Çankaya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümünden Prof. Dr. Mehmet Tunçer’in bir alıntı ile yaptığı sosyal medya paylaşımı, Ankara’nın merkezindeki Hıdırlıktepe’ye dair dikkat çeken bir tarihi gerçeği yeniden gündeme getirdi. “Ankara’da Hıdırlıktepe ve 1930'lu yıllara kadar ayakta olan Hıdırlık Türbesi” başlıklı paylaşım hem bölgenin geçmişine hem de kaybolmuş bir türbenin ardındaki kişilere ışık tutuyor.
Yapının kökeni İslam öncesine dayanıyor
Tunçer’in paylaştığı eski fotoğraflar ve alıntı yazılar, Hıdırlıktepe’nin zirvesinde bir dönem varlığı bilinen ancak günümüze ulaşmayan türbeyi gözler önüne serdi. Tepenin zirvesinde 1900'lü yılların başına kadar ayakta kalan bu türbenin halk arasında “Hızır Türbesi” ya da “Timurlenk Tahtı” olarak anıldığı, ancak gerçekte bambaşka bir geçmişe sahip olduğu ortaya çıktı.
Aktarılan bilgilere göre, türbe İslam öncesi dönemin önemli Arap şairlerinden İmr’ül Kays’a aitti. Hıdırlıktepe’deki türbenin, İmr’ül Kays’ın vasiyeti üzerine buraya defnedilmesiyle inşa edildiği; mezarda aynı zamanda şairin âşık olduğu dönemin tekfurunun kızının da yattığı belirtiliyor. Bu bilgiler, hem yazılı kaynaklar hem de bölgenin geçmişine dair anlatımlarla destekleniyor.
Bentderesi’nden yaklaşık 110 metre yüksekte
Ankara manzarasında belirgin bir şekilde görülen Hıdırlıktepe, tarih boyunca yerleşim yeri olarak kullanılmıştı. Bentderesi’nden yaklaşık 110 metre yüksekte bulunan bu nokta, sadece coğrafi değil kültürel olarak da başkentin önemli miraslarından biri konumunda.
Prof. Dr. Tunçer’in ‘alıntı’ ile bir kez daha gündeme taşıdığı bu bilgi, aynı zamanda kültürel mirasın korunması ve görünür hale getirilmesi gerekliliğini de hatırlattı. Uzmanlar, Ankara’nın birçok noktasında benzer şekilde unutulmuş ya da yok olmuş tarihi yapılar olduğunu, bu alanların arkeolojik ve tarihi araştırmalarla tespit edilmesinin önem taşıdığını vurguluyor.