Gazeteci Murat Yetkin, AB-Türkiye ilişkilerindeki temel sorunun siyasi olduğunu belirterek, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi gibi ticari adımların dahi siyasi engellere takıldığını ve çözümün Kıbrıs vetosu ile Ankara'daki siyasi yaklaşıma dayandığını değerlendirdi.

Gazeteci Murat Yetkin, AB-Türkiye ilişkilerinin mevcut durumunu analiz ettiği yazısında, iki taraf arasındaki yakınlaşmanın önündeki asıl engellerin siyasi olduğunu vurguladı. Yetkin, iş dünyasının ticari alanlarda ilerleme çabasına rağmen, siyasi sorunların (Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, AİHM kararları ve Ekrem İmamoğlu davası gibi) üyelik sürecini ve ticari işbirliğini olumsuz etkilediğini belirtti.

Temel sorun: Siyasi engeller ve Kıbrıs vetosu

Yetkin'in değerlendirmesine göre, Türkiye-AB ilişkilerindeki en önemli siyasi sorun, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi gibi teknik ve ticari konuların dahi Kıbrıs sorunu nedeniyle tıkanmasıdır.

Kıbrıs Engeli: Yetkin, 450 milyon nüfuslu AB'nin Türkiye üzerine atacağı her adımın, AB ekonomisindeki payı %0,14 olan Kıbrıs Rum Yönetimi'nin vetosuna takıldığına dikkat çekti.

Siyasi Kriterler: Kopenhag Siyasi Kriterleri'nin sağlanması önündeki engellerin, özellikle AİHM kararlarına uyulmaması ve yargı süreçlerindeki siyasi davalar (Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Ekrem İmamoğlu) nedeniyle arttığı belirtildi.

İş dünyasının çabaları ve vize sorunu

Yazıda, Brüksel'de toplanan "AB-Türkiye İş Zirvesi"nin (DEİK ve EBS işbirliğiyle) amacının, siyasi sorunlara rağmen ticari yakınlaşmayı sağlamak olduğu kaydedildi.

DEİK Başkanı Nail Olpak, AB'de yaşanan güvenlik krizi (Rusya-Ukrayna savaşı, ABD'de siyasi değişim beklentisi) nedeniyle AB'nin Türkiye'yi sadece güvenlik paydaşı olarak değil, daha geniş bir ortak olarak görmesi gerektiğini ifade etti.

Ticari Tıkanıklık: İş dünyasının temel gündemi Gümrük Birliği'nin güncellenmesidir. Olpak, malların serbest dolaşmasına rağmen malları taşıyan TIR'ların kota ve iş insanlarının vize sorunları yaşadığını vurguladı.

Vize Politikaları: Yetkin, vize sorunlarında vaatlere rağmen ilerleme sağlanamadığını aktardı. Büyükelçi Faruk Kaymakçı'nın vize "serbestliği" yerine vize "kolaylığından" söz etmesi, Ankara'nın da iş dünyasının hedef küçültme taktiğine uyum sağladığı şeklinde yorumlandı.

Çifte standart ve Cumhurbaşkanı Erdoğan faktörü

Yetkin, yazısında AB'nin Türkiye'ye yönelik haksız bir çifte standart uyguladığını öne sürdü:

Ticaret Artışı İsteği: AB yatırımcıları, Türkiye üzerinden Ortadoğu, Kafkasya ve Orta Asya'ya erişmek istiyor ancak bunu Türk yatırımcılara alan açmadan, sadece Türkiye'nin coğrafyasını kullanarak kendileri yapma eğiliminde. Yetkin, bunu "Türkiye’yle iş yapalım ama Türkler beklesin" şeklinde özetledi.

Kulis: Öcalan karşıtı yeni yapılar ortaya çıkabilir
Kulis: Öcalan karşıtı yeni yapılar ortaya çıkabilir
İçeriği Görüntüle

TIR Kotaları: Uluslararası Nakliyeciler Derneği Başkanı Şerafettin Aras, Suriye savaşının bitmesiyle Avrupa'dan Ortadoğu'ya trafiğin artmasına rağmen Türkiye'nin kotalarının artmaması endişesini dile getirdi.

Yetkin, tüm bu siyasi sorunların çözümünün en sonunda Ankara'daki siyasi yaklaşıma ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a dayandığı görüşünü dile getirdi. Erdoğan'ın küresel konulardaki (Suriye, Rusya-Ukrayna, Gazze) öne çıkışını kullanarak AB ile yakınlaşmak istediği gözlense de, tam üyeliğin AB'deki oybirliği yapısıyla mevcut şartlarda mümkün olmadığı belirtildi. Yetkin, Ankara'daki "Avrupa madem bizim askerimize muhtaç, o zaman siyasi konuları koysun kenara" anlayışının da sorunun devam etmesinde etkili olduğunu değerlendirdi.

Türk iş dünyası, ticari alanda yakınlaşma sağlayarak, bu çabaların Brüksel ve Ankara'daki siyasi mekanizmaları etkilemesini umut etmektedir.

Kaynak: Haber Merkezi