CHP’nin Meclis’te düzenlediği grup toplantısında konuşan Özel, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Grup toplantısı konuşmasına İnce’yi kürsüye davet ederek başlayan Özel, “Bugün ilk adımı atmak üzere Muharrem İnce’yi davet ediyorum. Burası baba evidir, kapımız herkese açıktır. Normalde Muharrem İnce’ye rozet takmam lazım ama ben takamam çünkü onun rozeti anlına takılı doğduğundan beri” ifadelerini kullandı.

İnce ise konuşmasında “Bugün buraya bir geri dönüş için değil, kucaklaşmak için geldim. Kurtuluş yok tek başına” sözleriyle partililere seslendi.

Muharrem İnce: Benim bugün buraya gelişim bir kucaklaşmadır

İnce'nin yaptığı konuşma şöyle;

Ben bugün buraya bir kibirle gelmedim, ben bugün buraya bir pişmanlıkla da gelmedim. Ben bugün buraya kişisel bir hesapla da gelmedim. Ben bugün buraya Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in içten bir davetiyle geldim. Ayrılıklar bazen kırgınlıktan olur, bazen de umudu başka yollarda aramakla olur. Benim bugün buraya gelişim bir geri dönüş değildir. Benim bugün buraya gelişim bir kucaklaşmadır, bir sarılmadır, bir hasret gidermedir.

Laiklik dedik, Atatürk ilkeleri dedik, akıl dedik, eğitim dedik. Hep aynı şeyleri söyledik ve ayrı düştüğümüz günlerde de bir çift mavi gözün ışığından, Atatürk ilkelerinden hiç vazgeçmedik.

Bugün burada aranızda eğilmeyen başınız olmak için varım, susmayan diliniz olmak için buradayım, bükülmeyen bileğiniz olmak için buradayım. Hepinize diyorum ki kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!

Kartalkaya faciası ve Bakan Ersoy’a Yunanistan göndermesi

Özel, daha sonra sözlerine şöyle devam etti:

Kartalkaya faciasını 10 günde detaylarıyla açıklayacaklarını söylediler ama üzerinden 5 ay geçti. Bilirkişi raporunda bakanlığın sorumlu olduğu yazdığı için savcılık bunu kabul etmedi. Bakanlığı çıkarın, Bolu Belediyesi'ni bilirkişi raporuna dahil edin dediler. Sonra bu bilirkişi raporunu korsan deyip yeni bilirkişi heyeti atadılar. Bolu Belediyesi İtfaiyesi'ni işin içine katarak bir soruşturma başladı. 7 Temmuz'da ilk duruşmada orada olacağız. Birinci derecede Turizm Bakanı, kendi bünyesindeki memurların yargılanması için izin istendi ama izin vermedi.

Turizm Bakanı yatıyla gidip Yunan adalarını geziyor. Rakiplerini görmek için gittiğini söylüyor. Oraya gittiysen bir şeyler öğren. Orman yangınından sonra ya da tren kazasının ardından orada bakanların nasıl istifa ettiğini öğren. Olayın üzerinden 150 gün geçmiş pişkin pişkin gözümüzün içine bakıyorsun."

"Sınava giren öğrenciler geleceklerinden endişeli"

Hafta sonu milyonlarca öğrenci YKS sınavına girdi. Ben de evladımı aldım sınava gittim, okul bahçesinde velilerle konuştum. Eğer gençlerin geleceğe nasıl baktığını, ailelilerinin AK Parti’ye oy vermiş dahi olsa evlatlarının gelecek kaygısından nasıl etkilendiğini görmek isteyen varsa sınav sırasında bahçede bekleyen velilerle konuşsun.

Ortak mesele; “sınava gireceği ve kazanacağız o zaman ne olacak? Esas sınav o zaman başlayacak” diyorlar.

Milletçe borç batağındayız, milletçe icradayız. Bu borç batağının banka borçlarının dışındaki bir kısmı var. Arkadaşlar Keçiören’den kredi kartlarına girmeyen ama düşük gelirlilerin ve esnafın bir gerçeği olan veresiye defterini getirdiler. Bu defteri incelerken öyle şeyler gördüm, öyle şeyler okudum ki, kütüphanelerce kitap okumak, yoksulluk ve çaresizlik üzerine, hane halkı borcu üzerine, dünyayı okusanız bu veresiye defteri kadar etkili olmaz. Artık Türkiye’de eğer evin yoksa, miras kalmayacaksa, piyango çıkmayacaksa, normal bir ücretlinin ev sahibi olma, araba sahibi olma imkanı kalmadı.

Türkiye’de gençlerin, çalışmaya başlayanların, memurların, işçilerin başını sokacakları bir ev alma umudunun kalmadığı bir çağdayız. Başını sokacak ev isteyenlerin, geleceğe güvenle bakmak isteyenlerin bir tane adresi var. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi CHP.

CHP'nin asgari ücret talebini açıkladı

Normal bir ücretlinin ev sahibi olma, araba sahibi olma imkanı imkansız hale geldi. Asgari ücretlinin ve emekilinin 13 kat artan ücretlerine karşı daire fiyatları ise 21 kat artmış.

Asgari ücreti uzun zamandır gündemde tutmaya çalışıyoruz. 2022, 2023'te de asgari ücrete Temmuz'da da zam yapılmıştı. Seçim sürecinde Erdoğan, asgari ücrete yılda dört kez zam yapılmalı demişti. Biz asgari ücret içinde hakkaniyetli bir rakam belirlemiştik. Bursa mitinginden beri asgari ücrete ara zam talebini, emeklilere seyyanen zam talebini dile getiriyoruz. Temas etmemiz gereken hemen herkesi ziyaret ederek düşündük, taşındık.

TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranına göre belirlesek 28 bin 267 lira asgari ücret oranına ulaşıyoruz. Buna büyüme oranlarını da dahil edersek 30 bin 205 lira ediyor. Bu nasıl verilecek diye merak eden varsa şüphesiz bu devletin cebinden çıkmayacak. Bu para, küçük esnaftan küçük işletmeciden çıkacak. Ancak böyle bir durumda devletin kasasına sosyal sigorta primi giriyor.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin asgari ücret talebi 30 bin 205 liradır. Buradan tüm kamu işçilerine sesleniyoruz. Mücadeleniz, mücadelemizdir. Meydanlarda da grevde de yanınızda olmaya, sizin sesinize ses olmaya Cumhuriyet Halk Partisi olarak halkın partisi olarak kararlıyız

Fatih Altaylı'ya dayanışma desteği

Merkez medyada uzun süreler önemli görevlerde bulunmuş, daha sonra YouTube kanalı üzerinden yayınlar yapmaya başlamış, değerlendirmeleri milyonlar tarafından izlenen, zaman zaman beni ve partimizi de eleştiren ama sonuçta hakaret etmeyen, iftira atmayan ama sonuçta hakaret etmeyen, iftira atmayan Fatih Altaylı, geçtiğimiz günlerde anket sonuçlarını değerlendirirken, “Ya bu millet ne padişahlar indirdi, neler neler yaşandı tarihte” deyip onları anlatırken, atıf yaparken bugünkü anket sonuçlarının şaşırtıcı olmadığını söyleyince “Cumhurbaşkanını tehdit etti, suikastla tehdit etti” diyerek gözaltına alındı ve apar topar tutuklandı.

Fatih Altaylı’nın boş koltuğunu yayınlıyorlar ve 24 saatte 1.3 milyon kişi Fatih Altaylı’nın boş koştuğunu izledi. Buradan, “bu da geçer ya hu!” diyen, onun gibi içeride sadece düşüncelerini açıkladığı için tutulan herkese dayanışma duygularımızı iletiyoruz.

İç cepheyi güçlendirmek demokrasiyle olur, adaletle olur, herkesin kendini ülkede mahkemeler karşısında eşit hissetmesiyle olur, kendisinin ezilen, ötekileştiren, tehdit edilen, susturulan değil, özgürce konuşan ve konuştuğunda başına bir şey gelmeyeceğini bilen bireyler olduğu halde olur.

İmamoğlu'nun 'İBB Kumpas Davası' kitapçığının ayrıntıları ortaya çıktı
İmamoğlu'nun 'İBB Kumpas Davası' kitapçığının ayrıntıları ortaya çıktı
İçeriği Görüntüle

"Filistin’e sadece yardım gönderen aktivistlere bile sahip çıkmadınız"

Dün Ömer Çelik’i dinledim. Diyor ki, “Kriz dönemlerinde Türkiye’yi Erdoğan yönetsin istiyorlar” televizyonlara ve gazetelere bakıyorum. İktidar çok güzel dış politika yönetiyor, muhalefet bu konuda sessiz. Allahtan korkun, kuldan utanın.

Türkiye İsrail’e cayır cayır ticaret yaptı. Bütün muhalefet bağırdı. Önce inkar ettiniz, sonra kabul ettiniz kısıtladık dediniz. Katliam artıp itiraz çoğalınca bitirdik dediniz. Her seferinde yakalanınca “Bu aslında Filistin’e ticarete gidiyordu” dediniz.

Oysa Filistin’e sadece yardım gönderen aktivistlere bile sahip çıkmadınız. Bu millet kendisini yönetmesini istediğini söyleyecekse Kasım ayının başında koyarsınız sandığı, görürsünüz cevabı. Hodri Meydan!

Muhabir: Şevval Dalgıç