İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik ‘yolsuzluk’ soruşturması kapsamında tutuklanan İBB Meclis İştirakler Bağlı Kuruluşlar Komisyon Başkanı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun danışmanı Ertan Yıldız, etkin pişmanlıktan faydalanmak için dilekçe yazarak yeni ifade verdi. Yıldız ifadesinde, İBB’deki ihalelerin İmamoğlu ve diğer isimlere yakın şirketlere verilerek belediyenin zarara uğratıldığını ileri sürdü. İhaleler karşılığında şirketlerden kimi taleplerde bulunulduğu iddia eden Yıldız, rüşvet iddialarına yönelik “duydum”, “tahmin ediyorum”, “düşünüyorum" ifadelerini kullandı. İBB içerisinde sistem olduğunu ileri süren Yıldız, ‘işini iyi yaptığı’ ve ‘sisteme uymadığı’ gerekçesiyle baskı gördüğünü iddia etti. Başsavcılık, Yıldız’ın ifadesini etkin pişmanlıktan yararlanabilmesi için yeterli bulmadı. Yıldız, ifadesinin ardından tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi’ne gönderildi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik ‘yolsuzluk’ soruşturması kapsamında 21 Mart'ta gözaltına alınan ve tutuklanan İmamoğlu'nun danışmanı ve İBB Meclis İştirakler Bağlı Kuruluşlar Komisyon Başkanı Yıldız, ‘’etkin pişmanlık’’tan yararlanmak için dilekçe verdi.

Geçen hafta tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi’nden İstanbul’a getirilen Yıldız,  İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ifade verdi. T24'ten Cengiz Anıl Bölükbaş'ın haberine göre adresi Beylikdüzü'nde olan bir şirketler grubunun hem ortağı hem de yöneticisi olduğunu söyleyen Yıldız, bu vesileyle 2013 yılında o dönem CHP'nin Beylikdüzü İlçe Başkanı olan İmamoğlu ile tanışıklıklarının başladığını belirtti. Yıldız, ifadesinde şunları söyledi:

“Ekrem İmamoğlu ile hukukumuz da bu süreçte artmıştır. 2018 yılında yukarıda bahsettiğim şirket ortaklığımdan ayrıldığımı duyan Ekrem İmamoğlu beni kendisi arayarak dışarıda yemek yemeğe davet etti. Bana İBB Başkanı adayı olacağını ve beni de kendi yanında görmek istediğini söyledi. Başkaca bir detay vermedi. Ben de tamamen manevi duygularla böyle bir durumda kendisi ile beraber olacağımı söyledim. Çok yoğun olmadığım için Ekrem İmamoğlu'nun bu teklifini kabul ettim. 2019 yılında Ekrem İmamoğlu seçimi kazanınca birlikte çalışmaya başladık. Beni resmi başkan danışmanı olarak atadı. İlk başta hangi alanlardan sorumlu olacağım belli değildi. Resul Emrah Şahan, Hasan Akgün, Mehmet Murat Çalık Yiğit Özduman, Murat Ongun, Yavuz Erkut gibi benim de olduğum yaklaşık 15-20 kişilik bir ekiple İBB'in kurumsal kadro ve resmi iş durumu üzerine çalışmalar yürüttük. Tahminen 2019 yılının Eylül - Ekim ayları gibi İBB'de işler bir miktar toparlanması neticesinde Ekrem İmamoğlu benim şirket yöneticiliğimde tecrübelerimin ve uzmanlığımı kullanmak amacıyla İBB iştiraklerinde sorumlu başkan danışmanı yapacağını söyledi. Ben de şirket yönetimi uzmanlık alanım olduğunu belirterek kabul ettim. Bu kabul etmemin sebebi tamamen idealist amaçlarla memlekete hizmet etmekti.’’

‘’Küçük ve orta nitelikli işleri kendilerine yakın firmalara vermeye başladılar’’

Birinci yılın sonundan itibaren Ekrem İmamoğlu adına Fatih Keleş’in yanına gelerek bazı firmalara ihaleler verdirmesi konusunda telkinde bulunduğunu ileri süren Yıldız, şu ifadeleri kullandı:

‘’Bu firmaların çoğunluğu hatırladığım kadarıyla Beylikdüzü kökenli firmalardı. Ben Fatih Keleş'e defaten söz konusu ihalelerde yetkim olmadığını bu hususların ilgili iştiraklerin uhdesinde olduğunu şirketlerin ihaleye girerek işleri alabileceğini söyledim. Birçok iştirak yöneticisinin de bu konularda Fatih Keleş'e karşı isteksiz olduğunu ve bu işlere girmek istemediklerini biliyorum. Benim bu duruşumdan kaynaklı olarak bir süre sonra farklı bir yapılanma oluşturulmaya başlandığını hissettim. Başta Ekrem İmamoğlu'nun olduğu ve Fatih Keleş aracılığıyla temaslar olduğunu hissettim. İştirakler üzerinden istedikleri tam manasıyla alamayınca İBB bünyesindeki Fen İşleri, Yol Bakım Daireleri gibi yapımcı daireler üzerinden daha fazla iş vermeye başladılar. Küçük ve orta nitelikli işleri kendilerini yakın firmalara vermeye başladılar. Bu ihalelerde iştirak şirketlerine az iş verilerek şu an hatırladığım Özyurt İnşaat ile Adem Soytekin'e ait firmalar gibi daha çok Beylikdüzü kökenli önceden bildikleri firmalara işler verilmeye başlanılmıştır. Bunun sebebi iştiraklerde benim taleplerini gerçekleştirmek istemememdir. Fakat büyük işler için firmaları yoktu.’’

‘’Murat Gülibrahimoğlu’nun çok yüksek kazançlar elde etmesi sağlandı’’

‘’Ben İBB üst yönetiminde olduğum için farklı tarzda yapılanmaları gördüm’’ diyen Yıldız, ifadesinde şunları söyledi:

‘’Yapılanma alanı Cebeci hafriyat alanıdır; bu yapının bir ayağında Fatih Keleş bulunmaktaydı. Fatih Keleş ve İbrahim Bülbüllü, Murat Gülibrahimoğlu ile birlikte Cebeci döküm sahalarından gelen sıcak paranın kontrolünü sağlıyorlardı. Bu operasyon hafriyat alanları izinlerinin Fatih Keleş aracılığıyla Murat Gülibrahimoğlu’nun sahip olduğu şirketlere, başta Kuzey İstanbul isimli firma olmak üzere verilmesiyle başlamıştır. Bu Cebeci alanı aslında taş ocaklarından ibaret olup Güney Cebeci ve Kuzey Cebeci olmak üzere iki firma tarafından işletilmekteydi. Bu şirketler tarafından uzun yıllardır işletilen bu alanlarda milyonlarca metreküplük çok büyük dolgu alanları oluşmuştur. İBB üzerinden dolgu alanı izni Murat Gülibrahimoğlu’nun şirketlerine verilmiştir. Hatırladığım kadarıyla 2022 yılından itibaren tüm İstanbul'un döküm ve hafriyat alanı olarak burası gösterilmiştir. Buraya giden hafriyat yaklaşık İstanbul'un tüm hafriyatının %70 dir. Buranın yıllık cirosu 150 -200 milyon dolar civarındadır. Bu para bu işleri yapması gereken İSTAÇ isimli iştirak tarafından yürütülmesi gerekirken belediyenin iştiraki baypass edilerek ciddi bir kamu zararı oluşturulmuş belediye kasasına girmesi gereken para bir şahsın cebine gitmiştir. Bu firma resmi fişlerin yanında gayriresmi fişlerde kesmiş bu şekilde çift fiş kesme eylemi yapmış gelen paraların bir kısmını da naylon faturalarla dışarıya aktarmıştır. Bu konudaki bir diğer hususta belediye meclisi eli ile hafriyat döküm fiyatları sürekli artırarak Murat Gülibrahimoğlu’nun çok yüksek kazançlar elde etmesi sağlanmıştır.’’

‘’Resmi hesaplardan yurt dışına gönderilmiş paraların olduğunu düşünüyorum; paraların bir kısmı İmamoğlu’nun’’

‘’Resmi hesaplardan yurt dışına gönderilmiş paraların olduğunu düşünüyorum’’ diyen Yıldız, ifadesinin devamında şunları söyledi:

‘’Bu paraların bir kısmı Ekrem İmamoğlu'nundur. Bu şahıs Fatih Keleş aracılığıyla Ekrem İmamoğlu ile toplantılar yapmış ve bu izinleri almıştır. Ekrem İmamoğlu döküm sahası alanındaki işlerin gayriresmi eşit ortağıdır. Ben Murat Gülibraihmoğlu ile iki üç kere görüştüm. Bu görüşmelerde kendisi ile belediye iştiraklerini kullanmak istemesi ancak gelirinde çok büyük bir kısmını kendi uhdesine geçirmek istemesi nedeniyle tartıştım. Bu şahıs İSTAÇ yönetimine de bu konularda fütursuzca baskılar yapmıştır. Ben Ekrem İmamoğulu’na Murat Gülibrahimoğlu'nun belediyeye zarar verdiğini ve uzaklaştırılmasını gerektiğini defaaten söylememe rağmen kendisi işlere devam etmiş. Bana ise ‘sen bu işlere karışma’ denmiştir. Bu olaydan sonra bir nevi bana İSTAÇ’tan el çektirilmiştir. Cebeci de yapılan ikinci operasyon taş ve mıcır operasyonudur. Bu operasyon neticesinde Murat Gülibrahimoğlu taş piyasasını ele geçirmiş en önemli aktör olarak belli dönemlerde taş üretimini durdurarak taş fiyatlarını arttırmış. Kendisi bu şekilde kara borsacılıkta yapmıştır. Bu paranın yarısı operasyonu beraber yürüttüğü, Fatih Keleş aracılığıyla Ekrem İmamoğlu'na da gitmiştir. Bu operasyonda Murat Gülibrahimoğlu Güney Cebeci ve Kuzey Cebeci isimli firmaların yönetiminde bulunan diğer ortak olan şirketlerin sahiplerini tehdit ederek hisselerini satın aldığını duydum. Aynı zamanda Kuzey Cebeci ve Güney Cebecide ki İSFALT’'ın hisselerini de değerinin altında satın almak istedi. Bu konuda Fatih Keleş İSFALT yönetimine baskı yapmış beni de bu konuda ikna etmeye çalışmıştır. Ekrem İmamoğlu da satılması konusunda onayı olduğunu söyledi. Ben ‘bu satışı kamuoyuna anlatamazsınız, siyasetten de ekonomik olarak da yanlış bir iş’ dedim. Bu uyarının neticesinde Ekrem İmamoğlu bu satıştan vazgeçmek zorunda kaldı.’’

İYİ Parti'de istifa depremi
İYİ Parti'de istifa depremi
İçeriği Görüntüle

‘’Belediye, kamu çok ciddi zarara uğramıştır’’

Ekrem İmamoğlu’nun her fırsatta Murat Gülibrahimoğlu’nun çok becerikli ve çok yetenekli bir insan olduğunu ve önünün açılması gerektiğini söylediğini iddia eden Yıldız, şöyle konuştu:

‘’Birgün Ekrem İmamoğlu birçok belediye bürokratının olduğun toplantıda Eyüp civarında taş ocaklarının şehir içinde kaldığını bunların buradan kaldırılmasını gerektiğini söyledi. Buradaki amacı taş ocaklarının tamamını işlevsiz bırakarak Murat Gülibrahimoğlu’nun tamamen tekelleşmesini sağlamaktı. İbrahim Bülbüllü bu operasyonunu Fatih Keleş adına parasal kontrol ve yönetimini sağlamaktaydı. Fatih Keleş ve Arif Gürkan'ın birliktelikleri Beylikdüzünden beri devam etmektedir. İbrahim Bülbüllü, Fatih Keleş, Arif Gürkan Alpay ve Murat Gülibrahimoğlu’nun özel jetle birçok yurt dışı seyahati olduğu yapılacak araştırmalar neticesinde de görülecektir. 2024 yılının sonlarında operasyon iddiaları çıkmaya başlanınca Murat Gülibrahimoğlu’nun elde ettikleri paraları kendi uhdesine geçirerek kaçacağı endişesiyle bu şahıstan paraların istendiğini duydum. Fakat Murat Gülibraihmoğlu’nun paraların büyük bir kısmını vermediğini duydum. Zaten 2025 yılı mart ayı gibi de kendisi yurt dışına kaçtı. Londra’da olduğunu duydum. Londra’da ciddi bir parası olduğunu bu paraların da yarısının Ekrem İmamoğlu'nun olduğunu tahmin ediyorum. Bu para tahminimce birkaç yüz milyon dolardır. Bu operasyonlar neticesinde belediye kamu çok ciddi zarara uğramıştır.’’

‘’Tespit edilen miktarların verilmesi veya taleplerin gerçekleştirilmesi neticesinde bu imar işleri gerçekleştirilirdi’’

İBB’deki yapının ikinci büyük gayriresmi finans kaynağının Boğaziçi Ön Görünüm bölgesinde olduğunu iddia eden Yıldız, şunları söyledi:

‘’Bu yapı Fatih Keleş üzerinden kontrol edilmektedir. Resmi muhatabı Boğaziçi İmar Müdürü Elçin Karaoğlu'dur. Gayriresmi ayağı ise Yakup Öner’dir. Ön görünümde kalıp da tadilat isteyen tüm yapılar Boğaziçi imara başvuru yapmak zorundadır. Zabıta Müdürlüğü eliyle kaçak yapılara izin verilmeyip birçok yapının inşaatı durdurularak Boğaziçi imardan izin almaya zorlanmaktadır. Boğaziçi imara başvuran kişiler ya Fatih Keleş ya da Yakup Öner'e yönledirilmekte Yiine Boğaziçi imarda Fatih Keleş ve Yakup Öner'e bağlı ismini bilmediğim mimarlara yönlendirilmekteydi. Bu işlerin temel kontrolünün Yakup Öner yapmaktaydı. Bu işler neticesinde Fatih Keleş ve Ekrem İmamoğlu’na doğrudan raporlar veriyordu. İlgili firmalarla yapılan görüşmeler neticesinde Yakup Öner, Elçin ile görüşerek işin olabiletisini görüşür bu tespitler neticesinde genellikle Fatih Keleş ile bazen ise Ekrem İmamoğlu ile şahıslardan istenecek paralar tespit edilir. Başvuran şahıslara ulaşılarak tespit edilen miktarların veya taleplerin gerçekleştirilmesi neticesinde bu imar işleri gerçekleştirilirdi. Ekrem İmamoğlu’nun doğrudan Elçin'e talimat verdiği işler olmuştur.

‘’Mandarin Otel’de 20 milyon dolar, Six Sense Otel’de 7 Milyon dolar alındığını duydum’’

Burası çok kapalı bir alandı. Ancak Mandarin Otel’de 20 milyon dolar, Six Sense Otel’de 7 Milyon dolar alındığını duydum. Yine yapı yapının sahiplerinden Zafer Bey, polis okulunun satışı ile ilgili yapılan son toplantıda başkana Boğaz Ön Görünüm’de bir villada tadilat yapacağını, bu tadilattan bir şey istenmemesini söyledi. Toplantıda başkan bir cevap vermedi çıkınca bana hitaben ‘ne kadar terbiyesiz bir adam, o işle bu işi birbirine karıştırıyor’ dedi. Duyduğum kadarıyla Yakup Öner bu villa içinde temaslarda bulunmuş.’’

Bimtaş A.Ş.’ye yönelik de kimi iddialarda bulunan Yıldız, ‘’Yönetim Kurulu başkanı Emrah Şahan icracı olmaması gerekirken yönetime doğrudan müdahale etmiş, özellikle alt yüklenicileri kendisi seçmiş firmalar grubu oluşturmuştur. Bu firmalar üzerinden birçok usulsüzlük yapılmıştır. Mahir Polat Genel Sekreter yardımcısı olunca İBB'nin Proje Etüt Dairesi kendisine bağlanmıştır. O saatten sonra kendisi de Bimtaş’ı pasifize ederek Bimtaş’taki firmalar üzerinden kendisine çalışmaya başlamıştır’’ diye konuştu.

‘’Belge sızınca metro ihalesi iptal edildi, yeni ihaleyi Kalyon İnşaat aldı’’

Yıldız, ifadesinde şunları söyledi:

‘’Bir diğer konu Kültür Varlıkları Daire Başkanlığının uhdesinde ki restorasyon işleridir. Burası da çok kapalı bir alan olup Mahir Polat'ın belirlediği firmalarla çalışılmıştır. Cumhuriyet Başsavcılığınızca incelendiğinde tespitleri yapılacaktır. İbrahim Bülbüllü İSTAÇ’'ın hatırladığım kadarıyla 2023 yılında çıkmış olduğu bir kamyon ihalesinde hazırlanan şartname yayınlandıktan sonra teklifler toplanmış Bilginay firması ihale neticesinde birinci olmuştur. İSTAÇ tarafından yapılan sorgulama neticesinde ihaleyi alan firma ihale şartlarına uygun araç vereceğini belirtmiştir. Bunun üzerine İbrahim Bülbüllü İSTAÇ Genel Müdürü Gökmen Togay'a gelerek bu firmanın şartnameye uygun araç vermeyeceğini, bunun görmezden gelinmesi halinde para alacağını söylemiştir. İSTAÇ yönetimi bunu kabul etmemiş, Bilginay firması ihaleden çekilmiştir. Bu olayın bir süre sonra Ziya Gökmen Togay bana anlatmıştır. Bir diğer konu kitap basım işleridir. Normalde kitap basım işlerini Kültür Daire Başkanlığı planlar, işi Kültür A.Ş Alır ve piyasa ihale ederek bastırırdı. Cengiz Özkarabekir Kültür A.Ş. içerisindeki çalışanlar aracılığıyla ihale şartnamelerini belirler ve ihaleyi kendisi alırdı. Birçok zaman ihaleye çıkılmadan veya sipariş verilmeden önce kitapları bastırdığını biliyorum.

Bu konudan hem Kültür Daire Başkanlığı hemde Kültür A.Ş. yönetimi şikayetçiydi. Bunu genel sekretere, genel sekreter aracılığıyla da başkana aksettiriliyordu. Başkanın bu konulardaki tavrı ‘Cengiz Özkarabekirle çalışın, sorunları çözün’ şeklinde oluyordu. Kalyon İnşaat’ın yapmakta olduğu son metro ihalesinin aslında en başta başka firma için dizayn edildiği hangi firma için hangi fiyat tekliflerinin verileceğinin belirlendiği konuşuluyordu. Hatta Fatih Keleş'in bu firma ile yüzde 7 komisyon üzerinden anlaştığı konuşuldu. Fakat ihaleden bir gün önce bir şahsın noterden hangi firmanın hangi fiyata alacağını tasdik ettirmiş ihale neticesinde bu belge basına sızdırılmıştır. Bunun neticesinde bu ihale apar topar iptal edilerek yeni ihaleyi Kalyon İnşaat almıştır ve bir önceki ihalenin konusu tamamen kapatılmıştır.

İETT'ye ait İstanbul Vadisindeki 49 dönümlük arazinin ihalesinde önce Ekrem İmamoğlu, Adem Soytekin'e buradaki işi alabileceğini, kendisine şans verilmesi gerektiğini söyledi. Hem Ali Kurt hem de ben bu işin Adem Soytekin gibi birisine verilemeyeceğine, yetersiz kalacağına, nitelikli inşaat firmaların ihale neticesinde almasını gerektiğini ilettik. Bunun üzerine başkan bize ısrar edemedi. Yapılan ihale neticesinde birçok büyük firma ihaleye girmiş olup, İnvest Yatırım isimli Bahattin Uçar'a ait firma ihaleyi almıştır. İhale neticesinde Adem Soytekin, Bahattin Bey’e giderek bu inşaatı ortak yapmak istediğini, yoksa İBB de işinin yürümeyeceğini söyleyerek tehditte bulunmuş. Bahattin Uçar beni arayarak bu durumu iletmiştir.

Ayhan Koç Mezarlıklar Daire Başkanlığı olduğu dönemde satışa kapalı mezarlık alanlarını kendi belediye başkan adaylığına fon oluşturmak amacıyla satışlar yapmış bu satışları kendisi ve aracılarla gerçekleştirmiştir. Bu olay İBB tarafından bir çok kişi tarafından duyulmuş bunun neticesinde kendisi tekrar aynı göreve getirilmemiştir.’’

‘’İşimi düzgün yaptığım için baskıya uğradım, kullandığım alanlar elimden alındı, İmamoğlu attığım mesajlara bile cevap vermemeye başladı”

İBB içerisindeki ‘sisteme’ dahil olmadığını, işlerini düzgün yaptığı için birçok baskıya uğradığını ileri süren Yıldız, ifadesine şöyle devam etti:

‘’Ben bu yukarıda bahsetmiş olduğum, sisteme dahil olmadım. İştirakleri düzgün yönetime gayret etmem sebebiyle birçok baskıya da uğradım. Yetkim ve gücüm dahilimde iştiraklerin düzgün yönetilmesine gayret ettim. Benim bilgim dışında iştiraklerde usulsüz işlemler olmuş olabilir ama benim üzerimden bunları gerçekleştiremediler. Bunun en bariz örneği iştiraklere verilmesi gereken birçok işi başka firmalara verilmesidir. Göreve geldiğimde birçok odam olmasına rağmen zamanla kullandığım alanlar elimden alındı. Bir dönem sonra Ekrem İmamoğlu attığım mesajlara bile cevap vermemeye başladı. Fatih Keleş ile de uygun olmayan talepleri nedeniyle aramız çok gergindi. Bu konu herkes tarafından bilinmektedir. Müteakip defalar görevi bırakmayı düşündüm ancak iştirakteki yöneticilerin benim gitmem durumumda kendilerine çok baskı olacağı telkinleri neticesinde göreve devam ettim.

Ancak Başsavcılık, Yıldız’ın ifadesini etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmesi için yeterli bulmadı. Yıldız, ifadesinin ardından tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi’ne gönderildi.

Yıldız, İBB’ye yönelik ‘yolsuzluk’ soruşturmasında, Bakırköy’de bulunan Capacity adlı AVM’den 5 milyon Euro rüşvet istediği iddiasıyla tutuklanmıştı.

Kaynak: Haber Merkezi