Uğur Mumcu'nun 24 Ocak 1993'te Ankara’daki evinin önünde aracına yerleştirilen bombanın patlatılması sonucu hayatını kaybetmesiyle ilgili firari sanık Oğuz Demir'in, Ankara 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına devam edildi. Duruşmaya Mumcu’nun kızı Özge Aybars Mumcu ve avukatı katıldı. Eski Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ile duruşmaya katılarak, tanık olarak dinlendi. Ağar, 1996’da Güldal Mumcu ile arasında geçtiği iddia edilen 'duvar' diyaloğuna ilişkin, "Bu konu soruldu. Bu konu tamamıyla yanlış anlaşıldı. Ölümünden ben de üzüntü duydum. Kendisi mülkiyeden sınıf arkadaşımdır. Zaman zaman evine gidip gelirdim, fikir alışverişinde bulunurduk. Ben o dönem kendisine koruma ekibini de görevlendirdim. Ülkenin tam bağımsızlığı, her türlü teröre karşı olmak ve hukuk devleti konularında hemfikirdik. 'Duvar' sözünü ben söylemedim. Keşke bunu ucundan yakalasaydık. Ardından Bahri Üçok, Muammer Aksoy cinayetleri çözülürdü" dedi.
"Kimseden korkmam"
Ağar, "Sizi devlet içinden tehdit eden oldu mu?" sorusu üzerine, "Ben neden korkayım. Duvar da tuğla da çekerim, kimseden korkmam. O dönemin sıkıntısı yoğun terörle mücadeleydi. Bu olayla ilgili zaten devletin devamlılığı esastır. Bu cinayetin çözülmesini her polis ister" dedi. Ağar, "Devlet mekanizmasında engellemeye şahit oldunuz mu?" sorusuna ise "Asla öyle bir şey söz konusu değil; hatta çözülmesi için çaba sarf edildi" cevabını verdi. Eski bir Hava Kuvvetleri mensubunun 'Mossad’ın işidir' sözüne ilişkin sorulan soruya Ağar, "Somut bir delil olmadan değerlendirme yapmak olmaz; aksi durumda devleti sıkıntıya sokarız" dedi. Ağar, "O dönem elinize istihbari bilgi geçti mi?" sorusuna da "Biz Meclis komisyonunda da söyledik. O dönemde, alt rütbelerdeyken biz terörün arkasında Sovyet Rusya’nın olduğunu düşünüyorduk; sonradan Batılıların arkasında olduğunu fark ettik. Yaptığımız işlerin devlet kayıtları vardır. Gladyo diye bir şeyin bizimle alakası yoktur. Bunlar hayali meselelerdir" dedi.
Mahkeme heyeti, sanık Oğuz Demir ve ailesinin Avustralya’da olduğuna dair iddialara ilişkin Dışişleri’ne yazı yazılmasına, ayrıca Emniyet, İstihbarat, MİT ve Jandarma İstihbaratına, Demir’in yerinin belirlenmesi için müzekkere yazılmasına karar vererek, duruşmayı 9 Şubat 2026 tarihine erteledi.
Davanın geçmişi
Ahmet Taner Kışlalı, Uğur Mumcu, Bahriye Üçok ve Muammer Aksoy'un öldürülmesinin de arasında bulunduğu birçok olayı kapsayan "Umut Davası"na ilişkin ilk yargılama Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) görüldü.
DGM'lerin kapanmasının ardından yargılamaya Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.
İlk derece mahkemenin kararının Yargıtay tarafından bozulmasından sonra tekrar görülen davada, 3 sanık "yasa dışı Tevhid-Selam ve Kudüs Ordusu örgütünü kurmak ve yönetmek" suçundan, 5 sanık ise aynı örgüte üyelikten çeşitli sürelerde hapse mahkum edildi.
Bu kapsamda sanıklardan Mehmet Ali Tekin, Hasan Kılıç ve Ekrem Baytap, "silahlı suç örgütü kurma ve yönetme" eylemlerinden 12 yıl 6'şar ay hapisle cezalandırıldı.
Sanıklar Abdulhamit Çelik, Fatih Aydın, Yusuf Karakuş, Mehmet Şahin ve Recep Aydın'a ise "silahlı suç örgütü üyesi olmak"tan 6 yıl 3'er ay hapis cezası verildi.
Davanın firari sanıklarından Oğuz Demir'in dosyası ayrılarak Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına devam edildi.