Stres hayatımızın her alanında var. Bu durum bazen fiziksel ve zihinsel sağlığımızı, ilişkilerimizi ve genel yaşam kalitemizi olumsuz yönde etkileyebiliyor. Kaçınmak yerine baş etmeyi öğrenmek, bakış açımızı değiştirmek ise elimizde. Giyilebilir teknoloji sayesinde bunu çok daha kolay bir şekilde yaptıklarını dile getiren Zihinsel Performans Koçu-ICF Prof. Dr. Rıdvan Ekmekçi Elips Haber’in sorularını cevapladı.
“Hafıza ve konsantrasyon teknikleri bunlar eğitimde çok önemli teknikler”
Cihazı sınava hazırlanan öğrenciler ve sporcuların kullandığını belirten Prof. Dr. Ekmekçi, “Yaklaşık 11 bin kişi üzerinde yapılmış bir çalışma sonucunda stres %30 azaltılıyor. Konsantrasyonda %30-35 civarında yükseliyor. Sınava hazırlanan öğrencilerde %100 o anlarını sınavdaki dikkatini yükselttiğimiz çocuklar oldu. Hafıza teknikleri, dikkat konsantrasyon teknikleri bunlar eğitimde çok önemli teknikler. Bunların hangisinin kendisine işe yaradığını öğrenmesi için aslında bu analizler yapılıyor, raporlamalar yapılıyor ve kişiye uygun tekniklerin ne olduğu ona söyleniyor. Ve bunların egzersizleriyle o özellikler geliştiriliyor. Bu cihazlarla egzersiz de yapabiliyorsunuz” dedi.
Zihinsel Performans Koçu-ICF Prof. Dr. Rıdvan Ekmekçi“Ekibimle birlikte hem okullara hem profesyonel sporculara hem şirketlere eğitimler veriyoruz.”
İnsan beynindeki elektriksel aktiviteyi ölçmek için kullanılan EEG temelli, beyin dalgası okuyan sensörleri olan bu cihazlarla kişinin stres ve kaygı seviyesinin ölçüldüğünü vurgulayan Ekmekçi, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Cihaz daha önce de Japonya'da geliştirilmiş bir cihaz aslında. Türkiye de eğitim sektöründe araştırma olarak var. Ama ben yurt dışından özellikle Amerika'da eğitimler aldım. Oradan geldiğimde baktım ki alanda kullanılması, uygulama alanında kullanılması çok eksik. Bizde ekibimle birlikte hem okullara hem profesyonel sporculara hem şirketlere eğitimler veriyoruz. Ölçümler yapıyoruz. Bu önemli olan kısım ölçüm kısmı zaten. Analizini yapmak ve daha sonra da kişiye geri dönükler vermek önemli.”
“Öğrencinin, çalışanın ya da sporcunun dikkat konsantrasyon seviyesini ölçebiliyoruz”
Beyin aktivitesi hakkında geri bildirim sağlayan Neurofeedback ve vücut fonksiyonları hakkında bilgi sağlayan biofeedback sistemleri sayesinde çalıştığını dile getiren Prof. Dr. Ekmekçi, “Özellikle neurofeedback sistemi EEG temelli beyin dalgası okuyan sensörleri olan cihazlar. Mobil versiyonları şu anda bizim kullandığımız. Bunlarla öğrencinin ya da çalışanın sporcunun fark etmiyor kim olduğu dikkat konsantrasyon seviyesini ölçebiliyoruz. Mesela bir dersini yaparken bir sınavına çalışırken ya da deneme sınavlarında bunları cihazlarla birlikte oradaki dikkat seviyesini stres seviyesini bunları görebiliyoruz. Ona göre de uygulamalarla özellikle zihinsel performansı yükseltici nefes teknikleriyle ya da meditasyon mindfulness çalışmaları ile performansı yükseltir” açıklamasında bulundu.
“Sosyal yaşamda, iş hayatımızda, eğitim hayatımızda bu cihazı kullanarak stres ve kaygı düzeyimizi ölçmüş oluyoruz.” diyen Ekmekçi, uygulamanın nasıl çalıştığı ile ilgili bilgi verdi:
“Çeşitli APP'ler üzerinden mesela telefonunuza, tabletinize indirebileceğiniz uygulamalarla orada örneğin bir lotus çiçeği açtırma egzersizimiz var. Cihazı başınıza koyuyorsunuz, alnınızdan frontal bölge deriz oraya. Alın bölgesi dikkatin yoğunlaştığında oradaki frekansın yükseldiği yani beyindeki sinirlerimizin yoğun çalıştığı yerdir. Orada dikkati yükselttiği zaman çiçek açılıyor. Eğer kişi bunu yapamazsa çiçek kapanıyor. Bunu mesela dikkatini yoğunlaştırma olarak orada geri dönüş veriyor”
“Düşük stres yaşayan çocuk okula gitmek istemez, çok stresli olanda hasta olur”
Stres aslında yaşamın devamı için gerekli bir faktör diyen Ekmekçi, düşük ve yüksek stres ile ilgili örnekler verdi:
“Sabah bizi uyandıran stres aslında kortizol hormonu sayesinde oluyor. Kortizol hormonu stresin kendisidir aslında. Sizi uyandıran sizi yaşama güne hazırlayan faktör aslında stres. Düşük stres yaşayan bir çocuk düşünün. Hiçbir stresi yok. Rahat, okul kaygısı yok, sınav kaygısı yok. O çocuk sabahları kalkmaz. Bir hedefi yoktur. Ders çalışmak istemez. Okula gitmek istemez. Çok stresli olan da tam tersi bu sefer hasta olur. Burada bizim optimal stres dediğimiz kısmı yakalamak gerekiyor. Düşük stres ve yüksek stres iyi değildir. Orada biz optimal stresi yakalıyoruz. Akış dediğimiz o alanı yakalamak gerekiyor. Akış da beta dediğimiz pozisyonda. Biz bu cihazlarla ölçüp orada öğrenci hangi aralıkta o dersi yaparken çok mu rahat, çok mu gergin yoksa o zona girebiliyor mu, alana girebiliyor mu? Giremiyorsa biz onu öğretiyoruz.”