Özel Haber: Deniz Dalgıç

Türkiye ile Azerbaycan Türkmen doğal gazının ulaştırılmasına yönelik mutabakata vardı Türkiye ile Azerbaycan Türkmen doğal gazının ulaştırılmasına yönelik mutabakata vardı

İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2024 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında önceki gün toplandı. Toplantının ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, çalışanları enflasyona ezdirmeyeceklerini vurguladı. Komisyonun bir sonrası toplantı tarihi ise 18 Aralık olarak belirlendi. Emeklilikte Yaşa Takılanlar ve Emekliler Federasyonu Başkanı Arzu Lastikçi, emeklilere yapılacak zamma işaret ederek, “Hem emekçi hem de emekli olarak zor durumdayız. Mutfak, gıda ve diğer ürünlere yapılan zamlarla kontrol altına alınamayan enflasyon rakamları aşağı çekilmediği sürece emekli maaşı 50 bin lira da olsa ‘alım gücümüz yok edildiği’ için bir anlam ifade etmeyecek. En düşük emekli maaşının ocak ayında yapılacak en düşük memur maaşından aşağı olmamasını istiyoruz. Bu rakam en az 30 bin ile 35 bin lira arasına tekabül edecek” dedi. Kök maaş sorununa dikkat çeken Lastikçi, “En düşük emekli maaşı önce 5 bin 500 liraydı. Sayın Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla 7 bin 500 liraya çıkarıldı. Aradaki 2 bin liralık rakam, SSK’den ödenmiyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan tamamlanan maaş olduğu için ‘yardım’ olarak geçiyor. Kişi bu paranın tamamının SGK’den almadığı için ‘kök maaş’ olmuyor. Temmuz ayında yüzde 25 zam yapıldı ama bu zam 7 bin 500 lira üzerinden değil, asıl kök maaşı olan 5 bin 500 lira üzerinden yapıldı. Böyle olunca kişi hiç zam görmemiş oldu” diye konuştu.

“Asgari ücretin en düşük memur maaşına endekslenmesi gerekiyor”

Emeklilikte Yaşa Takılanlar ve Emekliler Federasyonu Başkanı Arzu Lastikçi, emeklilerin zam taleplerini ELİPS HABER’e anlattı. Lastikçi, asgari ücret tespit komisyonunun bugün gerçekleştireceği ilk toplantıya işaret ederek, “Bu toplantı bir görüşme ve tanışma toplantısı olacak. Bu toplantıdan bir karar çıkmasını beklemiyorum. Emekliyiz ama emekçiler olarak biz yıllardır bu ülkeye hizmet etmiş insanlarız. Yüksek enflasyon şartlarını düşündüğümüz ve ülkenin ekonomik krize getirildiği duruma bakıldığı zaman asgari ücret için 14-15 bin lira seviyeleri konuşulmuyor. Herkes bir rakam söylüyor ama Türk-İş’in de istediği rakam ortada. Konuşulan rakamlar değil, daha fazla olması gerekiyor. Asgari ücretin en düşük memur maaşına endekslenmesi gerekiyor. Çünkü açlık sınırının altında alıyoruz. Maalesef açlık ve sefalet ücreti dediğimiz 7 bin 500 liraya mahkum edildik. Bugün emeklilerin durumu daha vahim. Açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarını biliyoruz ama asgari ücretli bir insanın hiç kimseye muhtaç bırakılmadan ay sonunu getirebilmesi gerekiyor. Asgari ücretin en düşük memur maaşıyla endekslenmesi gerekiyor” dedi.

“TÜİK verileri halkın yaşadığı enflasyonu yansıtmıyor”

İnsani ihtiyaçların rahatça karşılanabilmesi gerektiğini vurgulayan Lastikçi, “Karın doyurmak, barınmak gibi en insani ihtiyaçlar karşılanabilmeli. Çünkü hepimizin evleri yok. Kirada oturan insanlarız ve bugün İstanbul'da en ücra yerlerde kiralar 15 binden başlıyor. Buna baktığınız zaman şimdi hepsinin düşünülmesi gerekiyor. Evet davamız ekmek davası ama bir insanın en insani kemer ihtiyaçlarının karşılamasının rakamı nedir? Sayın Bakan’ın açıklamalarına baktığımız zaman, ‘Kimse açlık sınırının altında yaşamıyor’ diyor ama mutfak ve gıda enflasyonuna bakıldığı zaman TÜİK verileri halkın yaşadığı enflasyonu yansıtmıyor.  Ortada o kadar büyük çelişkiler var ki bizim yaşadığımız, cebimize yansıyan enflasyon ile devletin, sayın bakanlarının, ilgili yetkililerinin açıklamaları asla birbirini tutmuyor. Sokağın nabzını ve halkın cebini yansıtmıyor. Açlık sınırının 4 kişilik bir aile olarak hesaplandığını biliyoruz ama kişi olarak baktığımız zaman bir insanın en insani temel ihtiyaçları olan barınma sorunu, faturaları ve bir aylık mutfak ile gıda ihtiyaçlarını karşılaması için ne kadar bir ücret gerekiyor?” diye konuştu.

“Emekçi ve emekli olarak zor durumdayız: Enflasyon kontrol altına alınmalı”

Enflasyonun tek haneli rakamlara çekileceğine ilişkin açıklamalara işaret eden Lastikçi, sözlerine şöyle devam etti:

“Ama TÜİK bir yıldır sepetinin içerisindekileri rakamları açıklamıyor. Ortadaki veriler ENAG’a ve TÜİK’e göre farklı. Ocak ayında asgari ücretten sonra emekli zamları da TÜİK’in verdiği oranlara göre hesaplanacak ama ne kadar zam verilecek? Yüzde 51 emekliye zam verildiği zaman 7 bin 500 lira. O da kök maaş ya da taban maaş değil. Hem emekçi hem de emekli olarak zor durumdayız. Mutfak, gıda ve diğer ürünlere yapılan zamlarla kontrol altına alınamayan enflasyon rakamları aşağı çekilmediği sürece emekli maaşı 50 bin lira da olsa ‘alım gücümüz yok edildiği’ için bir anlam ifade etmeyecek. Birinci temel esas, yüksek enflasyonun kontrol altına alınması olacak. Bize ne kadar zam verilirse verilsin buradan kaşıkla, diğer taraftan kepçe ile alındığı sürece yine bu denge sağlanamayacak. Genel seçimlerden sonra sağanak gibi yavrulan ürünlere yapılan zamlarla daha cebimize girmeden alım gücümüz yok edildi.”

“Çalışmak zorunda kalan emekliler cezalandırıldı: Dürüstlük ilkesi hiçe sayıldı”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhuriyet’in 100. yılına özel emeklilere bir defalığa mahsus 5 bin lira ikramiye vaadini anımsatan Lastikçi, “5 bin lira ikramiyede önce çalışan ve çalışmayanlar olarak ayrıldık. Biz tabii ki bu konuda tepkimizi verdik. Çalışan emekli, çalışmayan emekli olarak ayrılıyor. Çalışan emekli niye çalışıyor? Bir insan yıllarca devletine hizmet etmiş bütün vatandaşlık görevlerini yerine getirmiş, dinlenmesi gereken zamanda niye çalışsın? En az hepimizin 30 yıllıktan aşağı sigortalılık hayatımız yok. 30-35 yıl çalışmış bir insanın dinlenmesi gerekmiyor mu? Sayın cumhurbaşkanının açıklamasıyla 7 bin 500 lira olan emekli maaşı yetmediği için çalışmak zorunda kalan insanlar adeta cezalandırıldı. Burada dürüstlük ilkesi hiçe sayıldı. Sonradan Sayın Cumhurbaşkanı ‘Bizim içimize sinmedi’ dedi ama burada en baştan diğer çalışan emeklere üvey evlat muamelesinin yapılması bir de ilk defa böyle bir ayrıştırılmaya imza atılması bizim insanımızı, emeklimizi derinden yaralamıştır” ifadelerini kullandı.

“Emekliye zam kök maaş olan 5 bin 500 lira üzerinden yapıldı”

Emeklilerin taban maaşlarına değinen Lastikçi, şunları söyledi:

“Bu belki çok bilinmiyor ama taban maaşlarımız 4 bin 500 liradan başlıyor; 5 bin, 5 bin 500, 6 bin lira. En düşük emekli maaşı önce 5 bin 500 liraydı. Sayın Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla 7 bin 500 liraya çıkarıldı. Aradaki 2 bin liralık rakam, SSK’den ödenmiyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan tamamlanan maaş olduğu için ‘yardım’ olarak geçiyor. Kişi bu paranın tamamının SGK’den almadığı için ‘kök maaş’ olmuyor. Temmuz ayında yüzde 25 zam yapıldı ama bu zam 7 bin 500 lira üzerinden değil, asıl kök maaşı olan 5 bin 500 lira üzerinden yapıldı. Durum böyle olunca kişi hiç zam görmemiş oldu. Biz en düşüş maaş kök maaşı olmalı derken bunu kastediyoruz”

“Seçim yatırımı olmaktan bıktık”

Seçim sürecine işaret eden Lastikçi, “Türkiye’nin getirildiği süreçte ekonominin yanlış politikaları ve acı reçete hep vatandaşa çıkarılıyor. Biz buna ‘artık yeter’ diyoruz. Milli gelirden aldığımız pay azalıyor. İşçi, emekli eziliyor ama sermaye hiç zarar görmüyor. Korunan taraf hep o oluyor ama yine ekonominin omurgası, bel kemiği, emekçisi ve işçisi emeklisi maalesef ki bu acı reçete yıllarca bize yazılıyor. Şimdi seçim öncesindeyiz. Biz seçim yatırımı olmaktan bıktık. Emekliler olarak ağzımıza sürülecek bir parmak bala razı değiliz. Sonrasında da unutulacak insanlar değiliz ama sayın. İktidar sahiplerinin böyle bir durumu var. Hep seçim öncesi oy kaygısıyla bazı şeyler yapılmaya çalışılıyor ama seçim sonrası maalesef yağmur gibi yapılan zamlarla daha cebimize girmeden alım gücümüz hiç ediliyor. Biz artık bu durumdan çok sıkıldık. Biz mağdur insanlarız. Bu ülkelerin asli milletiyiz, öz vatandaşıyız ve biz hak ettiğimizde yeri ve önemi görmek istiyoruz” dedi. Lastikçi, emekliye yapılacak zam oranlarına ilişkin, “En düşük emekli maaşının ocak ayında yapılacak olan en düşük memur maaşlarından aşağı olmamasını istiyoruz. Bu rakam en az 30 bin ile 35 bin lira arasına tekabül edecek” diye konuştu.

Editör: Deniz Dalgıç