AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Özgür Özel'in gündelik hayatı yaşanmaz hale getirdiği ve felç ettiği tek kurum var, o da Cumhuriyet Halk Partisi. Önce Cumhuriyet Halk Partisindeki yönetim performansını ortaya koysun ondan sonra sokaklarla uğraşsın. Geçen sefer de bunu yapmaya çalıştı. Sonuçta kimi hedef aldı? Esnafa zarar vermeye kalktı, işçiye zarar vermeye kalktı, emekliye zarar vermeye kalktı." dedi.
CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'na ilişkin iptal davası ve CHP 38. Olağan İstanbul İl Kongresi'nde seçilen başkan ve yönetimin tedbiren görevden uzaklaştırılmasına ilişkin değerlendirmeleri sorulan Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve parti yönetiminin, bunun kendileriyle hükümet arasındaki bir süreçmiş gibi davrandığını söyledi.
Olayın bazı CHP'li isimlerin şikayeti üzerine ortaya çıktığını belirten Çelik, "CHP'liler ne yaptılar? Bazı CHP'lilerin birtakım skandallarla, yolsuzluklarla, usulsüzlüklerle hareket ettiğini ifade ettiler. Arkasından bu iddialarla ilgili olarak CHP içinde belediye başkanlığı yapmış, meclis üyeliği yapmış kişiler, tuttular yargıya suç duyurusunda bulundular. Suç duyurusunda bulunanların hepsi CHP'li, suçlananların hepsi CHP'li. Dolayısıyla bu meselelerin ortaya çıkışı, CHP içindeki tartışmaların neticesinde ortaya çıktı. Biz, bunun hiçbir tarafında yokuz. Ne bu iddiaları biz gündeme getirdik ne bu iddialarla ilgili biz yargıya başvurduk. Biz, bu iddiaları da CHP'lilerden duyduk." diye konuştu.
Bazı eski CHP il başkanları, parti yöneticileri ve belediye başkanlarınca, "Partide çürüme var, yolsuzluk var." açıklamalarının yapıldığını anlatan Çelik, şunları kaydetti:
"Sizin diğer arkadaşlarınız suçlanıyor. Bunu alacaksınız önünüze, bunu değerlendireceksiniz. Bunu yapmamayı örtbas etmek için ne yapıyorlar? AK Parti'yi suçluyorlar, Cumhur İttifakı'nı suçluyorlar, Cumhurbaşkanı'mızı suçluyorlar. Ama bu bir örtbas etme faaliyetidir. Hala gerçek gündemle yüzleşmiyorlar. Bunun için CHP Genel Başkanı'nın ve CHP yönetiminin yapması gereken şudur, bu CHP'li arkadaşlarınız tarafından dile getirilen bu konulara ne diyorsunuz, çıkın kamuoyunun önüne kapsamlı bir açıklama yapın. Burada yürütülen tartışma bir örtbas etme faaliyetidir. Bunun hiçbir tarafında biz yokuz, AK Parti yok, Cumhur İttifakı yok, Cumhurbaşkanı'mız, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi yok. Meseleyi doğru yere koyalım."
Çelik, en büyük haksızlığın millete yapıldığını vurgulayarak, "Siyaset kurumunu kirleten bir şey karşısında CHP siyaset kurumunun kendi arkadaşları tarafından gündeme getirilen kirliliklerine dönük bir mücadele yürüteceğine vatandaşı sokağa çağırmaya çalışıyor. Şimdi siz, kendi meselenizi halletmemişsiniz, kendi meselenizi halletmeyişinizi, beceriksizliğinizi vatandaşı sokağa çağırarak örtbas etmeye çalışıyorsunuz. Bu şimdi milletimize, siyaset kurumuna yapılan bir haksızlıktır." ifadelerini kullandı.
Bir grubun, herhangi bir partinin kongrelerinde ya da diğer süreçlerinde usulsüzlük yapması ve bunun iddia edilmesinin sivil siyasetin güvenliğini tehlikeye atan bir durum olduğunu belirten Çelik, şu açıklamalarda bulundu:
"Hepimizin bu konuda hassas olması gerekir. Sivil siyasete dönük tehditler geçmişte darbelerden, postmodern darbelerden, birtakım vesayet oluşumlarından gelirdi. Sivil siyasetin güvenliğini sadece dış değil, aynı zamanda iç tehditlere karşı da korumak lazım. Bir parti içerisinde bu tip hizipler, grupların eğer iddia edildiği gibi doğru olup olmadığına yargı süreci zaten cevap verecek, böyle durumlar varsa bu bütün siyaseti ilgilendiren bir durumdur. Siyasetin güvenliği memleketin bütün toplam güvenliğinin en başta gelen ilkesidir. Siyasetin güvenliğinin dışarıdan tehdit edilmesine müsaade etmediğimiz gibi partilerin içinin yozlaştırılarak ya da karıştırılarak tehdit edilmesine de müsaade etmemeliyiz."
Çelik, CHP Genel Başkanı Özel'in, "AK Parti bizim içimizi karıştırmaya çalışıyor, ikilik çıkıyor." ifadesini kullandığını dile getirerek, "Bugün şimdi oraya herhangi bir AK Parti'li mi atanmış? Yine CHP'liler, yine beraber yolda yürüdüğünüz arkadaşlar. İkinci en büyük haksızlık, CHP'ye oy veren, gönül veren vatandaşlarımıza yapılıyor. Onların oy verdiği, gönül verdiği böyle köklü bir partiyi bu hale düşürmek, bu hale düşürülmesi karşısında bütün bunlardan habersizmiş gibi davranmak ve hala da gereğini yapmamak bu yöneticilerin CHP seçmenine karşı sorumluluğudur ve onlara karşı işlenmiş bir ayıptır. Dolayısıyla temel mesele bütün partililer açısından ve siyasetin güvenliği açısından ele alınmalıdır." değerlendirmelerinde bulundu.