İstanbul Erkek Lisesi, ilk olarak 24 Kasım’da 9. sınıfta eğitim gören LGS birincisi yedi öğrencinin, 11. sınıftan yaklaşık on kişilik bir grup tarafından yatakhanede darbedildiği iddiasıyla gündeme geldi. Devam eden açıklamalarda, darbedilen bu öğrencilerin okulun kız öğrencileri hakkında “cinsel içerikli ifadeler ve taciz niteliğinde söylemler” içeren beş yüz yedi maddelik bir liste hazırladığı öne sürüldü. Listede onur kırıcı ifadelerin yer aldığı, bazı kız öğrencilerin gizlice fotoğraflarının çekildiği ve kamera odasına izinsiz girilerek kız yurduna ait görüntülere ulaşılmaya çalışıldığı iddia edildi.
“Kız öğrencilerin fotoğrafları habersizce çekildi”
Milliyet Gazetesi eğitim muhabiri Ozan Kadüker’in X hesabından aktardığı bilgilere göre, söz konusu listenin 9. sınıftaki bir grup erkek öğrenci tarafından hazırlanarak okul içinde yayıldığı ifade edildi. Aynı grubun kart kopyalama yöntemiyle yetkisiz alanlara inmeye çalıştığı, koridor ve yemekhane gibi alanlarda kız öğrencilerin habersizce fotoğraflarının çekildiği iddialar arasında yer aldı.
Halk TV’ye konuşan bir veli, durumun bir “kız meselesi” olarak basite indirgenemeyeceğini belirterek, “Şiddeti desteklemiyoruz ancak üst sınıflar kardeşlerini korumak için böyle bir olaya karıştı. Kızım, ‘Okulda yürürken bile tedirgin oluyorum, biri fotoğraf çeker mi ya da başka bir şey düşünür mü?’ diye soruyor” ifadeleriyle yaşananlara tepki gösterdi.
Kız öğrencilerden ortak açıklama: 'Suç sende değil'
Haber Hürriyeti’nin aktardığına göre, X platformunda “İstanbul Erkek Lisesi Kız Öğrencileri” imzasıyla yayımlanan bir metinde, okulda yaşananların yarattığı psikolojik baskı ve tacizin altı çizildi. Açıklamada, “Bedenine, sesine, varlığına göz dikenlere karşı susma. Bu hikâyenin suçlusu sen değilsin, hiç olmadın” denilerek kız öğrencilere dayanışma çağrısı yapıldı.
Bildiride, yaşananların yalnızca yedi öğrenciye yönelik fiziksel şiddetle sınırlı olmadığı, tüm kız öğrencilerin maruz kaldığı sistematik bir baskı ortamına işaret edildiği vurgulandı.
"Yaşananlar bireysel sapmadır"
İstanbul Erkek Lisesi Öğrenci Birliği'nin Instagram hesabından paylaşılan açıklamada ise "Yaşananlar bireysel sapmadır" denildi.
"Bugün okulumuz hakkında söylenenlerin çoğunun gerçeği değil, bir algıyı büyüttüğünü görmek bizleri hem üzüyor hem de konuşmaya mecbur bırakıyor.
İstanbul Erkek Lisesi’nde yaşanan olay, bazı kişilerin iddia ettiği gibi okulun tamamına, kültürüne ve değerlerine mal edilebilecek bir çürüme değil, aksine okulun kendi içindeki hiyerarşi kültürünün yanlış bir davranışa karşı doğal refleks göstermesidir.
Burada kimsenin anlamadığı bir şey var: İstanbul Erkek Lisesi, 142 yıllık bir kültürdür. Bir topluluktur. Bir vicdan ve sorumluluk geleneğidir. Bu okulun abla-abi-kardeş sistemi, dışarıdan görüldüğünden çok daha derin bir anlam taşır. Bu hiyerarşi, baskı kurmak için değil, korumak için vardır. Küçüğünü kollayan, büyüğünü örnek alan; iyiliği, adaleti ve nezaketi birbirine aktararak yaşayan bir yapıdır.
Bugün bazı erkek öğrencilerin davranışları; kız arkadaşları, sınıf arkadaşları ya da kendi ablaları hakkında yazdığı ahlaki sınırları aşan sözler, bu kültürün özüyle hiçbir şekilde bağdaşmayan bireysel bir sapmadır. Okul buna izin vermez, öğrenciler izin vermez, biz izin vermeyiz.
Fakat dışarıdan kalem sallayan bazı kişiler, bu meseleyi okulu karalamak, Türkiye'nin en köklü eğitim kurumlarından birinin itibarını zedelemek için bir fırsata çevirmeye çalışıyor. Okulumuzun binlerce mezunu, yüzlerce öğrencisini, yüzyıllık geleneği bir grubun hatasıyla aynı kefeye koymaya çalışıyorlar. Biz bunu kabul etmiyoruz.
Okulumuza sahip çıkmak bizim görevimizdir. Yanlışı eleştiririz, hatayı düzeltiriz, kimseyi savunmasız bırakmayız. Ama kimsenin de bizim okulumuzu, emeğimizi, bağlılığımızı, ortak hafızamızı itibarsızlaştırmasına izin vermeyiz. Olayları çarpıtarak “çürüme”, “yozlaşma”, “çöküş” kelimeleriyle okulumuzu hedef alan her söylem, aslında milyonlarca öğrencinin umuduna ve gayretine saldırıdır."
