Karabat, “AKP’nin ‘zenginleşiyoruz’ yalanıyla toplumun en az yüzde 70’ini saran derin yoksulluğu görünmez kılmaya çalıştığını” belirtti. “Ama mızrak çuvala sığmıyor” ifadesiyle bu söylemi analiz eden Karabat, gelir adaletsizliğinin ortadan kalkmadığını vurguladı.
TOGG üzerinden somut örnek: Adaletsizliğin resmi
Karabat, TOGG aracını örnek göstererek Türkiye-Almanya karşılaştırması yaptı:
Türkiye’de TOGG SUV modeli 1 milyon 952 bin TL, Almanya’da 34 bin 295 Euro.
Almanya’da asgari ücretli bu aracı yaklaşık 21,5 ayda alabilirken Türkiye’de asgari ücretli kişi için bu süre 7 yıl 4 aya (88 ay) ulaşıyor.
Öğretmen ise Almanya’da 8,5 ayda, Türkiye’de 32 ayda alabiliyor.
Bu farkların hem satın alma gücünün düştüğü hem de üretimden alınan payın azaldığı gerçeğini gözler önüne serdiğini söyledi.
“Milli gelir artışı yoksulluğu gizlemek için illüzyondur”
Kişi başı milli gelirin yükseltilerek sunulmasının gerçek durumu örtme çabası olduğunu söyleyen Karabat, “Milyarderlerin geliriyle açlık sınırındaki vatandaşın kazancını toplayıp ortalamasını almak sahte bir refah tablosu yaratır” ifadesiyle bu yaklaşımı eleştirdi.
Karabat, gençlerin Almanya’da 1,5 yılda alabileceği arabayı Türkiye’de 7 yılda bile alamadıklarını anlatarak, bu durumun umudun kaybolmasıyla doğrudan bağlantılı olduğunu söyledi.
“Zenginlik saraylarda değil, halkın sofrasında ölçülür”
Söylediklerini toplumsal adalet ve refah anlayışıyla tamamlayan Karabat, şu çağrıyı yaptı:
“Bir ülkenin zenginliği, sarayların ihtişamında değil; en yoksul vatandaşının sofrasındaki ekmeğin bolluğundadır. Bu adaletsizliği kapatana dek ne refah ne huzur mümkün olacaktır. Biz emeğin hakkını savunacak, halkın hak ettiği düzene ulaşması için mücadele edeceğiz.”
