İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) İstanbul Esenyurt'ta düzenlediği ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitingine yazılı bir mesaj gönderdi. Önceki mitinglerde olduğu gibi, İmamoğlu'nun ifadelerini mitingde CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik okudu. Mesajın odak noktasını, bir yıl önce tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer'in durumu ve kendisine yönelik siyasi iddialar oluşturdu.

İmamoğlu, mesajında Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer'in tutukluluğunun birinci yıl dönümünü hatırlatarak, bu durumun bir yıldır "milli irade, hukuk ve demokrasi" açısından sorun teşkil ettiğini belirtti.

İktidarın tutumunu eleştiren İmamoğlu, "Geçtiğimiz bir yılda her geçen gün daha da zalimleşen bir iktidar var karşımızda. Milletin vermediği meşruiyeti yabancı güçlerden dilenen, koltuğunu korumak için taviz üstüne taviz veren bir iktidar bu," değerlendirmesinde bulundu.

İBB Başkanı, kendisini siyaseten saf dışı bırakma çabaları olduğunu iddia ederek, "Dürüst ve adil bir seçimden, mertçe, yiğitçe bir mücadeleden o kadar korkuyorlar ki, beni saf dışı bırakabilmek için her yalana, her yılana sarılıyorlar," dedi.

TBMM’den süreç komisyonu toplantısı sonrası açıklama
TBMM’den süreç komisyonu toplantısı sonrası açıklama
İçeriği Görüntüle

İmamoğlu, kendisine ve çalışma arkadaşlarına yönelik "casus" ilan etme suçlamalarına da yanıt verdi. Bu iddiaları "alçakça istismar" olarak nitelendiren İmamoğlu, mesajında şunları kaydetti: "Kim, siyasi rakibinden kurtulmak, milletin iradesini baskı altına almak için, casusluk gibi en ciddiye alınması gereken konuları bile alçakça istismar ediyorsa, bilin ki o millet ve devlet aleyhine çalışıyordur." Mesajının sonunda ise kendisini "katıksız bir yurtsever" ve "vatan evladı" olarak tanımladı.

İmamoğlu, Çelik aracılığıyla seslendiği mektubunda şunları söyledi:

“Silivri’den Esenyurt’a kocaman bir merhaba. Uzun yıllar, rant odaklı imar anlayışıyla büyük bir şehircilik katliamı yaşatılan Esenyurt, 2019’dan itibaren Cumhuriyet Halk Partisi’nin halkçı ve icraatçı sosyal belediyeciliğiyle tanıştı. Böylece Esenyurt; sosyal yardımlardan kreşlere, öğrenci yurtlarından bölgesel istihdam ofislerine, kent lokantalarından yaşam vadilerine kadar her alanda hizmet ve yatırım almaya başladı. Rantçı belediyecilik yerini halkçı belediyeciliğe bırakınca, Esenyurtlu kıymetli hemşerilerim de nihayet rahat bir nefes alır oldu. 2024’te değerli yol arkadaşım Prof. Dr. Ahmet Özer, her iki kişiden birinin oyuyla hizmet bayrağını teslim aldı ve canla başla görevine sarıldı.

Ama yenilenler, yenilgiyi bir türlü hazmedemediler. Önce akademik kariyerini, ömrünü, barışa ve bilime adamış Ahmet Özer hocamızı terörle irtibatlı ilan etmeye kalktılar ve tutukladılar. 2024 yerel seçimlerinde Esenyurtluların iradesinin yönetime en demokratik biçimde yansıyabilmesi için sergilenen çabayı suçmuş gibi göstermeye çalıştılar. Ortaya koydukları sözde kanıtların hukuken, mantıken hiçbir geçerliliği yoktu. Suç ve suçlu yaratmak için uydurulmuş şeylerdi. Sonra, iftira ve kumpasla, tehdit ve şantajla örülmüş, tamamen siyasi amaçlı bir başka dava dolayısıyla Ahmet Özer hocamızı ikinci kez tutukladılar.

Bugün, Esenyurt’un seçilmiş başkanı, değerli yol arkadaşım, Ahmet Özer hocamızın tutukluluğunun birinci yıl dönümüdür. Bir yıldır milli irade, bir yıldır hukuk, bir yıldır demokrasi ayaklar altına alınıyor. Geçtiğimiz bir yılda her geçen gün daha da zalimleşen bir iktidar var karşımızda. Milletin vermediği meşruiyeti yabancı güçlerden dilenen, koltuğunu korumak için taviz üstüne taviz veren bir iktidar bu. Kendi çıkarları uğruna ülkemizin doğal kaynaklarını, nadir toprak elementlerini yabancılara peşkeş çeken bir iktidar bu. Milletimizin artık onlara tahammülünün kalmadığını, bir daha asla sandıkta seçim kazanamayacaklarını çok iyi biliyorlar. Onun için, yargı eliyle rakibi saf dışı bırakarak seçim kazanmaya uğraşıyorlar.

Dürüst ve adil bir seçimden, mertçe, yiğitçe bir mücadeleden o kadar korkuyorlar ki, beni saf dışı bırakabilmek için her yalana, her yılana sarılıyorlar. Beni ve arkadaşlarımı casus ilan etmeye kadar getirdiler işi. İşte, açıkça itham ediyorum: Kim, siyasi rakibinden kurtulmak, milletin iradesini baskı altına almak için, casusluk gibi en ciddiye alınması gereken konuları bile alçakça istismar ediyorsa, bilin ki o millet ve devlet aleyhine çalışıyordur. Ben, aziz milletimin iyiliği için her türlü yükü omuzlamaktan, her mihnete katlanmaktan asla geri durmamış, bundan sonra da geri durmayacak bir vatan evladıyım, katıksız bir yurtseverim. Ben, bu cennet vatan uğruna gerekirse canımı vermekte asla tereddüt etmem. Benim milletime, vatanıma, bayrağıma olan sevgimi, bağlılığımı en iyi milletim biliyor.

Sevgili hemşerilerim; koltuklarını korumak için itibarlarını, milletin sevgisini ve güvenini kaybedenler, yolun sonuna geldiler. Onlar yolun sonunda, ama biz daha yolun başındayız. Onlar sandıktan, milletten köşe bucak kaçıyor, biz ise sandığa, millete koşuyoruz. Hep birlikte, canla başla, umutla cesaretle, yılmadan hedefe yürüyoruz. Hedefimiz; bu cennet vatanı, herkes için, her yerde adaletin ve hürriyetin hakim olduğu… Bolluk ve bereketin kardeşçe pay edildiği… Huzurlu ve mutlu bir ülke haline getirmektir. Amacımız; milletçe, Atatürk’ün önümüze koyduğu hedefe doğru yürümek ve Türkiye’yi çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarmaktır. Bu hedefe hep birlikte ulaşacağız. Hiçbir güç bizi yolumuzdan döndüremeyecek. Çünkü vakti gelmiş bir değişimin önünde hiçbir güç duramaz! Yılmayacağız, yorulmayacağız ve mutlaka başaracağız.

Her şey çok güzel olacak.

Ekrem İmamoğlu.

Silivri zindanı.”

Kaynak: Haber Merkezi