Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Siyaset ve Liderlik Okulu 22. Dönem Sertifika Töreni'ne katıldı. Burada gündemi değerlendiren MHP Lideri Devlet Bahçeli, futboldaki bahis skandalına değindi. Bahçeli, “Türk futboluna, hatta Türk sporuna gölge düşürenlerin neden olduğu ahlaki kriz, hepimizin üzerine kafa yorması gereken bir konu değil midir?” sorusunu sordu.
Bahçeli, Terörsüz Türkiye hedefi kapsamında üç vekilin İmralı’ya gitmesine de değindi. Komisyonun İmralı ziyareti ile ilgili tutanakları açıklamasıyla ilgili konuşan Bahçeli, “PKK’nın kurucu önderliğinin mesajları makul, müsbet, muteber ve muayyen niteliktedir” dedi.
Bahçeli’nin açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Bahçeli’den bahis skandalına ilişkin açıklama
“Bahis iddialarıyla Türk futboluna, hatta Türk sporuna gölge düşürenlerin, sermaye piyasasında milletimizin alın terini dolandıranların, yattığı yerden çok kazanmanın, kalktığı yerden çok aşırmanın amacında olanların neden olduğu ahlak krizi hepimizin üzerine kafa yorması gereken bir konu değil midir?
Giderek toplumsal bünyeyi deşip kanatan şiddet vakıaları, insanların basit sebeplerden birbirini boğazlamaları bir ahlak krizi değil midir? Yalan, dolan ve iftiradan medet umarak insanlarımıza haysiyet cellatlığı yapmak, siyasi diyalogları tıkamak, habaseti hamasetle, hakareti ucuzlamış haysiyet pozlarıyla kapatmaya çalışmak bir ahlak krizi değil midir?
“Yolsuzluk iddiaları yaygın ve yoğun bir ahlak krizi değil midir?”
Belediyeleri kasıp kavuran rüşvet, irtikap ve yolsuzluk iddiaları yaygın ve yoğun bir ahlak krizi değil midir? Yüzyılın yolsuzluğu olarak tanımladığımız İstanbul Büyükşehir Belediyesi soygunu, her tarafa sıçramış gayri meşru ve gayri hukuki ilişkiler manzumesi milli hafızaya mıh gibi yerleşen, bıçak gibi saplanan bir ahlak krizi değil midir?
Buna karşı adaletin devreye girmesine bühtanla saldırmak, yargı mensuplarımızı itibarsızlaştırmaya kalkışmak hem adalet hem de ahlak krizi değil midir?
Bahçeli’den Adliye’den altın ve gümüş çalınmasıyla ilgili yorum
Yeni nesil çetelerin etrafa korku salması, çocuk yaştaki tetikçilerin sahaya sürülmesi, uyuşturucu kullanım yaşının inanılmaz şekilde düşmesi, ailelerin dağılıp umutların sönmesi bir ahlak krizi değil midir?
Büyükçekmece Adliyesi emanetindeki altın ve gümüşleri çalıp yurt dışına kaçmak, her düzey ve derecede emanete ihanet etmek bir ahlak krizi değil midir?
Türk-İslam düşünürlerinin pek çoğunda adaletin ağırlık merkezi muhabbettir.
“Aşama aşama, kademe kademe sonuca doğru gidiyoruz”
Siyaset basit, müstakil, durağan ve tek katmanlı bir süreç değildir.
Özünde insana dair her şey vardır.
‘Terörsüz Türkiye’ hedefinin siyaset mantığı milli birlik ve kardeşliğimizin tahkimine odaklıdır.
Bazı provakatif çıkışlara, Siyonist-emperyalist tazyik ve telkinlere, abuk sabuk ifadelere, tahrik ortamını canlandırmaya dayalı küstah ve kumandalı söylemlere rağmen aşama aşama, kademe kademe sonuca doğru gidiyoruz.
Göz kamaştıran gelişmelerin muhatabı olmanın eşiğindeyiz, kıyısındayız.
Sistemli ve şiddetli dedikodu anaforuna kapılmadan, yakamızı kaptırmadan, cesaret ve hamiyet izlerine basa basa yolumuzda ilerliyoruz.
‘Terörsüz Türkiye’ hedefini akıl, ahlak ve adalet aydınlığının ikram ve imkanıyla okuyor, küresel ve bölgesel tehditler karşısında tek yürek olmaktan başka seçenek görmüyor, tanımıyoruz.
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 19’uncu toplantısını da 4 Aralık’ta yapmış, bu suretle İmralı’nın adaya giden milletvekili heyetine yaptığı açıklamalar görüşülmüştür.
“PKK’nın kurucu önderliğinin mesajları makul ve muayyendir”
PKK’nın kurucu önderliğinin mesajları makul, müspet, muteber ve muayyendir.
Bu mesajın hilafına kamuoyuna maksatlı açıklamalar yapmanın, süreci çarpıtmanın ve berrak suyu bulandırmanın hiçbir mana ve ehemmiyeti yoktur.
Çatışma ve gerilim çıkmazında nefes nefese kalan pek çok coğrafyanın aksine ülkemiz adil, hakkaniyetli, ahlaki temelli ve akılla bezeli barış mimarisini hayata geçirmektedir.
Kim ki bunun önüne geçmeye yeltenirse iki cihanda da altından kalkamayacağı bir vebali omuzlamış demektir.
“Cizre provokasyonu, Kandil’den yapılan sorumsuz açıklamalar bizi yıldıramayacaktır”
Cizre provokasyonu, Kandil’den yapılan bazı sorumsuz ve sakat açıklamalar bizi yıldıramayacaktır.
Bizim hidayete erip ermediğimizin takdirini bir fani değil, Cenab-ı Allah bilecek, adalet ve ihsanıyla hakkımızdaki ezeli hükmü de verecektir.
“Bozkurt olacağım, öyle de göçüp gideceğim”
Bozkurtluğuma gelince, ben elbette bir Bozkurtum, ecel aman verdiği müddetçe Bozkurt olacağım, öyle de göçüp gideceğim.
Barış kuşunun ikinci kanadı inşallah takılacak ve uçuşunu herkes görecektir.
Siyaseti bir rekabet ve çatışma alanı olarak tevil edenler olduğu kadar, işbirliği ve dayanışma halinde tanımlayan düşünürler de pek çoktur.
“İşbirliğinden yanayız”
İşbirliğinden yanayız. Dayanışmanın taltif ve teminden tarafız. Konuşmayla, anlaşmayla, empati yapmakla, sabırlı olmakla, sağduyu içinde, birbirimizin açığı aramakla değil, kapatmakla meşgul olmalıyız. İhtirasları zapt edecek manevi dizginlerimiz vardır. Tahammül, başkasını anlamaya, sorunları diyalogla çözmeye fırsat veren demokratik değerdir. Son yüz yıl içinde yakaladığımız bugünkü tarihi fırsatı elimizden kaçıramayız, israf edemeyiz.”



