Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 Dünya Nüfus Günü’ne ilişkin istatistikleri içeren bültenini yayımladı. TÜİK’in, Birleşmiş Milletler’in (BM) nüfus tahminlerine dayanan verilerine göre Türkiye, 85 milyon 664 bin 944 kişilik nüfusuyla 194 ülke arasında 18’inci sırada yer aldı. Bu nüfus, dünya toplam nüfusunun yüzde 1’ini oluşturdu.
BM tahminlerine göre 2024 yılında dünyanın en kalabalık ülkesi, 1 milyar 450 milyon 935 bin 791 kişiyle Hindistan oldu. Çin 1 milyar 419 milyon 321 bin 278 kişiyle ikinci sırada yer alırken, 345 milyon 426 bin 571 kişiyle ABD üçüncü sıraya yerleşti. Bu üç ülkenin toplam nüfusu, dünya nüfusunun yüzde 39,4’ünü oluşturdu.
TÜİK bülteninde yer alan verilere göre, Türkiye’nin toplam doğurganlık hızı 1,48 çocuk olarak açıklandı. Dünya ortalaması 2024 yılı için 2,25 çocuk olurken, Türkiye bu ortalamanın oldukça altında kaldı. Türkiye’nin doğurganlık hızı, Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin ortalamasından ise daha yüksek seviyede bulunuyor.
Toplam doğurganlık hızının en yüksek olduğu ülke 6,03 çocuk ile Çad olurken, bu ülkeyi 6,01 çocukla Somali ve 5,98 çocukla Kongo Demokratik Cumhuriyeti izledi. Doğurganlık hızının en düşük olduğu ülke ise 0,73 çocuk ile Kore Cumhuriyeti oldu.
Türkiye’de 0-17 yaş grubundaki çocukların toplam nüfusa oranı yüzde 25,5 olarak ölçüldü. Bu oran, dünya ortalaması olan yüzde 29,6’nın altında kalsa da Türkiye, bu alanda Avrupa ülkelerinin tamamından daha yüksek bir çocuk nüfus oranına sahip.
2024 yılı tahminlerine göre çocuk nüfus oranının en yüksek olduğu ülke yüzde 56,5 ile Orta Afrika Cumhuriyeti olurken, onu yüzde 53,7 ile Nijer, yüzde 53,2 ile Somali ve Mali izledi. En düşük oran ise yüzde 13,2 ile Kore Cumhuriyeti’nde görüldü.
Avrupa Birliği ülkeleri arasında çocuk nüfus oranının en yüksek olduğu ülke yüzde 22,7 ile İrlanda oldu. Onu yüzde 20,5 ile İsveç, yüzde 20,2 ile Fransa izledi. En düşük oran ise yüzde 14,8 ile İtalya’da görüldü.
Türkiye’de 65 yaş ve üzeri bireylerin toplam nüfusa oranı yüzde 10,6 olarak belirlendi. Bu oran, dünya ortalaması olan yüzde 10,2’nin üzerinde, ancak AB ortalamasının oldukça altında kaldı.
Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu ülke yüzde 36,2 ile Monako olurken, Japonya yüzde 29,8 ve İtalya yüzde 24,6 ile onu takip etti. En düşük yaşlı nüfus oranı ise yüzde 1,7 ile Katar’da ölçüldü.
Avrupa Birliği ülkelerinde yaşlı nüfus oranı en yüksek ülke yüzde 24,6 ile İtalya olurken, onu Portekiz ve Yunanistan izledi. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Lüksemburg ve İrlanda, AB içinde en düşük yaşlı nüfus oranlarına sahip ülkeler oldu.
Türkiye’de 65 yaş ve üzeri bireylerin toplam nüfusa oranı yüzde 10,6 olarak belirlendi. Bu oran, dünya ortalaması olan yüzde 10,2’nin üzerinde, ancak AB ortalamasının oldukça altında kaldı.
Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu ülke yüzde 36,2 ile Monako olurken, Japonya yüzde 29,8 ve İtalya yüzde 24,6 ile onu takip etti. En düşük yaşlı nüfus oranı ise yüzde 1,7 ile Katar’da ölçüldü.
Avrupa Birliği ülkelerinde yaşlı nüfus oranı en yüksek ülke yüzde 24,6 ile İtalya olurken, onu Portekiz ve Yunanistan izledi. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Lüksemburg ve İrlanda, AB içinde en düşük yaşlı nüfus oranlarına sahip ülkeler oldu.
Doğuşta beklenen yaşam süresi dünya genelinde 2024 yılı itibarıyla ortalama 73,3 yıl olarak belirlendi. Erkeklerde bu süre 70,7 yıl, kadınlarda ise 76 yıl oldu.
Türkiye’de ise doğuşta beklenen yaşam süresi erkekler için 74,7 yıl, kadınlar için 80 yıl olarak açıklandı. Bu değerler, dünya ortalamasının üzerinde olsa da AB ülkeleri ortalamasının altında kaldı.
Erkeklerde doğuşta en uzun yaşam süresi 84,6 yıl ile Monako’da, kadınlarda ise 88,6 yıl ile yine Monako’da görüldü. Kadınlarda Japonya 87,9 yıl, Kore Cumhuriyeti 87,3 yıl ile öne çıktı. Türkiye’deki kadınlar için yaşam süresi, AB içinde en düşük değere sahip olan Bulgaristan’ın hemen üzerinde yer aldı.
AB’de erkeklerin en uzun yaşadığı ülke 81,8 yıl ile İtalya olurken, kadınlarda bu oran 86,4 yıl ile İspanya’da ölçüldü. Türkiye’deki erkeklerin beklenen yaşam süresi, AB ortalamasının gerisinde kaldı.
Uzmanlara göre Türkiye’nin düşük doğurganlık oranı, ilerleyen yıllarda yaşlı nüfusun artmasına ve demografik dengenin değişmesine yol açabilir. Buna karşın çocuk ve genç nüfus oranları hâlâ AB ortalamasının üzerinde seyrederken, yaşam süresi verileri ise Türkiye’nin sağlık ve yaşam koşullarında gelişmeler yaşadığını gösteriyor.