Tutuklu bulunan CHP Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu, Türkiye Barolar Birliği ve aralarında DEM Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, İYİ Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi'nin bulunduğu çok sayıda siyasi partiye seslendi. İmamoğlu, hukukun siyasete kurban edildiği eleştirisinde bulunarak, adalet arayışına destek istedi.

Dilek Kaya İmamoğlu, yaptığı açıklamada Türkiye'de adaletin durumuna dikkat çekerek, kararların siyasetin gölgesinde verildiği ve vicdanları yaralayan bir süreç yaşandığını ifade etti. Bu sürecin sadece kendi ailesinin değil, haksız yere özgürlüğünden edilen tüm tutuklu yakınlarının ortak sorunu olduğunu vurguladı.

Ayşe Tokyaz cinayeti: Eski polis memuru için istenen ceza belli oldu
Ayşe Tokyaz cinayeti: Eski polis memuru için istenen ceza belli oldu
İçeriği Görüntüle

İmamoğlu, çağrısını tüm siyasi parti genel başkanlarına, hukuk örgütlerine, sivil toplum ve mesleki kuruluş temsilcilerine genişletti. Açıklamasında, "Bu suskunluk artık kabul edilemez. Bu hukuksuzluk artık kaldırılamaz. Bu ülkede adaleti hep birlikte ya savunacağız ya da hep beraber kaybedeceğiz," ifadelerine yer verdi.

Yaşananların sadece bir kişiye veya aileye değil, 86 milyon vatandaşın hukukuna yönelik bir haksızlık olduğunu dile getiren İmamoğlu, adil yargılanma hakkı tesis edilene ve kararlar hukukun ışığında verilene kadar susmayacağını belirtti.

Dilek Kaya İmamoğlu’nun çağrı metni şu şekilde:

“Ne yazık ki Türkiye’de adaletin nefesinin kesildiği bir dönemin tam ortasındayız. Haksızlığın, hukuksuzluğun, siyasetin gölgesinde verilen kararları artık vicdanların bile kabul etmediği bir süreç yaşıyoruz. Bu süreç sadece bizim değil; eşi, evladı, kardeşi hukuksuzca özgürlüğünden edilen tüm tutuklu yakınlarının ortak çığlığıdır.

Ben buradan, tüm siyasi parti genel başkanlarına, tüm hukuk örgütlerine, tüm sivil ve mesleki toplum temsilcilerine, sanatçılara açık ve net bir çağrı yapıyorum: Bu suskunluk artık kabul edilemez. Bu hukuksuzluk artık kaldırılamaz. Bu ülkede adaleti hep birlikte ya savunacağız ya da hep beraber kaybedeceğiz.

Bugün yaşanan haksızlık, sadece bir kişiye, bir aileye yapılmıyor. Bugün adalet terazisiyle oynayanlar, aslında 86 milyonun hukukuyla oynuyor. Ve ben, bu ülkede adil yargılanma hakkı tesis edilene, kararlar siyasetin değil hukukun ışığında verilene, herkesin gözü önünde açık, şeffaf ve tarafsız bir yargılama yapılana kadar susmayacağım. Bu hakkı her gün, her yerde, her mecrada tekrar edeceğim. Çünkü adalet, bir grubun değil; ülkenin vicdanıdır. Ve bugün o vicdanı yaşatmak, hepimizin boynunun borcudur. Çağrım nettir: Gelin, hukukun sesini hep birlikte yükseltelim. Gelin, adaleti siyasi hesaplara kurban eden bu karanlığa hep birlikte karşı duralım.

Gelin, bu ülkenin çocuklarına onurlu bir gelecek bırakmak için sorumluluk alalım. Bugün susan, yarın konuşacak bir ülke bulamayabilir. Ben konuşuyorum. Ve inanıyorum ki, benim sesim yalnızca bana ait değil; adalet bekleyen yüz binlerin, milyonların sesidir. Ve bu ses, halkın gözü önünde canlı yayınla yapılacak Tutuksuz, Adil, Şeffaf yargılanma hakkı sağlanana kadar susmayacaktır.”

Kaynak: Haber Merkezi