildi. DEM Parti'nin özel durumu var. 3 delegesi ve iki eş genel başkan vardı. Eş Genel Başkanların önünde o yüzden yoktu. Tülay hanım bana dedi ki kapanış toplantısında birlikte gösterelim, dayanışmasızlık gibi algılanmasın. Bunu köpürtmek isteyenler var. 'Muhalefet Ekrem İmamoğlu'na destek vermedi' demek istiyorlar. Amaç muhalefeti parçalaştırmak ve parçaları yalnızlaştırıp yok etmek.

Bu iki partiye de hakaret. Sen 9 yıldır Demirtaş'ı ve Yüksekdağ'ı içeride tutacaksın. 'Benim aklıma böyle bir oyun geldi' deyip DEM'i çağıracaksın. O da gelecek. Kendi kitlesi olan bir parti. Sende siyasetin anahtarı mı var? CHP kimsenin peşine takılmayan, birlikte olması gerektiğinde birlikte olan. Daha kurultaydan bir ay sonraydı. Kuzey Irak'tan şehit haberleri geldi. Önümüze bir kağıt geldi. Terörü lanetlemek için. Bu üs bölgesi karda kışta faydası yokken, barakalaştırılmış çadırda neden vardı, dedik. Şehit cenazesinde üstüme saldırdılar.

"O kadar çok insan 'Gel itirafçı ol' baskısını ifşa etti ki yapamıyorlar"

İlk yola çıktıklarında 19 Mart sabahı terör meselesi vardı. Kayyum istemiş ama Erdoğan'ı zor ikna etmişler. Bu Ankara'da konuşulan bir şey. Artık gizli bir şey değil. Biz gittik belediyeyi seçilmiş bir meclis üyesine verdik ve geri döndük. O başladıkları işte aynı heveste gitmiyorlar. Bunun evreleri var. 1. evre ilk operasyonun yapıldığı salt mutlak iftira evresi. Bundan sonra TRT ve kendi kanalarını dizayn ettiler. 560 milyon yolsuzluk yok bin 200 telefon. Bizim sineceğimizi hatta birbirimizden şüpheye düşeceğimizi beklediler. Bu koltukta Ekrem Başkanın namusuna kendi namusu kadar inanan biri olmasa hepimiz giderdik.

MASAK raporu dediler peçete çıktı. Ekrem İmamoğlu'na diyorlar yüzde 5 değerinde arsa almışsınız, o para kapora çıkıyor. Bu yalanların hiçbirini kanıta kavuşturamadılar. Sonraki evreye döndüler, içeridekileri itirafçılaştırma baskı evresi. Bir kadın tutukluyu gözaltındaki gibi doktora götürdüklerini söylüyorlar. Bir gidiyor ki savcı var ve 'sen bu ifadeni ver buradan evine git' diyor. SEGBİS'te '5 dakikan var ya ifade ver ya da 20 sene kimseyi göremezsin' diyor.

O kadar çok insan 'Gel itirafçı ol' baskısını ifşa etti ki yapamıyorlar. Tutukluları sürgün ediyorlar neden psikolojik harp yürütüyorlar. Hukukta önde olsa psikolojik savaşa girer mi?

"Mansur Bey benim gözümde her göreve layık biri"

Hani bir huzursuzluk varsa sabah ilk uyandığınızda aklınıza gelir ya, onun da aklına kendi sesi geliyor. 'İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder.' Çünkü Ekrem Başkan İstanbul'u kazandı, Türkiye'yi de kazanacak. Ben cumhurbaşkanı adayımla haftalık olağan görüşmemi yapıyorum. Bu devlet geleneğinde var. Cumhurbaşkanı ile başbakan haftalık görüşme yapar. Ben de o özgür kalana kadar haftalık görüşmelerime devam edeceğim. Onun tek umudu bizim birbirimize düşmemiz.

Ekrem Bey ile Mansur Bey'in arasını açmak. Benim Ekrem İmamoğlu'nu hapisten çıkarmak, aday yapmak ve kazandırmak suretiyle ülkeye demokrasi getirme hedefim var. Kendime dair hesabım yok.

Mansur Bey benim gözümde her göreve layık biri. İşini de en iyi şekilde yapıyor. Bir yedek yok. Onu alır Adana'da Zeydan Karalar var. Muğla var Aydın var Eskişehir var. Ben sadece yokum bu süreçte. Kendime genel başkan olduğum gün bu hesapların içinde olmayacağıma söz verdim. Benim işim parçalamak değil birleştirmek.

"Menemen yapamam seninle, Anayasa yapmakmış!"

Bu konu gazetecilerin rahatça konuşacağı bir konu. Benim işim değil. Bu Kasım'a kadar yaptı yaptı. Hesabını kitabını ona göre yapsın. Herkes ondan sonrasını konuşuyor. Bugün Yeni Şafak'ın gazetesinin manşetini al Sözcü'nün manşeti yap ona da olur. O yüzden Erdoğan Anayasa değişikliğini kendisi için bir talep ile gidince rıza üretemiyor. Ondan böyle yapıyor olabilir. Sen bütün muhalifleri içeri atacaksın, yargı eliyle disipline etmeye çalışacaksın, ondan sonra da olay eksiksiz demokratik bir ülkede geçiyormuş gibi geleceksin birlikte Anayasa yapalım diyeceksin. Menemen yapamam seninle, Anayasa yapmakmış!

Terörsüz Türkiye'ye niye karşı olayım? Tutuksuz yargılama istiyorum. TRT'den yayın istiyorum. 3T. Bunlar suçtan suçluyu bulmuyor. Kişinin altını kazıp suç çıkartmaya çalışıyor. Bizim anayasamız bir hakim siyasete girerse hakimliğe geri dönemiyor. Ama bakan yardımcısı dememiş diye Akın Gürlek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına getirilmiş. O kişinin yaptığı soruşturmalar siyasidir.

O Zekeriya Öz'e kefildi. Ben Mustafa Balbay'a, İlker Başbuğ'a kefildim. Şimdi bir başkasına kefil oluyor. Sen bir kez daha hata yapma ama tarih tekerrrüden ibaret ama ders çıkar. O günün yalancı şahitleri hapiste sürünüyor. Zorla iftiracı yapılanlara sesleniyorum. Erdoğan 'Kandırıldım' der, öbürü kaçar kendini kurtarır. Herkes aklını başına alsın.

"Ben arkamda kimseyi bırakıp Erdoğan ile Anayasa yapmam"

Ben süreci tıkayan değilim, teröre ve silaha giden para emekliye gidecekse neyin karşısında olacağım? Ama buraya kadar gidip İBB Başkanını da Demirtaş'ı da Özdağ'ı da içeride tutma. Kavala çıksın, Gezi'deki arkadaşlarımız çıksın.

Anayasa masası toplumsal mutabakat masasıdır. Sen devleti öyle bir yönet ki bununla yapılır desinler. Benim bu şartlarda o masaya oturmam kendimi inkar etmem demek. Ben arkamda kimseyi bırakıp Erdoğan ile Anayasa yapmam.

Bayramlaşma olmayacak. Biz İzmir Suikastinden geliyoruz, İsmet Paşa'nın yolunun kesilmesinden geliyoruz, evlat katilinin saldırısından yeni kurtulmuşuz. Bize öyle tehditler sökmez. Ekrem İmamoğlu sürecinden zarar gördük diyen AKP'liler ortada. Ben kavgayı sevmiyorum ama birisi sevdiklerime zarar verirse en güzel cevabı veriyorum.

Bu zeminde Anayasa tartışacak bir zemin yok. Anayasa çiğneyenle Anayasa yapılmaz!

"Demokrasi bir tramvaydır deyip inerlerse tarihin çöplüğüne giderler"

Benim seslendiğim kitle, ne Erdoğan ne de Bahçeli. Ben AK Gençliğe sesleniyorum. 23 senedir oynadık bu maçı hep kazandı. Kimsede suç bulmadık. Kazanınca iyiydi. Bir sefer kaybetti, topu aldı gitti. Tarih önünde bir sınavları var. Erdoğan'a gidip 'Neden topu vermiyorsun. Biz yeneriz' deyip maça dönsünler. Demokrasi bir tramvaydır deyip inerlerse tarihin çöplüğüne giderler.

Erdoğan kaybettiğinde darbeye kalkışmış ve tasfiye olmuş bir lider olarak tarihe geçer ama onlar kaybolur. Reis niye şimdi, desinler. Kazanmak da var kaybetmek de var. Benim çağrım AK Parti siyasetine. Kazanmak da kaybetmek de meşrudur. Bir kişi darbeyi çıkıp ben savundum diyor mu? Gün gelecek 19 Mart'ı destekleyenler de öyle olacak.

"Zammı ben yapacak değilim, yapmazlarsa siyasi bedelini öderler"

Emeğin başkentlerinden birinde, Bursa'da, 'Ara zam hakkımız söke söke alırız' dedik. Bir şey taahhüt edip yapmazsan seçmen sana onun hesabını sorar. Mülakatı kaldıracağım dedi, kaldırmadı. Asgari ücret zam gördü. TÜİK'e göre yapılan zam 3 bin lirası gitti bile. Geçen seneden kötü duruma düşecekler. Temmuz'da ara zam yapması şarttır.

Asgari ücret tespit komisyonu da antidemokratik. Perşembe günü DİSK'e gidiyoruz. Ardından TİS'e gidiyoruz. Cuma günü Hak-İş ve Türk-İş ile görüşeceğiz. Doğru rakamı tespit edeceğiz. Benim aklımdan bir rakam geçmiyor. İşi bilene soracağız. İşçinin de iş verenin de memnun olacağı bir ara zammı isteyeceğiz. Zammı ben yapacak değilim. Yapmazlarsa siyasi bedelini öderler.

"Şimşek bir çıkış yolu arıyor"

Şimşek birileri ile görüşüyor benim de kulağıma geliyor. Şimşek darbenin finans ayağı. 'Bu rezervler bugünler için toplandı' dedi. Sen bu rezervler, esnafa toplama, işçi için toplama. Bundan sonra sen benim hedefimdesin. O da kendine göre bir B planı kuruyor. Şimşek bir çıkış yolu arıyor. Ama onun isteğine kalmayabilir. Yeni Şafak dediğin AKP'nin Pravda'sı. Onun yerine operasyon yapan gazete Mehmet Şimşek'e vuruyor. Bunu bayram tatili sırasında yapmaya çalışırlar.

Kur korumalı mevduat parası olana güvenli. Zengine parayı Hazineden ve Merkez Bankasından verdi. Parayı hepimizden ve düşük vergili olanlardan topladı. Bugün topanan verginin yüzde 69'u dolaylı vergi. Fabrikatörle kapısındaki bekçi aynı vergiyi veriyor. Çok kazanandan çok vergi, az kazanandan az vergi. Asgari ücret alandan hiç vergi almak gerekiyor.

"Yarın sadece Erdoğan'ın gördüğü ahtapotu göstereceğim"

Çıldırtacağız onları, daha neler var! İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, yahu senin işin mi! İmamoğlu, tutuklandığı için yerine vekil seçildi, kendisi halen başkan. İddia var iddianame yok. Ta kesinleşmeye kadar Ekrem İmamoğlu suçsuzdur. Sen savcısın ya, sav sav! Savda bulunacaksın, sen yargıç değilsin, nasıl yasak getiriyorsun! İktidardan önce bu tahammül edemiyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcısına 'Sen işini bilmiyorsun, ben yapıyorum' diyor. Şımarık çocuk gibi, şımartmış Erdoğan bunu. Meslektaşlarını pas pas ettin sen.

Yarın Grup Toplantısında sadece Erdoğan'ın gördüğü ahtapotu göstereceğim. Ben özellikle Fatih'ten başlayacağım. Savcının yöneltmediği suçlamayı ispatlanmış gibi söylüyor. Erdoğan'ın bir tek gördüğü ahtapotu grup toplantımızda göstereceğim. AKP'li belediyeler ile ilgili Cumhuriyet Başsavcısına söyledim. Sayıştay Fatih Belediyesine dair söylediklerine Akın Gürlek baksın. Başka bir ilçeyi daha açıklayacağım. En kötüsü Fatih değil. Fatih'te bunlar varsa Esenler'i sen düşün, diyeceğim."

Kaynak: Haber Merkezi