Partisinin TBMM’de düzenlediği grup toplantısında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları gündeme yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Bu akşam Meclis Genel Kurulu’na gelecek olan ‘Suriye’ tezkeresine tepki gösteren Hatimoğulları, “Fesih kararı alan PKK’ye ve sivil siyasi parti olarak Suriye’nin önemli siyasi aktörlerinden PYD’ye karşı ilk defa üç yılı kapsayan sınır ötesi operasyon tezkeresi Meclis’e sunuldu. Tezkereci anlayış güvensizliği artırmaktan başka hiçbir sonucu açığa çıkaramaz. Tezkere siyaseti 27 Şubat ruhuna uymuyor uyamaz, Eller namluda barış olur mu? Bu soruya herkesin yanıt üretmesi gerekir. Eller namluda barış olmaz” ifadelerini kullandı.
Demirtaş, Yüksekdağ ve Kobani tutukluları serbest bırakılmalı
Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’la yapılan cezaevi ziyaretine atıf yapan Hatimoğulları, Kobani davasına ilişkin “AİHM üçüncü kez ihlal kararı verdi” hatırlatmasını yaptı. “Bu karara göre Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve bütün Kobani tutukluları bir saat dahi tutuklu kalamaz; derhal serbest bırakılmalılar” çağrısını yineledi.
AYM'nin Tayfun Kahraman kararı
AYM’nin 31 Temmuz’da verdiği ihlal kararının gerekçesini 17 Ekim’de açıkladığını anımsatan Hatimoğulları, Gezi davasında 18 yıl hapis cezası alan Tayfun Kahraman’ın başvurusunun kabul edildiğini ve “adil yargılanma hakkının ihlal edildiği” tespitini vurguladı. Aynı dosyada Osman Kavala, Çiğdem Mater, Mine Özerden ve Can Atalay’ın da “aynı hukuksuzlukla karşı karşıya” olduğunu belirterek “Gezi tutsakları serbest bırakılsın” çağrısında bulundu.
2026 bütçesine tepki
Barış sürecinde “somut adımların ivedilikle atılması” gerektiğini söyleyen Hatimoğulları, Komisyonun tekil, özgül ve bütüncül geçiş yasalarının çerçevesini hızla çizmesi gerektiğini ifade etti. “2026 yılı bütçesi Genel Kurul’a gelmeden” gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasının “güven artırıcı ve ön açıcı” olacağını kaydetti.
Meclis’in resmi hesabı Kürtçe paylaşım yapınca, ülke mi bölündü?
Hatimoğulları, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un Diyarbakır ziyaretini ve Meclis’in resmî hesabından Kürtçe paylaşım yapılmasını “önemli ve anlamlı” olarak değerlendirdi. “Meclis’in resmi hesabı Kürtçe paylaşım yapınca Türkçe’ye ya da başka dillere halel mi geldi, ülke mi bölündü? Hayır” diyerek, bunun bu ülkede yaşayan milyonlarca Kürdün tanınması anlamına geldiğini vurguladı. “Cumhuriyet’i demokrasiye, Kürt halkını demokratik bir cumhuriyet idealine yaklaştırmaktan kimse kaybetmez; toplum ve demokrasi kazanır” ifadelerini kullandı.
11. Yargı Paketi taslağında, “adalet ve demokrasi ihtiyacını giderecek tek bir madde dahi bulunmadığını; aksine antidemokratik düzenlemelerde ısrar” olduğunu savunan Hatimoğulları, devletin “kimlik, inanç, cinsiyet ve yaşam tarzı” dayatamayacağını söyledi. Toplumda ekonominin olumsuz gidişatına ve yargıya dair güvensizliğe işaret ederek, “yaşam tarzına müdahale eden yasalar” yerine temel sorunlara odaklanma çağrısı yaptı