Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda gündemi değerlendirdi. İsrail-İran çatışmasına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her türlü olumsuzluğa karşı hazırlıkların yapıldığını söyledi. Erdoğan, "Netanyahu soykırım suçunda zalim Hitler'i çoktan geride bırakmıştır. Umarız akıbetleri aynı olmaz. İnşallah er ya da geç uluslararası bağımsız bir yargının önüne çıkar, bütün yaptıklarıyla yüzleşir ve işlediği cinayetlerin, katliamların hesabını ahirete kalmadan bu dünyada verir" diye konuştu.

Konuşmasının bir bölümünde CHP'yi de eleştiren Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"Ülkemiz adına utanç verici buluyoruz"

Türkiye gibi büyük ülkenin Ana muhalefet partisinin aylardır 'kim kimin yüzüne tükürecek' tartışmasıyla meşgul olmasını, ülkemiz adına utanç verici buluyoruz. Enflasyonla mücadelede mevzi kazandıkça, inşallah, 86 milyonun tamamının refahını, alım gücünü ve hayat standardını daha da yükselteceğiz.

"Ana muhalefet partisini mi yoksa entrikalarla dolu bir pembe dizi mi seyrediyoruz inanın biz de karıştırır olduk"

Türkiye'nin Ana muhalefet partisini mi yoksa entrikalarla ve ihanetlerle dolu bir pembe dizi mi seyrediyoruz inanın biz de karıştırır olduk. Biz hükümet olarak her alanda olduğu ekonomi de ne yaptığımızı da gayet iyi bilmiyoruz. Burada dingil kırmış kamyon şoförü gibi ne yağacağını bilmeyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel’dir. Buradan Özgür Özel’e tavsiyem kendini fazla yomasın, çok fazla hırpalamasın. Dış politika ve ekonomi gibi acemisi olduğu konularda kürsüden atıp tutmak yerine çok iyi bildiği meselelerden bahsetsin. Mesela toplanmayan çöplerden, çalışmayan merdivenlerden, yanan otobüslerden, ödenmeyen SGK borçlarından bahsetsin. Mesela kapı dışarı edilen işçilerden, hısım akraba çiftliğine çevirdikleri için iflasın eşiğine getirdikleri belediyelerden bahsetsin.

"İsrail saldırıları çok daha barbarca boyut kazanmış durumda"

İsrail, Filistin'de sürdürdüğü işgal ve katliam politikalarını 7 Ekim’de 2023 sonrasında farklı bir boyuta geçerek toplu kıyıma, toplu cezalandırmaya en sonunda da soykırıma dönüştü. 620 gündür devam eden vahşette 55 binden fazla Gazzeli mazlum hayatını kaybetti. 128 binden fazla kardeşimiz yaralandı. İsrail saldırıları çok daha vahim, çok daha barbarca boyut kazanmış durumda. Hayat tutunmak isteyen 2 milyon sivil açlığa, susuzluğa ve ilaçsızlığa mahkum edildi.

İsrail'in saldırıları şu anda çok daha vahim, çok daha barbarca bir boyut kazanmış durumda. Yüzde 80'i enkaz halinde olan Gazze'de hayata tutunmaya çalışan 2 milyon masum sivil tamamen açlığa, susuzluğa ve ilaçsızlığa mahkum edildi. Bu yetmezmiş gibi İsrail, yardım dağıtım noktalarına yığılan mazlumların üzerine mermi yağdırıyor, bomba yağdırıyor. Her gün açlıktan kıvranan yüzlerce insanı vurarak alçakça katlediyor. Çok açık söylüyorum; İkinci Dünya Savaşı'nın en dehşetli fotoğrafları, videoları bugün Gazze'den gelen görüntüler yanında inanın çok ama çok masum kalıyor.

"Netenyahu'nun sonu umarım Hitler gibi olmaz"

Avrupa'daki o Holokost sürecinde Gazze'deki kadar dehşetli, Gazze'deki kadar acı, insanlık dışı, vicdan dışı, Gazze'dekine benzer görüntüler oluşmamıştır. Netanyahu soykırım suçunda zalim Hitler'i çoktan geride bırakmıştır. Umarız akıbetleri aynı olmaz. İnşallah er ya da geç uluslararası bağımsız bir yargının önüne çıkar, bütün yaptıklarıyla yüzleşir ve işlediği cinayetlerin, katliamların hesabını ahirete kalmadan bu dünyada verir.

İsrail bir yandan Gazze'de soykırım suçu işlerken diğer yandan Lübnan'a saldırdı, Suriye'ye saldırdı, Yemen'e saldırdı, buralarda sivilleri katletti. Batı Şeria'da her gün sivil yerleşim yerlerine saldırıyor, oralarda masumları öldürüyor, oraları adım adım işgal ediyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi İsrail, İran'daki bazı hedeflere saldırarak, İran içinde suikastlar düzenleyerek haydutluk sahasını biraz daha genişletti. Şunu en başta söylemek mecburiyetindeyim; İran'ın İsrail'in bu haydutluğu karşısında, bu devlet terörü karşısında kendisini savunması son derece doğal, meşru, hukuki bir haktır.

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten dikkat çeken SDG çıkışı
AK Parti Sözcüsü Çelik'ten dikkat çeken SDG çıkışı
İçeriği Görüntüle

"İran, gözü dönmüş bir ülke tarafından çok açık bir şekilde saldırıya uğramıştır"

İran, hukuk tanımayan, kural tanımayan, ilkesi olmayan, şımarık, şımartılmış, gözü dönmüş bir ülke tarafından çok açık bir şekilde saldırıya uğramıştır. Üstelik bu saldırılar İran'ın nükleer müzakereleri devam ederken düzenlenmiştir. Kendisi nükleer silahlara sahip olan, üstelik nükleer çalışmalarında hiçbir uluslararası kuralı tanımayan İsrail, müzakerelerin bitmesini beklemeden, sonucu beklemeden tam olarak terör eylemi gerçekleştirmiştir. Bütün dünyanın, bütün insanlığın gözleri önünde yapılan bu saldırganlık karşısında ne yazık ki başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası kurumlar ve devletler sessiz kalmakta, hatta bazıları maalesef bu haydutluğa alenen destek vermektedir. Gazze'de tam 625 gündür insanlığın utancı olan bir tablo yaşanırken sükut edenler, şimdi ateş hızla tüm bölgemize yayılırken yine derin bir sessizliğe bürünmüşlerdir.

"Öldürülen bebeklerin, çocukların kanı sıçramıştır"

Tekrar söylüyorum; bu saldırganlık, bu kural tanımazlık, bu devlet terörü ve haydutluk karşısında sessiz kalmak olan bitene özellikle rıza göstermektir. İsrail'in bu şımarıklığına destek verenler kadar sessiz kalanların da eline, alnına katledilen sivillerin, öldürülen bebeklerin, çocukların kanı sıçramıştır ve o kan lekesi o ellerden, o alınlardan asla temizlenmeyecektir.

Bu kan ve utanç lekesi sadece Netanyahu'nun eline, alnına değil; sadece onu destekleyen Siyonistlerin eline, alnına değil; aynı zamanda susan, sessiz kalan, tepkisiz kalan herkesin eline, alnına, varsa vicdanına da bulaşmıştır. Hem Gazze hem Suriye Lübnan, Yemen'e hem de komşumuz İran'a yönelik bu insanlık dışı saldırganlığın durması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, yapmaya da sabırla devam edeceğiz.

"Saldırıların Türkiye'ye olası etkileri konusunda bütün kurumlarımız teyakkuz halinde"

Tıpkı son 23 yılda karşı karşıya kaldığımız diğer çatışmalarda olduğu gibi İsrail'in İran'a yönelik terör saldırılarını da çok yakından takip ediyoruz. Bu saldırıların Türkiye'ye olası etkileri konusunda bütün kurumlarımız, ilgili bütün arkadaşlarımız teyakkuz halinde. Her türlü olumsuzluğa, her türlü senaryoya karşı hazırlıklarımızı yaptık ve yapıyoruz.

Bir defa şunu herkesin bilmesi lazım; biz bakkal işletmiyoruz. Dünyanın en büyük ülkelerinden birini, Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetiyoruz. Devlet tecrübemiz, tarihi derinliğimiz, millet olarak yüzyıllara sari birikimimiz bu sürecin idaresinde bizim en büyük referans kaynağımızdır. İktidar sorumluluğu içi boş söylemleri, hamaseti, polemiği kaldırmaz. Sırtında yumurta küfesi olmayanların söylemleriyle hareket edemeyiz. Daha düne kadar İsrail'in gönüllü avukatlığına soyunup utanmadan, sıkılmadan Hamas'a terör örgütü diyenlerin kışkırtmalarını zaten muhatap almıyoruz. Meclis açılış hitabımda İsrail'in artan saldırganlığına dikkat çektiğimiz için bizi acımasızca eleştirenlere bugün bize akıl vermek, bizim hassasiyetimizi sorgulamak değil, şayet zerre miskal öz saygıları kaldıysa hatalarını kabul edip bizden özür dilemek düşer. Biz attığımız ve atacağımız adımları daha burunlarının dibini görmekten aciz bu vizyonsuzların tavsiyelerine göre değil, Türkiye Cumhuriyeti'ne yakışan devlet ciddiyetiyle belirliyoruz. Biz çatışmanın, şiddetin, zulmün tarafında değil; hakkın, adaletin, diyalog ve diplomasinin tarafındayız.

"Yoğun bir diplomasi trafiği içindeyiz"

Bu anlayışla saldırganlığın sona ermesi için 13 Haziran'dan bu yana yoğun bir diplomasi trafiği içindeyiz. Amerikan Başkanı Sayın Trump ve İran Cumhurbaşkanı Sayın Pezeşkiyan ile iki kez görüştük. Bölgemizdeki tüm kardeş ülkelerin liderleriyle aynı şekilde telefon görüşmelerimiz oldu. Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ile meseleyi enine boyuna değerlendirdik. Bizim dışımızda diğer arkadaşlarımız da muhataplarıyla sürekli temas içindeler.

En başından beri İran'la da konuşabilen bir ülke olarak nükleer konusunun diplomasiyle çözümü için çabaladık. Bugün de silahların susması için üzerimize ne düşüyorsa yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Milletimiz müsterih olsun. Hükümetleri, Türkiye'nin menfaatlerinin, huzurunun, dirliğinin, güvenliğinin sonuna kadar takipçisiyiz. AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın güçlü dayanışması, bu fırtınalı sularda 86 milyonun tamamının güvencesidir.

Bir başka konu şudur. İsrail saldırganlığının durdurulması evet, bütün dünya için, insanlık için elzemdir. Ancak bu yaşananlardan komşumuz İran dahil bölgemizdeki tüm ülkeler gereken dersleri çıkarmalıdır. Eğer bölgemizde İsrail saldırganlığına, İsrail'in devlet terörüne karşı bir ortak tedbir alınmak isteniyorsa herkes şapkasını, sarığını, kavuğunu önüne koyup etraflıca düşünmelidir. Bir diğer önemli husus şudur değerli kardeşlerim; İsrail'in son 2 yılda artık açıktan gerçekleştirdiği saldırganlık, Türkiye'nin de içinde bulunduğu geniş coğrafyamızın karşılaştığı sorunları izah etmektedir.

"Kutuplaşmaların ardında dış dinamiklerin olduğu bugün çok daha net ortaya çıkmıştır"

Çok açık söylüyorum; Türkiye'de 10 yıllardır devam eden tartışmaların, ayrışmaların, kutuplaşmaların ardında iç dinamiklerden ziyade dış dinamiklerin olduğu bugün çok daha net ortaya çıkmıştır. Türkiye'de 10 yıllar boyunca süren ekonomik, siyasi, sosyal sorunların, terör meselesinin, istikrarsızlığın, iç gerilimlerin temel sebebi bugün daha açık görülmektedir. Şuraya bilhassa dikkatinizi çekiyorum; Türkiye'de neredeyse her yıl, 10 yılda bir tekrarlanan hiçbir darbe tesadüfen yapılmamıştır. Hiçbir darbe vatansever, vatanperver eller tarafından kurgulanmamıştır. İşte İran'da olanları görüyorsunuz.

FETÖ'nün MİT krizinde, 17-25 Aralık'ta, 15 Temmuz'da yapmaya çalıştığı darbeler bugün yaşananların ışığında daha bir anlam kazanmakta, bu hainlerin asıl gayelerinin ne olduğu daha belirgin hale gelmektedir. Sadece 15 Temmuz değil, sadece 17-25 Aralık değil, 27 Mayıs'a bakın, arkasında aynı kirli şebekeyi göreceksiniz."

Kaynak: Haber Merkezi