Dursun Erkılıç
Gazetecilikle başladığı meslek hayatını devlet memurluğuyla tamamlayan Bekir Kara, hastane yüzü görmemiş ama sazlı sözlü sofraların neşesi, sağlıklı yaşamın gönüllü elçisi olmayı başarmış biri.
Gazetecilikten devlet memurluğuna, sanattan dost meclislerine uzanan bir ömür
Kastamonu’nun Hanönü ilçesi Ketenler Köyü’nün 2 bin metre yükseklikteki dağ havasında doğup büyüyen Bekir Kara’nın kapalı alanlara tahammülü yok.
En sadık dostu, köpeği Co olan 73 yaşındaki Bekir Kara, gençliğinde gazetecilikle adım attığı iş hayatını devlet memurluğu ile noktalamış; sanatla, doğayla ve dostluklarla iç içe geçmiş bir yaşam sürdürüyor. Hayatı boyunca türküler söylemiş, alkışlar toplamış olan Kara, TÖMER bünyesinde kurduğu korolarla birçok sanatçının yetişmesine de katkı sunmuş.
eliphshaber.com’a konuşan Kara, bugüne kadar hiç hastaneye gitmediğini ve hiçbir ilaç kullanmadığını belirtti. Sağlığının sırrını da samimiyetle paylaştı.
“Kışın üstüme kar yağdığı olmuştur, ama penceremi hiç kapatmadım”
Bekir Kara, sağlıklı bir ömür sürmesinin ardındaki nedeni şöyle açıklıyor:
“Ben yaz-kış pencerem açık yatarım. Kışın yattığım yere kar kaldığı bile olmuştur. Böylece en yüksek oranda oksijen ile yaşamanın ödülünü sağlıklı bir bünye olarak gördüm.”

Sanat, siyaset ve dostluk ve buluşma adresi fakirhane
Diplomatik resepsiyonlardan resim sergilerine, doğa gezilerinden siyaset sahnesine kadar pek çok ortamda aktif rol alan Kara, “fakirhane” dediği bahçesindeki barakasında her gün onlarca dostunu ağırlıyor. Bu samimi ortamda, eşi Nazmiye Hanım da benzersiz lezzetleriyle sofraları taçlandırıyor.
Bekir Kara’nın hayatı; üretmekten, paylaşmaktan ve sağlıklı yaşamaktan vazgeçmeyenlerin ilham kaynağı olmaya devam ediyor.





