İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Suriye ile güvenlik görüşmelerinde ilerleme kaydedilemediğini belirterek, Golan Tepeleri ve Hermon Dağı’nda konuşlanan İsrail güçlerinin, Suriye’deki silahlı grupların olası saldırılarına karşı hazır olduğunu açıkladı. Hamas, İslami Cihad ve Husiler dahil grupların Suriye’de faaliyetlerini artırması, İsrail’in harekât pozisyonuna geçmesine gerekçe gösteriliyor.
T24’ten Namık Durukan’ın aktardığına göre, İsrail Savunma Bakanı Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında Suriye’deki güvenlik durumunu değerlendirdi. Katz, Şam yönetimiyle sürdürülen güvenlik görüşmelerinde ilerleme sağlanamadığını ve İsrail’in olası saldırı senaryolarına hazırlandığını ifade etti.
Katz’a göre, Hamas ve İslami Cihad’ın yanı sıra İran destekli Husi grubu da Suriye’de üs kurarak Golan Tepeleri’ne saldırı hazırlığı yapıyor. Bakan, Dürzi topluluklarına yönelik olası tehditler ve sınır ötesi saldırılara karşı İsrail Savunma Kuvvetleri’nin “acil durum planı” hazırladığını söyledi.
İsrail güçleri, Güney Suriye’de tampon bölgede dokuz karakolda konuşlanmış durumda. Bu karakollardan ikisi Hermon Dağı’nın Suriye tarafında yer alıyor ve sınır ötesi devriyeler yapılıyor. Bu sayede silahlı grupların İsrail sınırına yakın faaliyetleri ve saldırıları engelleniyor.
Öte yandan İsrail, Suriye’nin güneyinde önemli su kaynaklarını kontrol ediyor. El-Mantarah Barajı ve diğer barajlar İsrail’in denetimine geçmiş durumda. İsrailli su şirketi Mekorot’un Genel Müdürü Amid Lang, İsrail’in gelecekte Suriye’ye su tedarikçisi olma potansiyeline dikkat çekti ve bunun bölgede yeni bir jeopolitik ağ yaratabileceğini belirtti.
Uluslararası raporlara göre, İsrail’in Güney Suriye’deki su kaynakları üzerindeki kontrol oranı yüzde 40 civarında ve bazı tahminlere göre bu oran yüzde 80’e yaklaşıyor. Kuneytra Valiliği’nde İsrail’in işgal ettiği barajlar ise hem yerel topluluklar hem de bölgenin genel su ve gıda güvenliği açısından ciddi bir risk oluşturuyor.
İsrail’in sınır güvenliği, silahlı gruplara karşı olası operasyon hazırlıkları ve su kaynakları üzerindeki kontrolü, Suriye ile ilişkilerde yeni bir gerilimin habercisi olarak yorumlanıyor.




