Dursun Erkılıç
Adıyaman, Güneydoğu Anadolu’nun kalbinde yer alan, tarihiyle, kültürüyle ve çok dilli, çok renkli yapısıyla Anadolu'nun sessiz ama derin bir sesi gibidir. Mezopotamya'nın batı ucunda, güneşin en sıcak tonlarıyla aydınlattığı bu topraklarda her taş bir hatıra, her sözcük bir efsaneye tutunur.
Adıyaman isminin ardında acı ve yiğitlikle örülmüş bir efsane yatıyor
Adıyaman’ın ismi, tarih boyunca çeşitli anlamlar kazanmış ve halk arasında dilden dile dolaşan Yediyaman Efsanesi ile şekillenmiştir.
Efsaneye göre; bir baba, ava çıktığı bir gün dönüşte, kutsal sayılan putlarının kırıldığını görür. Bu olayın sorumlusu olarak kendi oğullarını görür ve onları birer birer öldürür. Halk ise bu yedi kardeşi yiğitlikleri ve mertlikleriyle anarak, onlara "Yediyaman" adını verir.
Zamanla bu isim tüm bölgeye yayılır ve halk arasında "Yediyaman" olarak anılmaya başlanır. Dillerde döne döne, zamanla bu kelime “Adıyaman” hâlini alır.
Bugün bile bu efsane, Adıyamanlıların belleğinde ve dilinde yaşamaktadır.
Tarihin sayfalarında iz bırakan fetihler
Adıyaman’ı ilk olarak İslam ordularından Emeviler fethetmiştir. Ardından bölge Abbasiler, Selçuklular ve Osmanlılar tarafından yönetilmiştir. Her medeniyet, bu topraklara bir parça iz bırakmış; camiler, köprüler, kaleler ve anıtlarla tarih birer birer şekillenmiştir.
Kahta’nın simgesi: Nemrut’un taş yüzlü tanrıları
Adıyaman’ın Kahta ilçesi, dünyanın dört bir yanından ziyaretçi çeken Nemrut Dağı ile öne çıkar. Kommagene Krallığı'na ait devasa heykellerin yer aldığı bu antik alan, gün doğumu ve gün batımında adeta zamanın durduğu bir atmosfer sunar. Tanrıların sessizliği ve dağların görkemi, görenleri büyüler.
Çok kültürlü yapısıyla Anadolu mozaiğini yansıtıyor
Adıyaman merkezde Kürtler, Türkler, Araplar ve Zazalar barış içinde bir arada yaşar. Her sokakta farklı bir dil duyulur ama yürekler ortak bir sevgiyle çarpar. Halk arasında sıkça duyulan "canım cicim" gibi sıcak hitaplar, bu birlikteliğin günlük yaşamdaki izleridir.
Yöresel kelimeler şehrin ruhunu yansıtıyor
Adıyaman’a özgü bazı kelimeler halk arasında hala yaşatılmaktadır.
“Mala mele” bir büyüğün evi anlamına gelirken, “meleh” ise genellikle nazlı bir genç kız için kullanılır.
“Mısmıllamak”, meyvenin olgunlaşması gibi, toprağın ve insanın bereketlenmesini simgeler.
Adıyaman sekiz ilçesiyle ayrı ayrı hikâyeler anlatır
Adıyaman; Merkez, Kahta, Besni, Gölbaşı, Gerger, Çelikhan, Samsat ve Tut olmak üzere sekiz ilçeden oluşur.
Her ilçe kendi kültürel dokusunu korur; kimi üzümüyle, kimi tandırıyla, kimi tarihiyle anılır.
Tarihi eserleriyle açık hava müzesini andırıyor
Nemrut Dağı'nın yanı sıra, Cendere Köprüsü, Perre Antik Kenti, Arsemia Ören Yeri ve Yeni Kale, Adıyaman’ın tarih kokan duraklarındandır. Bu eserler, şehrin binlerce yıllık geçmişini sessizce anlatır.
Sofralarında tarih ve lezzet yan yana oturur
Adıyaman mutfağı, sadelik ve lezzeti bir araya getirir.
Şanlıurfa’dan yayılan Şıllık tatlısı burada da sevilerek tüketilirken, Katma gibi doyurucu yöresel yemekler sofraları süsler.
En meşhur meyvesi ise, ünü Türkiye’yi aşan Besni üzümüdür.
Adıyaman denince akla ne gelir?
Gönlü geniş, sözü yumuşak, kültürü derin insanlar...
Tarih ile doğanın el ele verdiği kutsal bir coğrafya...
Ve o çok bilinen söz:
“Biz, aynı sofrada iki dilin, üç kültürün, tek yüreğin öyküsüyüz.”