Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, genişletilmiş il başkanları toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasa konusunda Meclis'teki diğer siyasi partilerle birlikte ortak bir zeminde buluşmayı ümit ettiğini söyledi. Erdoğan, yeni anayasa konusunda muhalefete yaptığı çağrının arkasında olduklarını ifade ederek, "Muhalefetin de en azından deprem gibi, anayasa gibi, terörsüz Türkiye gibi konularda uzlaşıya açık olmasını bekliyoruz" dedi.

1982 Anayasası darbe döneminin tortularını taşıdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni ve sivil bir anayasa bu tortulardan temizlenme, ölü toprağını tamamen atma imkanını sunacaktır" diye konuştu. Dün itibarıyla 10 hukukçuyu görevlendirdiğini belirten Erdoğan, “Bu çalışmayla birlikte yeni anayasa hazırlıklarını yürüteceğiz" dedi.

Terörsüz Türkiye sürecine de değinen Erdoğan, “Türkiye'yi yaklaşık yarım asırdır mücadele ettiği, nice vatan evladının hayatına mal olan büyük bir beladan kurtarmanın arifesindeyiz" diye konuştu.

Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Erdoğan'dan 27 Mayıs darbesi açıklaması

"Bugün 27 Mayıs darbesinin 65’inci yıldönümü. 27 Mayıs ülkemizde daha sonra neredeyse her 10 yılda bir tekrarlanan darbeler zincirinin ilk halkası olma yanında rahmetli Menderes’i, Polatkan’ı ve Zorlu’yu idam sehpasına gönderen sürecin de başlangıcıdır.

Bu yönüyle 27 Mayıs 1960 darbesi, üzerinden geçen 65 seneye rağmen milletimizin kalbinde halen kanayan bir yaradır. 27 Mayıs’ın bir diğer özelliği demokrasi ve kalınma atılımlarının kesintiye uğratılmasıdır.

Demokrat partinin iktidara gelmesiyle milletin tek parti döneminde maruz kaldığı zulüm ve sefalet önemli ölçüde sona ermiş, sosyal adalet ve siyasi eşitliğin sağlanmasına yönelik ciddi adımlar atılmıştır.

Türkçe ezan eziyetine son veren, Anadolu’nun dört bir yanına yollar, barajlar inşa eden, imam hatip okullarını ve kuran kurslarını açan, tarihimize, kültürümüze, medeniyetimize dönük faşizan uygulamaları rafa kaldıran Adnan Menderes ve arkadaşlarıdır.

Yıllardan beri, Türk milletini hor ve hakim gören Menderes hükümetleriyle birlikte, milletin evlatlarının ayaklarına ayakkabı giymesini işine sindirememiştir.

Mütegallibenin siyasetteki temsilcisi ise tıpkı bugün olduğu gibi geçmişte de CHP’den başkası değildir. 27 Mayıs’a giden yolun taşlarını döşeyen dönemin CHP liderliğidir.

"Ülkemizi darbe atmosferine sokan CHP’dir"

Sokakları karıştırarak, üniversite gençliğini kışkırtarak, toplumsal gerilimi tırmandırarak, ülkemizi darbe atmosferine sokan yine CHP’dir.

Şu noktaya özellikle dikkat etmenizi istiyorum; 27 Mayıs’ta sadece Menderes hükümetine değil, aynı zamanda milletin takdirine, tercihine ve umutlarına darbe vurulmuştur. Asıl darbe “yeter söz milletindir” ifadesinde anlamını bulan ruha, iradeye, cesarete indirilmiştir.

27 Mayıs ile başlayan ve Yassı Ada tiyatrosuyla devam eden, neticede de merhum Menderes ve arkadaşlarının idamıyla sonuçlanan süreçte aslında siyasetçilere ve millete şu mesaj verilmek istenmiştir; çizgiyi aşmayın, haddinizi bilin yoksa sizin de akıbetiniz darağacında sallanmak olur. 27 Mayıs’ın esas mesajı işte budur.

12 Mart muhtırası, 12 Eylül darbesi, bin yıl sürecek denilen 28 Şubat post modern müdahalesi, karşısında dik durarak yırtıp attığımız 27 Nisan bildirisi…

Sokak terörü üzerinden yapılmak istenen ‘Gezi’ kalkışması, 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe teşebbüsü. Son olarak 2 bin 53 vatan evladını şehit verdiğimiz 15 Temmuz ihaneti. Bunlar ve daha nicesi aynı zihniyetin farklı tezahürleriydi.

Devir ve aktörler değişse de milleti mübeyyiz ve muteber görmeyen kibirli anlayış hiç değişmedi.

Neredeyse her on yılda bir tekerrür eden bu fasit daireye 15 Temmuz gecesi milletimizin desteği ve direnişiyle hamdolsun biz son verdik.

“Darbe anayasası utancından bu milleti mutlaka kurtaracağız”

Nasıl 15 Temmuz direnişiyle darbecilere meydanları dar ettiysek, nasıl Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile milli iradenin egemenliğini perçinlediysek, nasıl sandığın üzerindeki bütün vesayet gölgelerini ortadan kaldırdıysak, inşallah ‘darbe anayasası’ utancından da bu milleti mutlaka kurtaracağız.

Yapılan değişikliklerle ayıplarından geniş ölçüde arındırılan 82 anayasası maalesef hala darbe döneminin tortularını taşıyor. Yeni ve sivil bir anayasa bu tortulardan ebeden temizlenme üstümüzdeki ölü toprağını tamamen atma imkanını bizlere sunacaktır.

Türk siyasetinin rüştünü ispat etmesine de vesile olacak yeni anayasayı evrensel ölçüleri yansıtan eksiksiz bir hürriyetler listesi olarak aziz milletimizin ve demokrasimizin envanterine katmakta kararlıyız.

"Diğer siyasi partilerin katkılarıyla ortak bir zeminde buluşabilmeyi ümit ediyoruz"

Dün itibariyle 10 hukukçu arkadaşımı görevlendirdim ve şimdi bu hukukçu arkadaşlarımız çalışmaya başlayacaklar. Bu çalışma ile birlikte de inşallah yeni anayasa hazırlık çalışmalarını yürüteceğiz.

Biz, 23 yıl boyunca demokrasimizi yeni, sivil ve özgürlükçü anayasa ile taçlandırma konusundaki ünsiyetimizi defalarca gösterdik. Ancak her seferinde muhalefetin uzlaşmak tavrıyla muhatap olduk.

Cumhur İttifakın olarak inşallah bu defa Meclis’teki diğer siyasi partilerin de katkılarıyla ortak bir zeminde buluşabilmeyi ümit ediyoruz.

Aziz milletim, Türkiye’nin adeta kangren olmuş sorunlarına çözüm üretme mücadelemiz kararlıkla devam ediyor. 86 milyonun tamamının huzuru, güvenliği ve sosyal barışı adına önemli adımlar atıyoruz.

"Büyük bir beladan kurtarmanın arifesindeyiz"

İç cepheyi güçlendirme çağrımız ile başlayan Cumhur İttifakı ortağımız MHP’nin saygıdeğer genel başkanı Devlet Bahçeli’nin tarihi ve cesur çıkışla olgunlaşan terörsüz Türkiye çalışmalarında hamdolsun kritik bir eşiği daha suhuletle aştık.

Örgütün aldığı fesih ve silah bırakma kararı ile yeni bir safhaya geçilmiş oldu. Türkiye’yi yaklaşık yarım asırdır mücadele ettiği nice vatan evladının hayatına mal olan büyük bir beladan kurtarmanın arifesindeyiz.

Şurası bir gerçek ki; her yeni aşamayla birlikte hem ümitlerimiz hem de yükümüz artmaktadır. Öncekilere nazaran daha hassas, daha narin, provokasyona daha açık bu aşamanın daha inşallah kazasız belasız tamamlanacağına inanıyorum.

Sürecin başarısına dair güçlü irademizi her fırsatta vurguluyoruz. İlk günden beri yapıcı olmaya, yüreklendirmeye, 86 milyonun tamamına güven veren bir dil kullanmaya özen gösteriyoruz.

“Siyasi partilerin sorumlu bir üslup belirlediğini memnuniyetle müşaade ediyoruz”

DEM Parti başta olmak üzere, diğer siyasi partilerin de bu konuda oldukça sorumlu bir üslup belirlediğini memnuniyetle müşaade ediyoruz.

Bu yapıcı siyaset tarzını son derece kıymetli buluyoruz. ‘Cumhur İttifakı terörü bitireceğine, terör hiç bitmesin’ diyen muhterisleri zaten muhatap almıyoruz.

Bunların 110 sene önce ‘Edirne’ye Enver gireceğine düşman girsin’ diyenlerden zihniyet olarak hiçbir farkı yoktu.

Bunların sayıları belki az ama etrafa yaydıkları cüruf rahatsız edicidir. Milletin açısından ikbal devşirmeye çalışanlar unutmayın yine kaybedecektir.

Cumhur İttifakı’nın iki güçlü ve tecrübeli lideri olarak Sayın Bahçeli ile ne yaptığımızı gayet iyi biliyoruz.

Sizlerin de şunu çok iyi bilmenizi istiyorum; terörsüz Türkiye menziline vardığımızda 86 milyonun tamamı kazanacak.

Şehit yakınlarımız ve gazilerimizle birlikte vatan uğruna bedel ödeyen herkes kazanacak. Terör duvarı yıkılınca inşallah kardeşliğimiz daha da güçlenecek.

"Milletin parası kimsenin şahsi PR arpalığı değildir ve olamaz"

İstisnalar haricinde belediyelerin çoğu özellikle de muhalefet belediyeleri ne yazık ki borç içerisindedir. SGK prim borçlarını gündeme getirdiğimizde maruz kaldığımız eleştirileri hepimiz hatırlıyoruz.

Oysa SGK borçları, ‘bunları ödersek dükkanı kapatmak zorunda kalırız’ diyen muhalefet belediyelerinin konser üzerinden vurgun yapmaya gelince kesenin ağzını nasıl açtığını hepimiz gördük. Ciddi miktarda yan geliri olan belediyeler bile SGK’ya borçlarını ödemekten kaçınmaktadır.

Personel giderleri bütçenin yüzde 30’unu aşamaz, aşmamalıdır. Bunlarda böyle bir hesap var mı? Yok.

Milletin parası kimsenin şahsi PR arpalığı değildir ve olamaz.

"Muhalefete yaptığımız çağrının arkasındayız"

Muhalefete yaptığımız çağrının arkasındayız. Muhalefetin de en azından deprem gibi, anayasa gibi, terörsüz Türkiye gibi konularda uzlaşıya açık olmasını bekliyoruz.

CHP Genel Başkanı Sayın Özel, ne yazık ki bulunduğu makamın hakkını veremiyor. Çok konuşup genellikle boş konuşarak hem kendisini hem partisini komik durumlara düşürüyor.

Ne dünyadan ve bölgeden haberi var. Ne de Türkiye’yi tanıyor.

"Ülkesini ona buna şikayet etmesini Türkiye’nin ana muhalefet liderine yakıştıramıyorum"

Biz, onun yanlışlarını, gaflarını düzeltmekten usandık ancak o bunlara yenisini eklemekten bıkmadı. Hadi bunları acemiliğine veriyor, hoş görüyoruz ama aralarında bizim de dostlarımızın olduğu yabancı misafirlerin önünde süklüm püklüm yalvarmasını açıkçası izah edemiyoruz.

Ali Babacan'dan iktidara Papara tepkisi
Ali Babacan'dan iktidara Papara tepkisi
İçeriği Görüntüle

Ülkesini ona buna şikayet etmesini Türkiye’nin ana muhalefet liderine yakıştıramıyorum. Yolsuzlukları örtmek, hırsızlıkları aklamak için yabancı konukların huzurunda adeta taklacı güvecin misali şekilde şekle girmesini tahaccüple seyrediyoruz."

Muhabir: Şevval Dalgıç