Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, İsrail ile İran arasında yaşanan çatışmalar hakkında konuştu. TBMM'de Yeni Yol Grup Toplantısı'nda açıklamalarda bulunan Mahmut Arıkan, D-8'in 28'inci kuruluş yıldönümüne ilişkin de değerlendirmede bulundu. Arıkan, “Son iki yılda, özellikle son bir haftada, D-8'in ne kadar hayati bir kuruluş olduğunu bir kez daha gördük. Emperyalist ABD'nin desteğini alan Siyonist İsrail'in bölgemizde işlediği vahşet karşısında yapılması gereken; D-8'e sahip çıkmak ve D-60'ı mümkün kılmaktır. Evet, onlarca yıldır dikkat çektiğimiz bütün tehlikeler artık bir bir sahaya yansımaya başlamıştır” dedi.

İsrail ile İran arasındaki çatışmalara da değinen Arıkan, özetle şunları söyledi:

İmamoğlu’ndan 15 Temmuz mesajı: ‘Bir daha yaşanmamalı’
İmamoğlu’ndan 15 Temmuz mesajı: ‘Bir daha yaşanmamalı’
İçeriği Görüntüle

"Malumunuz, bölgemiz için hareketli bir gece yaşadık. ABD'nin, İsrail'in; İran'ın karşılıklı açıklamalarını gördük. Şunun farkındayız. İsrail hiç olmadığı kadar zayıf. Bu bağlamda Netanyahu'nun dün yaptığı 'eğer İsrail düşerse sıra Amerika'ya gelir' açıklaması hiç yersiz değildir. ABD'nin savaşa dahil olması, İsrail için gerekli. İsrail'in şu an için amacı İran'ı yumuşak lokma haline getirmekti. Ama İran; İsrail'in beklemediği bir direnç gösterdi. Halbuki İsrail; su bile bulamayan, çadırda yaşayan masum insanları bombalamaya alışıktı. Bunu beklemiyordu.

?İsrail'in tek başına İran'la mücadele etme yeteneği yok. ABD'siz bırakın savaşı kazanmayı, savaşı 15 gün dahi sürdüremez. Tüm bunlar ışığında şunu söyleyebiliriz. Bu savaş İran ile İsrail arasında gibi gözükebilir. Fakat aslında bu savaş İran ile 'Küresel Siyonizm' arasındadır. Biz Saadet Partisi olarak, adaletin, hakkın, mazlumun yanında; zulmün, işgalin, emperyalizmin karşısındayız.

Bu bağlamda, İran halkının ortaya koyduğu direnişi son derece kıymetli buluyoruz. Mazlum bir halkın, işgalci bir rejime karşı onurla direnişini görmezden gelemeyiz. İran'ın bu süreçte sergilediği kararlı duruş tüm bölge halklarını içindir. Filistin için, Lübnan için, Yemen için, Suriye için, Irak için, Afganistan için ve elbette Türkiye içindir. Bu nedenle buradan, tüm dünya kamuoyuna çağrımızdır: Kimse bu tabloya 'İran meselesi' olarak bakmasın.

Milli Görüş hareketi yıllardır Irak'ın, Suriye'nin ve İran'ın hedefe konulacağını ve nihai hedefin de Türkiye olduğunu söylediğinde 'bunlar komplo teorisi' diyenler vardı. Fakat geldiğimiz noktada dün komplo teorisi denen hususun bugün bölgemizde nasıl bir hakikate dönüştüğünü yaşayarak görüyoruz."

Kaynak: Haber Merkezi