OECD’nin 2024 istihdam karşılaştırması, Türkiye’de üniversite diplomasının iş bulma ihtimalini artırmak yerine tersine bir eğilim yarattığını gösterdi. Kurumun grafiğine göre Avrupa genelinde üniversite mezunlarının işsizlik oranı toplum ortalamasının altında seyrederken, Türkiye bu eğilimin dışına çıkan tek ülke oldu. Almanya, İtalya, Polonya, Fransa ve İspanya gibi ülkelerde üniversitelilerin işsizliği genel işsizliğin altında yer alırken Türkiye’de kırmızı gösterge, mavi kolonun üzerine çıktı.

ÖSYM hafta sonu 3 sınav birden gerçekleştirecek
ÖSYM hafta sonu 3 sınav birden gerçekleştirecek
İçeriği Görüntüle

Şahbaz: “Mezun sayısı talebi aşıyor”

Gazeteci Ussal Şahbaz, sosyal medya hesabındaki paylaşımında verilerin işaret ettiği en kritik noktanın, üniversite mezunu arzının ekonomik talebin üstünde olması olduğunu söyledi. Şahbaz, “Türkiye’de üniversite okursanız işsiz kalma olasılığınız artıyor. Mezun sayısı talebi aşıyor” değerlendirmesini yaptı.

Son on beş yılda üniversite mezunu sayısının iki katına çıktığını hatırlatan Şahbaz, yeni kurulan yükseköğretim kurumlarının önemli bir bölümünün araştırma ve eğitim altyapısında yetersiz kaldığını ifade etti. Türkiye’de yaklaşık seksen bin profesör ve doçent bulunduğunu belirten Şahbaz, bu sayının bazı ülke karşılaştırmalarında yüksek göründüğünü dile getirdi.

Duygulu: “Asıl sorun öğrenci sayısındaki dengesizlik”

Toplum Çalışmaları Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi akademisyen Vasıf İnanç Duygulu ise Şahbaz’ın yorumlarına verilerle karşılık verdi. Duygulu, Türkiye’de üniversite veya akademisyen sayısının sanıldığı kadar yüksek olmadığını, esas sorunun öğrenci sayısındaki orantısız artış olduğunu söyledi.

Paylaşılan verilere göre Türkiye’de bir üniversiteye düşen nüfus 419 bin olurken bu rakam Almanya’da 182 bin, Polonya’da 93 bin, İtalya’da 208 bin ve İspanya’da 174 bin olarak kaydedildi. Türkiye’de toplam öğrenci sayısı 2025 itibarıyla yaklaşık 7 milyon olurken Almanya’da bu sayı 3,4 milyon, Polonya’da 1,355 milyon, İtalya’da 2,217 milyon ve İspanya’da 2,371 milyon.

Akademik personel oranlarında da Türkiye’nin geride kaldığı görülüyor. Türkiye’de her yirmi bir öğrenciye bir akademisyen düşerken Almanya’da bu oran on dört, Polonya’da on üç, İtalya’da on altı ve İspanya’da yaklaşık on.

Duygulu’ya göre yükseköğretimdeki uyumsuzluğun temel nedenleri fakülte ve meslek yüksekokullarında plansız büyüme, açıköğretime aşırı yönlendirme ve düşük başarı düzeyiyle öğrenci kabul eden programların istihdam karşılığı bulamaması. Bu tablo, üniversite mezunlarının işsizlik oranını artırırken sistemin geneline yönelik olumsuz bir algı yaratıyor.

“Üniversite sayısı değil, yönlendirme hataları sorun yaratıyor”

Duygulu ayrıca akademik maaşların düşük olduğunu vurgulayarak, diğer ülkelerde en düşük akademisyen maaşının bile Türkiye’dekinin en az iki katı seviyesinde olduğunu belirtti. “Açıköğretim veya düşük puanla öğrenci alan fakülte mezunları işsiz kalıyor diye üniversite ya da akademisyen sayısının fazla olduğunu söylemek doğru değil” diyen Duygulu, sorunun temelinde yönlendirme ve planlama eksikliğinin bulunduğunu ifade etti.

Kaynak: Haber Merkezi