Eski Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy, gözaltı sürecine ilişkin önceki açıklamalarına dair yazılı bir açıklama yaptı. Ersoy, sosyal medyada yaptığı “siyasi operasyon” sözlerinin maksadını aştığını ve hem hükümete hem de adli makamlara yönelik yanlış algılara yol açtığını belirtti.
Ersoy açıklamasında, gözaltı sürecinin kendisi için son derece yıpratıcı olduğunu, sağlık kontrolleri, adli tıp muayenesi, savcılık sorgusu ve mahkeme sürecinde fiziksel ve ruhsal olarak zorluklar yaşadığını ifade etti. Avukatı aracılığıyla gördüğü sosyal medya yorumları arasında meslek büyüğü Şamil Tayyar’ın eleştirisine de dikkat çekti. Bu eleştiri üzerine ifadelerine yeniden baktığını ve sözlerinin maksadını aşarak yanlış anlaşılmalara yol açtığını fark ettiğini dile getirdi.
Ersoy, TMSF yönetimindeki medya grubu yöneticiliğinden alınmasının siyasi bir operasyon gerektirmediğini, adli makamların ise kendilerine iletilen ihbar ve şikayetleri değerlendirmekle yükümlü olduğunu vurguladı. Söz konusu açıklamalarında kastının adli makamlar olmadığını, süreci manipüle etmeye çalışan kişiler ve çevreler olduğunu belirtti.
Ayrıca süreci manipüle etmeye çalışan kişilerin magazin siteleri ve sosyal medyada yayılan bazı söylentilerle kendi amaçlarını gerçekleştirmeye çalıştığını öğrendiğini ve bu durumun sürecin yanlış yönlendirilmesine neden olduğunu aktardı. Ersoy, karşı karşıya kaldığı suçlamaların özel hayatına dair hukuki zeminde suç olmayan iddiaların ötesinde onur kırıcı nitelikte olduğunu ifade etti.
Açıklamasını, yanlış anlaşılmaları gidermek ve sürecin doğru zeminde anlaşılmasını sağlamak amacıyla yaptığını belirten Ersoy, hiçbir makama yönelik haksız bir imada bulunmadığını vurguladı ve sürecin adil ve şeffaf şekilde sonuçlanacağına inandığını dile getirdi.
Mehmet Akif Ersoy'un yazılı açıklaması şöyle:
"Bilindiği üzere salı akşamı gözaltına alındım. Geceyi nezarette tamamen uykusuz ve stresli bir halde geçirdim. Sağlık kontrolü, adli tıp muayenesi, savcılık sorgusu ve mahkeme ifade süreci derken hem fiziksel hem de ruhsal açıdan son derece yıpratıcı bir süreç yaşadım.
Bugün avukatım, tutuklanma sürecime dair bazı sosyal medya yorumlarını benimle paylaştı. Bunlar arasında meslek büyüğümüz Şamil Tayyar Ağabey’in "siyasi operasyon" ifademe dair yaptığı yorum ve eleştiriler de yer alıyordu.
Bu vesileyle ifademe yeniden göz atma imkânım oldu. Şamil Ağabey’in eleştirisine konu olan "siyasi operasyondur" şeklindeki sözlerimin maksadımı aştığını, hem hükümete hem de adli makamlara yönelik yanlış algılara kapı araladığını gördüm.
Bu nedenle bu ifadenin oluşan algı bakımından talihsiz olduğunu ve maksadımı yansıtmadığını özellikle belirtmek isterim.
Şöyle ki; TMSF yönetimindeki medya grubu yöneticiliğinden alınmam için zaten siyasi iradenin bir operasyon yapmasına gerek yoktur. Bu yönde gösterilecek bir irade beyanı yeterlidir. Öte yandan adli makamlar, kendilerine iletilen ihbarları ve şikayetleri değerlendirmekle yükümlüdür ve bu durum vazifelerinin gereğidir.
Ben bir operasyona maruz kaldığımı söylerken, kastettiğim husus, adli makamlara ihbarda bulunan veya kimliklerini gizleyerek şikayetçi olan bazı kişilerin, şahsıma yönelik asılsız, haksız ve organize nitelikli bir operasyon yürütmek suretiyle adli makamları da yanlış yönlendirmeye çalışmış olmalarıdır.
Söz konusu ifadeyle hedef aldığım merci, adli makamlar değil; bilerek ya da bilmeyerek süreçleri manipüle etmeye çalışan bu kişi ve çevrelerdir. Rekabetin acımasız olduğu bir mesleği icra ediyorum.
Evvelce magazin siteleri ve sosyal medya hesaplarında yapılan haberlerin arka planına dair belirli duyumlara sahibim. Hırsları aklının birkaç fersah ötesinde bulunan, hasmım olduktan sonra "Akif'i patlatacağım" diyerek sağda solda gezen veya belirli talep ve beklentileri karşılanmadığı için husumet güden kimseler olduğunu ben de işittim.
Bu tür söylemler ve kişisel husumetler, hakkımdaki sürecin manipülatif biçimde yönlendirilmeye çalışıldığına dair kanaatimi güçlendirmiştir. Her halükarda karşı karşıya kaldığım suçlamalar, özel hayatıma dair hukuki zeminde suç olmayan ithamlar olmanın çok ötesinde, madde ve cinsellik üzerinden menfaat temini gibi son derece onur kırıcı ve kişiliğime ağır saldırı niteliği taşıyan ölçüsüz suçlamalardır.
Bu tür iddiaların, hayatımı ve mesleki itibarımı hedef alan ağır bir karalama niteliği taşıdığı açıktır. Ancak bu suçlamalara karşı tepkimi ifade ederken, yaşadığım şok, yorgunluk ve yoğun stres nedeniyle yanlış anlaşılmaya müsait ifadeler kullanmış olabilirim.
Bu açıklamayı, hem gerçeği netleştirmek hem de oluşan muhtemel yanlış anlaşılmaları gidermek amacıyla yapıyorum.
Amacım, sürecin doğru zeminde anlaşılmasını sağlamak ve hiçbir makama yönelik haksız bir imada bulunmadığımı bir kez daha ifade etmektir. Kamuoyunun sağduyusuna güveniyor, sürecin adil ve şeffaf biçimde sonuçlanacağına yürekten inanıyorum."




